KULAK MİSAFİRİ
Kaldırımda yürüyorum...
Süslü püslü genç bir kadın, telefonuyla konuşarak karşı yönden geliyor.
Yanımdan geçerken duyduğum cümle şu:
“Happy Birthday canım...”
Şaşkınım!
Türkçenin düştüğü duruma üzülememek elde değil.
*
Genç kadın ve genç adam, yan yana yürüyorlar.
Zemin ıslak.
Kadının ayağı kayıyor, yalpalıyor ama düşmüyor.
Adam, kadına soruyor:
“İyi misin?”
Kadın, “İyiyim” diyor.
Adam gülümseyerek karşılık veriyor:
“Allah iyiliğini versin...”
*
Suadiye’de sahilde, belediyenin tuvaleti önünde iki kişi bekliyor.
Biri çok yaşlı, diğeri orta yaşlı.
Daha çok orta yaşlı olan konuşuyor:
“Duydun mu tuvalet de zamlanmış. Elli altı günüm kaldı, günleri iple çekiyorum.”
Yaşlı adam soruyor:
“Sonra n’olcak?”
Orta yaşlı adam, yanıt veriyor:
“Sonra ben de senin gibi tuvalete para vermeyeceğim...”
*
İki üniversite öğrencisi, biri kız biri erkek, bir kafede oturmuşlar.
Derin bir sohbetin içindeler.
Oğlan çok dertli, belli ki derdine çare arıyor.
“Onu çok sevmiştim” deyip ekliyor, “Bana bunu yapmamalıydı!”
Karşısında oturan kız, “Git konuş bence, n’olacaksa olsun” diyor.
Oğlan, “Sen kız olsan, bu durumda ne hissedersin?” diye soruyor.
Kız, gülümseyerek soruya soruyla karşılık veriyor:
“Ne yani, ben kız değil miyim?”
*
Üç harfli marketlerden birinde, kasada sıramı bekliyorum.
Önümdeki genç, kasada bulunan gencin asker arkadaşıymış.
Hal hatır sorma faslından sonra aralarında şu konuşma geçiyor:
Kasiyer: “N’apıyorsun?”
Sıradaki genç: “İş arıyorum.”
Kasiyer: “Ben daha iyi bir iş buldum, sektör değiştiriyorum.”
Sıradaki genç: “Hangi sektör?”
Kasiyer: “Güvenlik...”
|
