AYVALIK AYAZMASI (PANAGİA PHANEROMENİ)
Ayvalık denilince pek çok kimsenin aklına ilk olarak Cunda geliyor olmalı. Ardından Sarımsaklı’nın muhteşem plajları, adaları, koyları ve de papalinası geliyor. Ama kentin eski sokaklarında dolaşmaya başladığınızda görüyorsunuz ki her karışından tarih fışkırıyor. Her kapının, pencerenin, taşın altından bir öykü çıkıyor Ayvalık’ta. Dokunduğunuz duvar, baktığınız baca, uzandığınız her pencere anılarla dolu, anılarla yüklü. Zar taşla kaplı daracık sokakları, Rumlardan kalan yapılar, kiliseden bozma camiler, ayakta kalanlar, yıkılıp gidenler, yıkılmamak için direnenler. Kırmızı kiremitli çatılar, sardunya süslü pencereler, kedileriyle ünlü mekanlar, köpeklere sevdalı sokaklar, dost canlısı insanlar…
Bu bölgeye Macaron da deniliyor
Barbaros Caddesi, Macaron da denilen bölgede yer alıyor. Turizm sezonunda iğne atsan yere düşmez sözüne uygun, renkli mi renkli, cıvıl cıvıl, esnafıyla, halkıyla, tatlısıyla, tuzlusuyla, butik otelleriyle, butik lokantalarıyla, rengarenk kapılarıyla misafirlerini karşılıyor. Bu cadde üzerinde bulunan eski görkemli bir yapı Ayvalık Ayazması. Dönemin belediye başkanının girişimleriyle ayağa kaldırılmış, çok özel bir bina. Size mimari yapısıyla, bulunduğu sokağa güç katan heybetli havasıyla, sütunlarıyla, vitray süslü camlarıyla, yirmi dört saat akan suyuyla, büyülü ortamıyla Ayvalık Ayazması’nı anlatmak istiyorum.
Rüya ile başlayan kazı
“Panagia Phaneromeni Ayazması” heybetiyle bir dönem kent içindeki en ünlü ve en önemli dini yapısıymış, daha sonraki yıllarda, çeşitli afetlerle yok olup gitmiş. Panagia’nın ikonası bir rüyanın sonrasında yapılan bir kazı ile 28 Haziran 1852 yılında bulunmuş. Bulunan bu alana, 1867 yılında Khioslu (Sakız Adası) kaptan Mihalis Papazis’in harcamalarıyla bir ayazma yapılmış. Yaklaşık kırk yıl sonra, 1890’da ayazma bozularak üzerine daha büyük bir ayazma inşa edilmiş. Ayazma kentin dini yaşantısında 1920 yılına kadar egemen olmuş. Kurtuluş Savaşı ve ardından gelen mübadeleyle bölgede sadece Türklerin kalmasının ardından etkinliğini tamamen yitirmiş.
Ayazma’nın başına gelenler
Şimdi biraz geçmiş yıllara dönelim, Ayazma’nın başına gelenleri, yaşananları ve bugüne kadar gelen tarihsel sürece bir bakalım. Yunanistan’ın bağımsızlığıyla sonuçlanan 1821 “Mora Ayaklanması” Batı Anadolu kıyılarına da sıçradı. Bunun sonucunda Ayvalık ve Cunda Adası Rumları da isyancılarla birleşerek 1821 yılının Mayıs ayında saldırıya geçti. Halkın büyük bir bölümü Ayvalık’ı terk ederek adalara sığındı. Mora İhtilâli henüz bitmeden İstanbul’da padişah, dağılmış olan Ayvalık Rum halkının eski yerlerine dönmeleri konusunda ılımlı davrandı. Ayvalık halkının affedilmesi, dönenlerin yerleştirilmesi konusunda bir buyruk çıkarıldı. 18 Mayıs 1824 tarihinde Midilli muhafızı Mustafa Ağa’dan Babıâli’ye gönderilen bir yazıda, Ayvalık ve Cunda Adası halkının “celp ve iskân” edildiği ifade ediliyordu. Yavaş yavaş Ayvalık ve Cunda Adası’na gelerek yerleşen Rum halkına daha sonra zeytinlik verildi. Rum halkının geriye dönmeleri 1832 ile 1840 yılları arasında tamamlandı. Bu karışıklık yıllarında Ayvalık oldukça tahrip olmuştu. Ayvalık’ın yeniden canlanmasıyla kiliseler ve önemli yapıların tümü, 19. yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştı. Ayvalık Ayazması da yine bu zamanda yenilendi.
