GÜNAYDIN
Bu sabah erkenden uyandım. "Kalk Zeynep" dedim, "Yat yat nereye kadar?" Moralim bozuk olunca, canım bir şeye sıkılmışsa uyur uyanır yatarım. Annem anlardı... Anlamasın diye bazen, "Başım ağrıyor" diye yalan söylerdim. Yine de anlardı. Belki de hissederdi. "Hadi gel, şuraya gidelim" derdi, kendi canı istemiş gibi. Ona "Hayır" demeyeceğimi, geberiyor olsam onun için kalkacağımı bilirdi. Keza çocukları için o da hep öyleydi. Fazla düşünürsem olmaz, ani bir kararla yataktan fırlayıp hızlıca hazırlandım. Pratik oluşum annemden geliyor.
Sahile gideceğim. Bütün yeni doğuşları karşılamak için, martılara, serçelere, kargalara, gelip geçen yelkenlilere "Günaydın" demek için. Caddeye kadar çok hızlı yürümüşüm. Çocukluğumdan, babamdan bana hediye bu. İyi mi kötü mü bilmiyorum ama, “Hediyenin iyisi kötüsü yoktur” derler. Neyse, yaya geçidinde durdum, bekliyorum. Yollarda insan yok, tüm arabalar caddede. Üstelik hepsi sanki yarış pistinde. Kimsenin durduğu yok. Yaz olsa illa bir yol veren olur. Kışın gözükmüyoruz. Baktım olmayacak sonunda attım kendimi caddenin ortasına. Zorunlu olarak durdular, ölürsem cezalılar. Biri ani fren yapmak zorunda kaldı.
Annemle erkek kardeşimi görmeye Hollanda'ya ilk gidişimizi hatırladım. Yolda yürürken, daha biz yolun kenarına bile gelmeden bütün arabalar bizi fark edip durmuştu. Bizim için durduklarını epey geç anlamıştık. Çünkü alışık değiliz böyle durumlara. Oysa üstümüze doğru sürseler hiç şaşırmazdık. Üstelik caddeden geçmeyecektik ama onlar geçeceğimizi sanıp durmuşlardı. Ayıp olmasın diye geçmiştik. "Aferin helal olsun, bak nasıl gördüler, nasıl durdular" demişti annem. Utansın bizimkiler! Gülümsedim bak yine aklıma gelince. Hemen peşinden gelir illa hüzün.
"Düşünme" demek kolay, yaya geçidinde bile annem var. Moda sahile gidiyorum, bütün başlangıçları ve bütün bitişleri hatırlatan yer. Sahilde gezinen anneler, çocukluk, gençlik ve yitip giden nice dost, nice şairler...
Belki de şimdi bir martısın sen, yelkenli geçiyor bak en sevdiğin. Hadi, hadi yeni bir başlangıç için, uç uç peşine... ama sen, beni yine de unutma.
Unutma Annem...
|