martı
Kanadında ince sızılar biriktiren bir martı geçti mi buradan!... Hani suyun sessiz tutuşmasına benzeyen.
Küskün biten mavilerin solan sessizliğinde, buruk bir fısıltıyla parçalanan. Allak bullak bir ışık damlası… Sahi söyleyin geçti mi buradan.
Sessizliğin ince sızılar biriktirdiği sır dolu gülmelerinde, sonsuz kıyılarda yiten sabahların çığlığını biriktiriyor mavi yelken. Saatler bulutu yağmur geçiyor.
Sahi yelkeninde nice sızılar biriktiren bir mavi geçti mi buradan, hani o; hüznü ayaklandıran gözlerin billuruna benzeyen.
Y a l ı n a y a k merhabanın söyleminde, bir o yana bir bu yana savrulan öz yurduna hasret öpüşmelerin derme çatma bakan gözlerinde bağışlanıyor sevdaya yazılan şarkı.
Tiril tiril titreyen bir şarkı geçti mi buradan...
hani şu; kasıklarında deniz gibi katıksız sancılı bir mavi biriktiren
susun...
söylemeyin...
İşitmek istemiyor sorunun yanıtını ak dişlerinin arasında umut biriktiren karakavruk kuzey rüzgârlarım. Sonun başındadır uçurum gözlü yabanıl sevdalarım. Oturup yalnızlığın zakkum tadı tarihini yazarım.
yeminle!
NefesTen, İlya Yayınları
www.azimeayazici.blogspot.com
|