1890 Ayazmasının havuzunun basamaklarının dokuz adet oluşu da Yortu’nun dokuz gün oluşuyla benzerlik gösteriyormuş.
Kutsal hastane yeniden kuruldu
Ayvalık tahribatından sonra 1832-1840 yılları arasında, Rumların yeniden Ayvalık’a dönmesinden sonra “Kutsal Hastane” yeniden kurulmuş. Bu hastanenin maddi açıdan desteklenmesi için büyük bir Enneaımera diye anılan “Dokuz Günlük Yortu” 23 Ağustos 1840’ta başlatılmış. Bu “Dokuz Günlük Yortu” Meryem Ana’nın ölümünün yorumlandığı bir yortuymuş. 15 Ağustos’ta Meryem Ana’nın öldüğü gün (Koimesis) başlayıp, dokuz gün sürüyormuş. 23 Ağustos’ta da büyük bir bayramla kutlanıyormuş. 1890 Ayazmasının havuzunun basamaklarının dokuz adet oluşu da Yortu’nun dokuz gün oluşuyla benzerlik gösteriyormuş. Bütün bu yortunun gelirleri hastaneye kalıyormuş. Bu kutlamalar Hagios Haralampos Kilisesi’nde yapılıyormuş, Panagia Phaneromeni Ayazması için de önemliymiş. Burada da dualar ediliyormuş. Panagia Phaneromeni Ayazması için iki önemli gün varmış. Birincisi bu ayazmanın kuruluşuna neden olan ikonanın bulunduğu gün olan 28 Haziran 1852 tarihi, diğeri ise 23 Ağustos’ta yapılan “Enneaımera Yortusu”ymuş.
Yolunuz düşerse mutlaka gidin, hem binanın içinde hem de bahçesinde musluklardan akan buz gibi suyundan için, yüzünüzü yıkayın. Rivayet odur ki, yüzünü yıkayanlar günahlarından arınırmış. |
Tarihsel ve dinsel olay sayılmış
Panagia Phaneromeni’nin 28 Haziran 1852’de ikonasının bulunması, bölgede çok büyük bir olay olmuş.Çevre ve bölge sakinleri için bu buluş, büyük bir tarihsel ve dinsel olay sayılmış, inancı canlandırmış. Gerçekleşen mucizeler, Meryem’in varlığını ve korunduğunu kanıtlayan bir tanrısal işaret olarak değerlendirilmiş. Halk bu ikonanın bulunduğu günden itibaren cesaretini yeniden kazanmış. Toprak ekilmiş, zeytinlikler ve asmalıklar da büyük ölçüde işlenmiş. Zeytinyağı atölyeleri ve fabrikaları kurulmuş. Gemiler yaptırılmış ve bütün bunlara Phaneromeni’nin öncülük ettiğine inanılmış. Böylelikle onlar için yeniden bir hayat başlamış. Bu zenginliğin sonunda kentte çok büyük imar hareketleri görülüyor. Nitekim bugün ayakta kalan bütün bu yapıların bu tarihten sonra yapılmış olduğunu görüyoruz. Panagia’nın ikonası, Ayazma’da değil Hagios Haralampos Kilisesi’nde yer alıyormuş. Hagios Haralampos’un rahipleri bu ikonayı alıp, Ayvalık içinde ve dışında tarlalarda ve birçok yerde onunla kutsama yapıyorlarmış. Bütün bu kutsama sırasında toplanan bağışlar, hastane gelirlerine kaydediliyormuş. En büyük bayram ise 23 Ağustos’ta gerçekleştiriliyormuş. Bu bayram, yine Hagios Haralampos Kilisesi’nde ve bütün kiliselerde kutlanıyormuş. Ayazma’da da yine büyük dualar yapılıyormuş.
