Bunlar Hep Hikâye
Halim yok diyorum bugünlerde
Süslü püslü metal ağırlıklı çantalar
Epey oldu dolapların ardında
Hantal sırt çantalarımı da bıraktım
En hafifini buldum. İçindeki ağırlık yeter. Onlar bana ağırlık değil zaten. Sevdiklerim için neler taşırım da bir gün of demem.
Biz de böyle. Önce canan sonra can (yani çoğunlukla diyelim : ) Eşofmanlarımı giydim spor ayakkabılarımı geçirdim ayaklarıma.
Bugün benim de bir sporcu havam olsun hah ha. Haydi bakalım Zeliş. Düş peşindeysen düş yollara. Zira evlerde ya da haberlerde bir mutluluk yok bu ara. Kulaklığımı aldım ama takmayacağım. Ormandaki muhteşem müziğin üstüne müzik olur mu?
Bir poşet fındık bir poşet ceviz aldım.
Bayram geliyor, bayram etsin kargalar serçeler
Ah bir de sincaplar.
Kediler ne versem koşuyor
Köpekler ne getirsem hep
Önce sevgi istiyor
Başı okşansın, bir tatlı söz duysun, bir tatlı bakış göz bulsun yeter
Sevgi her şeyi halleder
İnsanın önce ruhu doymalı
Değil mi ya?
Kargalar bir poşet kabuklu cevizi, bir poşet kabuksuz cevizi ve sincapların fındıklarını yedi bitirdi. (Şimdi hesap yapan olur. Bu pahalılıkta ceviz fındık saçmış ortalığa. Hemen soran iç sesime hemen cevap veriyorum. Size ne? Hah ha ) Sadece bir kaç karga öbür kargalara, sen önden buyur der gibi arada ikramda bulunsa da etraftan gelen diğer kuşlara sincaplara zırnık koklatmadılar.
Hep kendi cinslerinden olana.
Birlik beraberlik böyle olsa gerek
Oysa ormana girdiğimizde hepsini birlik olarak görüyoruz.
Muhtemelen orman da öyle...
Ama kimse bu bana yeter al bunu da sen ye ya da biz yedik-bu bize yeter bunları da şunlara verelim demiyor hep yığma saklama biriktirme tıka basa yeme kendine benzeyene yedirme derdinde
Anlamayanlar olduysa
Eh, bu da böyle bir hikâye...
Öylesine...
|