DİZİ DİZİLER
Dizilerdeki genç adamlar çok yakışıklı, genç kadınlar çok güzel. Çirkin kimse yok, manken gibiler. Hepsi holding yöneticisi. Hiçbirisi markette kasiyer ya da motor kurye olmayı düşünmemiş. Açık ve kapalı otoparkı olan, havuzlu ve güvenlikli, alttan ısıtmalı, üstten soğutmalı yalılarda oturuyorlar. “Kirayı arttır!” diyen yok. Çalışma ofisleri çok büyük, çok görkemli. Karton bardaklarda Amerikan kahve içmeden çalışamıyorlar. Son moda giyiniyorlar. Dişleri bakımlı, bembeyaz. Kendilerine çok iyi bakıyorlar. Özellikle kahvaltılarını aksatmıyorlar. Sofrada yok, yok. Süte, peynire, ete gelen zamlar onları etkilemiyor. Her şey o kadar bol ki, bardağındaki gerçek portakal suyundan bir yudum alıp bırakanlar oluyor. Hepsi, altına son model bir otomobil çekmiş. Nedense hiçbiri, yerli ve milli otomobilimiz Togg’u kullanmıyor. Özel şoförleri de var. Şoförler hem çok saygılı hem de hayatından memnun. Çünkü hayat pahalılığını gerekçe gösterip zam istemiyorlar.
Erkekler kirli sakallı, sakalsız olanlar çocuk. Eski Türk filmlerinde, jön sakal bırakmışsa eğer, sevgilisinden ayrılmış demektir. Dertlidir, bütün gün içer. Dizilerde böyle değil. Havuz başındaki partilerde, dertli dertsiz, gece gündüz herkes içiyor. “Yarın mesai var, erkenden yatayım” diyen yok. Holding yöneticisi oldukları için, bütün işleri yönetim kurulu toplantılarına katılmak. Toplantılarda birbirlerine, çok güzel laf sokuyorlar. Kimse kimseye, memleketin durumunu sormuyor. Çünkü gidişat iyi. Gidişat iyi olunca, seçimlerde oy da kullanmıyorlar. Bunu nereden anlıyoruz? Ülkede seçim oldu, bir ay boyunca vatandaş mitingden mitinge koştu ancak bunların kılı kıpırdamadı.
Dizinin jönü, yirmi milyonluk İstanbul’da, canının istediği yerde arabayı sağa çekip sevgilisini öpüyor. Bazen arabadan inip, el ele yürüyorlar. Arka planda, belediyenin ucuz ekmek kuyruğu yerine, genellikle Kız Kulesi görülüyor. Bu arada, “Abey bi çorba parası” diyerek yollarını kesen bir dilenciye rastlamıyorlar. Oğlan, “Bu kadar gezmek yeter” deyip, kızı evine götürüyor. Ev, ev değil; yalı yavrusu. Havuzu bile var. Oğlan, “Evlenelim” deyip ekliyor, “Çocuklarımız düşmesin diye havuzun etrafına çit yaptıracağım.”
Yazacak daha çok şey var ama uzatmak istemedim. Halktan kopmuş ve halkın sorunlarından habersiz dizilerin izlenmediğini belirtmek istedim. Bu nedenle, Kemal Sunal filmleri sıkça gösteriliyor. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az…
|