Bir Ürpertiydi O Bir Uğultu
Atmosferimize giren göktaşı.
Şimşeklerin deldiği kara tablo.
Ruhunun çıkardığı bütün sesleri işiten kulak.
Mektuplar, mektuplar…
İletişimsizlik uçurumundan söker sesini
İndiği kuyulardan çıktığı uğultulardan…
Birbirine tutunamayan sözcükler,
Kekeler, dağıtır, sürçer ama susmaz.
Bir kuyruklu yıldız gibi dokunup geçti.
Dişleri söküldü, beyni zedelendi
Ama susmadı.
Yenik düşmedi gölgelere.
|