EVRENDEN İSTEYİN GELSİN
Evrenden iste gelsin. Peki hangi adresine gelsin iş mi ev mi ha haa. Fark ettim ki bu evren olayı başka türlü çalışıyor. İsteyince vermiyor ama istemeyince de vermiyor. Ama aynı zamanda istediğin şeyleri veriyor da. E peki bu nasıl oluyor? Cevabını buldum hadi siz de yapın, istediğinizi kapın diyeceğimi sanıp ümitlenmeyin. Ümitlenip de bu yazıyı sonuna kadar okuyup bana küfretmeyin. Bu öyle bir yazı değil. Size umut vadetmiyorum. Ne demek istiyorsun be kadın demeyin. Vallahi ben de bilmiyorum. Ben sorularıma cevap arıyorum ama soru sormuyorum. Çok soru sormak iyi değil sen önce bir haddini bil sabretmeyi bil. Koskoca evren ne yaptığını bilir. Sen derken kendime söylüyorum size değil ama istiyorsanız siz de üzerinize alınabilirsiniz. Sormuyorum ama merak etmekten de kendimi alamıyorum.
Her sabah uyandığımda bugün sağlıklı besleneceğim hamur işi tatlı matlı yok. Ayda bir iki yeter tut şu boğazını artık yeter diyorum. Öğlene kalmıyor hoppp poçalar önümde. Neyse poçaları yiyeyim başka sağlıksız şey yemem bugün diyorum bir saate kalmıyor biri elinde bir kutu şerbetli tatlıyla gelmiş ağzı kulaklarında. Ağzının kulaklarında olması tatlıyı inadına getirmesi değil. Zira kimsenin sağlıklı beslenmeye niyet ettiğimden haberi yok. Bir tek evrenin haberi var.
Başka gün bir ara pekmez alayım kansız kalmış olabilirim diyorum ertesi gün bir kavanoz pekmez. Pes! İstesen gelmez! Ayy diyorum nasıl düşmüş dikkat edeyim bacağım ezilir kırılır maazallah diyorum düşüyorum iki ay bacağımda ezilme şişlik morluk (Neyse ki geçti)
Çantanı düşüreceksin içindekileri çaldıracaksın diyor biri. Yok kaybetmem çantamı kolay kolay ben diyorum. Yıllardır aynı şekil taşıdığım çanta iki güne kalmaz hoop ortadan kayboluyor.
Sonbaharın başından beri kendime şapka arıyorum her yere bakıyorum kafama uyan yok.
İki hafta önce bir tanıdık içine doğmuş gibi bana şapka örmüş hediye ediyor.
Sonra bugün bir bakıyorum canım Filiz de iki şapka örüp göndermiş. Halbuki şapka aradığımı da bir tek evren biliyor.
Bir ara zeytinyağı alayım diyorum üstteki komşu bir şişe zeytinyağı getiriyor, annesine gitmiş fazla getirmiş köylerinden hediye.
Yıllardır bir keçi yoğurdu yemiyorum diyorum, başka bir komşum memleketinden keçi yoğurdu getirmiş kapıdan uzatıveriyor. Geçen sene atkımın biri kaybolmuştu atkı bakmaya başladım, teyze kızı aradı. “Abla sana atkı ördüm kargoya veriyorum”
Ulan evren diyorum sonra hediyelerini hatırlayıp özür dileyip tatlı dile geçiyorum. Senden teee ne zamandır şunu istiyorum onu niye vermiyorsun canım evren diyorum. İstemeyince yağdırıyorsun maşallah sağ ol var ol da bak o istediğimi versen var ya diyorum şundan şundan vazgeçebilirim ayrıca da bu iyiliğini ömrümce unutmam diyorum ses yok. İşine gelmeyince sus pus.
Pekmez geliyor zeytinyağı geliyor yoğurt geliyor şapka geliyor atkı geliyor baklavalar çikolatalar geliyor bir o gelmiyor.
Gelmiyor yazarken aklıma Neşe Karaböcek’ in bir şarkısı-şiiri geliyor.
“Akşam olur davar gelir nahır gelir
beklirem beklirem bir sen gelmirsen
baban/anan seni bizim yakaya koymir
diyecağsanki niye
işte eyle
hep seni düşünirem
pencereye bakip seni görürem
"gel" direm gaybolup birden gidiysen
diyecağsanki niye işte eyle”
|