16 yaşındaki Ayvalıklı Evaggelini
Panagia Phaneromeni’nin ikonası, 28 Haziran 1852’de bugün olduğu yerde, sahilden yaklaşık 100 m uzaklıkta bulunan ve Saliokola (veya Saliokoula’nın Bahçesi) denilen yerde bulunmuş. Taşralı, içinde Tanrı sevgisi olan Ayvalıklı Evaggelini isimli 16 yaşlarında bir kız çocuğunun 1851 yılının bir pazar günü görmüş olduğu rüyanın sonucunda ikonanın bulunması için, sözkonusu alanda uzun süre kazılar yapılmış. Kazılar sonucunda Meryem Ana’nın ikonası ve kutsal su ortaya çıkarılmış. Daha sonra “Kassiani” ismiyle rahibe olan bu kız çocuğunun yüzyılın sonuna kadar yaşamış olduğuna inanılıyor.
İkona, Hagios Haralampos Kilisesi’nde tutuluyormuş
İkona’nın bulunduğu tarih olan 1852’den Rumlar’ın bölgeden gittiği 1922 tarihine kadar bu Ayazma, Ayvalık ve çevre bölgelerdeki en büyük tapınma alanı ve dini merkez olmuş. İkona, o zamanın halkının anlatımlarına göre ve kaynaklarda ifade edildiği üzere gümüş veya altın kaplamalı, küçük boyutta ve ahşaptan yapılmış çekmeceli bir çerçeveye sahip. Bu ikona, daha çok Hagios Haralampos Kilisesi’nde tutuluyormuş ve hem Ayazma’yı hem de evleri, tarlaları kutsamak için sürekli olarak gezdiriliyormuş.1876 yılında basılan ayin kitabının üzerindeki gravürde Meryem Ana, sağ elinde khiton giyimli ve ayakta duran İsa’yı tutuyor. İsa, sağ elini öne uzatmış ve üç parmağı da kutsama pozisyonunda. Sol eliyle ise Meryem Ana’nın göğsünün önündeki yer küreyi tutuyor. Meryem Ana, sağ eliyle İsa’ya sarılmakta ve sol eliyle de ayaklarını tutuyor olarak görülmekte.
2011 yılında Balıkesir Müzesi’nin Prof. Dr. Ömer Özyiğit danışmanlığında Ayazma'da yaptığı kazılar sonucunda 1867 ve 1890 ayazmalarının havuzları bulunmuş. Prof. Dr. Ömer Özyiğit ve ekibi, yapının rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerini hazırlamış. Proje, Bursa Anıtlar Kurulu’nca bir yıl sonra 2012’de onaylanmış. Restorasyon için gerekli maddi destek Ayvalık Belediyesi önderliğinde 2016 senesinde sağlanmış. İki Ayvalıklı kuzen olan Muhtar Kent ve Şerif Kaynar'ın önderliğinde ve Ayvalık’a inanmış kişilerin de destekleriyle proje finanse edilmiş ve Ayazma herkesin ziyaretine açılmış.
Panagia, Ortodokslarca Meryem Ana’ya verilen isim. Bizans ve Ortodoks ikonografisinde kiliselerdeki Meryem betimlerine ve ikonalarına da Panagia denilir. Phaneromeni ise canlanan, yeniden ortaya çıkan, görünen anlamındadır. Yani Meryem Ana’nın bir sıfatıdır. İsminden de anlaşılacağı üzere bu yapı, Meryem Ana için yapılmıştı. |
Ayvalık Ayazması Dernek Binası
isikteoman@gmail.com
|