ISSN 1308-8483
Yangın Yanıyor! Tulumbacılar nerede? / Nurdan ÇAKIR TEZGİN Delikli elek gibi her yerden fışkıran alevler, orma... ">
  Yayın Tarihi: 25.8.2006    


Yangın Yanıyor! Tulumbacılar nerede?

Haber portallarının "Yangın Güncesi" ilk haber olmaya devam ediyor... Yer küremizin Türkiye sahil şeridi yanıyor.
Delikli elek gibi her yerden fışkıran alevler, orman görevlilerini, köylüleri ve gönüllüleri yorgunluktan bitap düşürdü. Tv karşısındaki halk da, bulunduğu yerde deli tavuk gibi hop oturup hop kalkmaya devam ediyor.

"Bodrum'da alevler Gökova'ya kadar dayandı. Milas, Çökertme, Mazı ve Kisebükü çıra olup tutuşmuş sanki.
Yanıyoruz cümleten... Bu gün altıncı gün oldu Kaş yanmaya devam ediyor. Kaş'ın, Kemer köyü Kıbrıs Deresi mevkiindeki alevlere ulaşabilmek coğrafi anlamda mümkün olamıyor."

Orman yangınlarının atmosfere yaydığı karbondioksit ve nem, insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaştı ve bundan hiç kimse söz etmiyor. Aşırı sıcaklar mevsim normallerinin çok üstünde seyrediyor, nefes almak gitgide güçleşiyor. İleri teknoloji yaratıklarının, bindikleri dalı kestiği bilim kurgu filmlerinin karelerine benzedik.

Ülke, vatan, şu bu değil, insan eliyle dünya yok oluyor. Herkes biribirini gırtlaklıyor sanki.
Küçük çıkarlar iş başında. Asker sayısı ve techisatı kuvvetli bir ülkede, üç kuruşluk yangınları anında tespit edip söndürebilecek teknoloji ve istikrara, niçin sahip değiliz ! İşte bu tartışılmalıdır.

İki uçakla yedi helikopterle olacak iş mi bunca afan tufan alev cehennemi? Trajikomik bir durum bu, mantıki bir yanı yok.
Hücumbotlar, uçaklar, müfrezeler savaş için, pardon barış içindi değil mi?

Osmanlının yangın tulumbacıları eminim çok daha aktif söndürücülerdi!
Çevre ve Orman Bakanlığı, tesettür işlerini fazla ileri götürüp, ormanlarda dağ evleri yapıp, orman kamplarını hilafet kamplarına dönüştürmeye fazlaca kaptırmış olacak ki, yangın kontrolüne eleman bulamıyor!

Yangın kuleleri ormanlık bölgelerimizde niçin bu kadar az? Niçin devriye elemanları yok? Varsa da bu kadar yetersiz?
Niçin?

Orman bölge müdürlüklerinin emirlerine tahsis kaç devriye uçağı var? Kaçar tane yangın döndürme uçak ve helikopteri mevcut? Eleman sayıları gerekli yeterlilikte mi?

Yoksa biz hala orman korucularıyla mı iş görüyoruz?

40 Yıl öncesinin Amerikan filmlerinde, orman ve gölleri koruyan telsizli polisler ve kontrol kuleleri vardı. Görevli polisler her türlü köşe kapmacayı oynardı kötü niyetlilerle hem havadan, hem karadan. Techisatları o günün koşullarına göre özendiriciydi, hiç mi özenmemişiz biz!

Savaşlara, teröre özenmişiz. Her ailenin, her bireyine ayrı telefona özenmişiz. Şana, şatafata, her evin balkonunda 4-5 uydu alıcısına özenip, tekmili tamam uygulamışız. Görüntüyü engellediği için ağaç kökleyen insanlarla dolu bu ülkede, neye, niçin özenmişiz anlamak güç!

Japonya, depremden korunmayı 3 yaşındaki bebelerine anaokulunda belletiyor. Doğa sevgisini, orman ve ağacın kutsallığını, yeşilin yaşam demek olduğunu biz niçin öğretmiyoruz ana-baba okullarımızda? Minicik beyinlere ne kadar hurafe varsa öğretiyoruz, kin nefret tohumlarını serpiştiriyoruz, savaşları silahları ve öldürmeyi öğretiyoruz lakin doğanın eşittir YAŞAM demek olduğunu öğretemiyoruz.

Yaşam eksik kalıyor, yeşil güdük kalıyor, ormanlar öksüzleşiyor terörist çocuklarımızın elinde.

Önemsenen; İlla ki sabotaj veya kaza olması değildir, felaketler hangi nedenden ötürü çıkarsa çıksın, alınan derstir aslolan. Bilinçli ekipler, duyarlı insanlar ve kararlı yöneticilerle doğanın varlığını idameye katkıda bulunmak, her "insanım" diyenin varlık nedenidir.

Ölü öldü,
Koku koktu,
Yangın yandı./ Tulumbacı Osman Efendi nerede?

Nurdan ÇAKIR TEZGİN



4113










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)