HER SABAH
Her sabah kendi yalnızlığına doğru evden çıkarken kendisine derin bir hüzünle gülümseyen ahşap kapının önünden geçtiğinde, ne çok anladı yalnızlığın bir gitmek değil beklemek olduğunu ve o zaman düşündü gitmek isteyip de gidemediği anlara göndermek için yazdığı kelimeleri siz şimdi onları dinlediğinizi fark etmeseniz de
Gölgemin benden önce ağladığı akşamlara
Alışık değil ruhum
Yağmurun benden önce düştüğü fırtınalara
Dünyanın aklımdan hızlı dönmesine
alışık değil
Fütursuzca biten saatlere
hiç değil
Kanca kanca batarak yazıyor hayat
Kimsesiz notalarla
Mavi bir bulut gibi kanatarak
Yalnızlık senfonisini
Sararmış kağıtlar gibi kırışmış yüreğine
Haydi gülümse
Şehrin griliğine mahkum,
Renklerle bezenmiş bir reklam tabelası yaşantımız
Mavilikleri kirleten şehrimsi bir nehir,
Mutsuz ruhların üstünde gezindiği bir şehir...
|