BAHAR'A DOĞRU...
Doğa aylardır yeniden giymeye hazırlandığı elbisesini çıkarıyor sandıktan.. Yeşile bürünüyor.. Hava, su ve toprak bekliyorlar kor halindeki ateşi.. gözle görülmeyen, elle tutulmayan, ama alınsa da avuca elleri yakmayan, adıyla yüreklere sıcaklık veren cemreyi.. üç adımda uğurlarken kışı, ilk cemrede baharın ucu görünür.. Cemre;.. havaya değdiğinde çiçek kokusu sarar dört bir yanı.. leylaklar, erguvanlar, papatyalar hazırlanırlar dalda tomurcuk olmaya.. Ağaçlara uzanan sarmaşık kurutmaz ağacını, yaprak incitmez gülünü..
Suya değdiğinde durulur deniz, sakinleşir.. kışın hoyrat poyrazı, lodosun ıslığı yormaz artık onu.. tüm kış delicesine vuran dalgalarını uysallaştırmış, bahar kokusu sinmiş bir çarşaf edasına büründürmüştür sıcak dokunuşları..
Toprağa kavuştuğunda toprağın derinliklerine dolar, ısıtır.. bereket saçar her bir damarına.. sıcağına atılan tohum yeşerir.. dallar gebeliğin son deminde.. koyu toprak şenlikte.. bulutlar koşuşuyor, maviler kutluyor onları..
Baharın en sevimli çocuğu nisan, akıtır gözyaşlarını.. yağmur adını nisana verirken, tutunur güneşe gökkuşağı.. doğa dillenir, kuşlara ses olur, çiçeklere can.. İsli bir havanın üstüne abanırken mavi yüzlü gökyüzü, meşeler yaprakta, iğdeler kokuda.. işte, güneşin tam ortasında..
Ve güneş değerken yüreğimize, bir cemre de düşer bizim içimize.. kendimizle karşılaşırken aynada, alışıyoruz bahar yüzümüze.. Ruhsal olarak yenilenirken, tüm olumsuzlukları da temizliyoruz evimizden.. Doğaya kavuşurken yeniden, kuşları dinliyoruz, doğayı izliyoruz.. Bahar kokusu sinerken üstümüze, kışın bizi kaplayan siyahını kaldırıp bir köşeye, tozlu raflardan aldığımız maviyi, yeşili ve pembeyi asıyoruz yüreğimize.. Baharın gramofonunda çalınırken içimizdeki nihavent coşku, gülmeye gelsin bebekler, çocuklar büyümekten korkmasın.. Siyahlarımız bizden uzak, beyazlarımız bembeyaz olsun..
''Bir bahar ki cemresi ruha düşer
Bir cemre ki dört mevsimi bahar eyler''
|