DUŞAKABİNE TOPLANDI
Flaş haber! Duşakabine toplandı... O kadar insan duşakabine nasıl sığdı kimse anlamadı. Mevsim yazdı. Hava çok sıcaktı. Herkes don gömlekti. Hani, “Altta yok, üstte yok” derler ya; işte öyleydi. Doğal olarak ekonominin kötüleştiğini zannedenler oldu. Aksilik bu ya, toplantının tam ortasında alttan çok kötü vurdu.
“Allah! Allah!” sesleri duyuldu.
Çok şükür bişey olmadı. Donlar düşmedi yani... Çünkü duşakabinin alt yapısı sağlamdı. Sarsıntı nedeniyle, ekonomi paketini açmak mümkün olmadı tabii. Ancak, Duşakabine Uyum Koordinasyon Kurulu oluşturuldu. Hayret! Kurulda, sosyal mesafesiz içilen çaylar ve kahveler şehvet uyandırmadı. Kurul başkanı Şevket merakından sordu:
“Yoksa bu çaylar kaçak mı?”
Soruyu çaycı Cafer yanıtladı:
“Kaçak olsaydı ekonomi daralırdı, kabız olurduk abi.”
Bu sözlerden tatmin olmayan Şevket, duşakabinin önünü açmak amacıyla ikinci çeyrekte hamle üstüne hamle yaptı. Girdi maliyetleri yükseldi, faturalar kabardı ama kalkınma şahlanması işe yaradı. Yani yatırımlar yatmadı, zengin kalkışı yapıldı. Hızlı tren hızlandı. Enflasyon dizginlenince atlar kişnedi. İşsizlik kıç üstü düştü. Düşer tabii... Çünkü zamlar, Minik Serçe Sezen Aksu’nun şarkıları eşliğinde mini mini yapılmıştı. Bu durum, kabak çekirdeği enflasyonuna çok güzel yansıdı. Çaycı Cafer, kabaktan hoşlanmıyordu.
“Neymiş efendim, LPG’ye şu kadar, benzine bu kadar, elektriğe o kadar zam gelmiş... Ne var bunda yahu! Bunlar alışkın olduğumuz dertler değil mi? Vatandaş, bu kara günler için var” diyerek dert yanmadı.
Bu arada, Ekonomik Güven Endeksi’nde ‘babama bile güvenmem’ diyenlerin sayısı arttı ve ‘amcama da güvenmem’ seviyesine çıktı. Fiyatları uygunsuz vaziyette yakalamaktan yorulan Şevket doğal olarak tepki gösterdi.
“Üzerimizde nazar var, hazinemiz erken boşalıyor. Hazinenin dümeni, yüz ünlü Türk büyüğünden biri olan Haydar Dümen’e verilsin” şeklinde söylendi.
Haydar Dümen mutlu oldu.
“Bakın, pozitif gelişmeler istirhama nasıl yansıdı? Faiz hooop diye indi, dolar fırrrr diye fırladı. Fırlar tabii.... Dolar fırlama zaten!” cümlesini kurdu.
Duşakabindekiler, Haydar Dümen’in çevireceği dümenleri merak ediyordu. Çaycı Cafer, çayları tazeliyordu. Ali aldı, Veli sattı. Şevket yeni telefonunu gösterdi. Artık hepsinin ortak paydası güçlendirilmiş portmantoydu. Duşakabinci Davut uzaktan seslendi:
“İşler kebap. Öğlen menüsü pilav üstü az kuru.”
|
