TIKLAMAK UÇMAK GİBİ BİR ŞEYMİŞ ANNE
Teknoloji çok gelişti. Bir tıklıyorsun, atıyorsun sepete yemeği, tatlısı ve her bir şeyi hoop kapında! Yorulmuyorsun. Otur koltuğuna, yayıl rahatla. O yorucu yıllar geride kaldı. Ne çok enerji harcamışız bir zamanlar. Bu teknoloji nimetinin rahatlığını covid zamanı fark ettim. Öncesinde internet alışverişinden anlamazdım. Bütün insanlar gibi ben de değiştim. İşte o gün bugündür internetteyim. Pabucum eskimiş... Şimdi kim mağaza mağaza dolaşacak? Oturduğun yerden, yüzlerce mağazaya binlerce ayakkabıya bakabilirsin. Patates, soğan vs. bitmiş, onlar taşınır mı hiç, tıkla. Ofisteyim, işe başlamadan önce eve alışveriş yapmam lazım. Patron görmesin! İşten çık, trafiğe takıl, koştur koştur eve git. Yemek yap, ortalığı topla. Markete gitmeye vakit mı var? Büyük kolaylık, yeter ki ne alacağına karar ver. Açtım sanal marketi, tıkladım. Domatesi seçerken biraz oyalandım. Eh, o kadarcık olacak. Salkım mı olsun, çeri mi, köy mü, yoksa Çanakkale mi? Neyse, sonunda kararımı verdim. Bin çay markasına bir tane daha katılmış, bin birinci olmuş. Birinin fiyatı diğerlerinden üç lira daha eksik. Ucuzunu mu denemeli acaba? Öyle böyle derken zorları hallettik, kolayına geldik. Bulaşık makinasına deterjan lazım. Çeyrek altın gibi değerlendi. Niye, “Alması kolay” dedim ki... Zaten markası belli. Topu topu beş çeşit marka var. Deterjanlarda marka değiştirmem! Makinenin beyni karışmasın, alıştığı deterjanla çalışsın...
Şampuan da bitmiş. Her bir markadan istediğini seç beğen. Aradığın markayı bulunca onun da içinden matruşka gibi neler çıkıyor bilsen. İnce telli saçlar için, kalın telliler için, orta olanlar için. Parlaklık için, yumuşaklık için, onarmak için, iki kat onarım için, korumak için, hacim için, iki kat hacim için, güç için... Ey insanlık her şey sizler için. Seçtim bir tanesini. Eskiden bir beyaz sabun yetermiş saçına başına, çamaşıra, bulaşığa ve her bir temizliğe. Neyse, kaçıncı yüzyıldayız kardeş, bunlar artık demode. Aradığımı buldum işte. Üç yüz seksen gram Woman Şen. Yarısı dışarıdan yarısı bizden. Otuz liradan seksen liraya hangi ara yükselmiş? Bunu geç ötekine tıkla, yetmiş, yetmiş beş lira. Üç yüz elli gram. Valla, bu öncekinden ucuzmuş! Tıkla! Hep iş, hep alışveriş olmaz. Az sosyalleşelim, geçelim sosyal medyaya.
Alıştık tıklamaya. İşte yeni bir arkadaş... Tıkla! Aa bir tane daha geldi... Ötekini bırak, kim uğraşacak onunla, bunu tıkla. O sevgili gelsin ama çabuk gitsin, sonra bu sevgili gelsin. Bir tanecik hayatın var aman, bir kişiye harcama. Hatta, şimdiler de sevgili bile olmamak moda. Tıkla tıkla geç. Her şeyde kolaylık. Özgürlük bu değil de ne?
Tıklamak uçmak gibi bir şeymiş. “Hayat kısa Kuşlar uçuyor” demiş Cemal Süreya. Uçalım hep birlikte. Kanadımız yok ama olsun. Sen düşüşü değil uçuşu hatırla...
|
