HİÇLİK
Geçmiş bahar papatyaları topladım sana
Açmamış bahçelerden
donmuş gül yaprakları düştü eteklerime
Yitik aşkların sakarlığı ellerimde
Uçuşan ruhuna tutunup her gün
Olmazlık şerbetini içeceğim yine
Unutup unutup yeniden seveceğim
Ol'anlar, ol an'lar olmasa
Ne kalır yüreklerde
"Kırgınlık mı ?"
Alıştığı kırgınlıklara üzülünce, üzüyorsa insan
Bu döngü; bir kırgınlık mı bir alışkanlık mı ?
"Halin imgesi", "aklın sorgusuna" girerse
Ne ben kalırım ne imge...
Ortasını bulalım esaretle...
Unutulmuşluklarıma selam vermediğimi sanmıyorum, ardımda bıraktıklarımı bıraktığımı, bırakabildiğimi sanmıyorum, takılı kaldığımı da sanmıyorum, takılmanın varolmaz hafifliği hafif kalırdı sanrılarımda.
Bir bütünü bulmak için çıktığım yolda, küçük parçaların büyü seline kaptırdım defalarca
Gittiklerim, gidemediklerimle bir yumak oldum evvela
Sonra bulunduğum yerdeki pencerelerin açılması ile papatya kokularının esiri oldum pervasızca
Benliklerimle selam verdim
Beni benden edenlerin yasını tuttum içimde
Varamadığım hüzün diyarlarında dolaştım kimi gülerek kimi sarsılarak kimi yok oluşlarla
Hep bir kalemde esmedi rüzgarlarım
Kimi durgun esti kimi hunharca
İşte yolculuğumun bir bilinmezi daha
Daha kaç bilinmezle uyanacağım şu koca ama küçük dünyamda
|