DENİZ YANARKEN......
Deniz yanarken zordur yüzmek. Dalgalar yalaz yalaz vururken yanar bedenin, yüreğinde umarsız bir ateş körükler durur suyu. Yıllar, yıllar önce izlemiştim “Su da Yanar” filmini, konusunu tam anımsamıyorum bile, suyun yandığını, yaktığını bugün anladım.
Deniz dalgalı bugün, ipe geçirilmiş kırmızı simitçiğe tutundum birara, isteksizim. Tek-
tük yüzenler var ileride. Aklıma Metin ALTIOK geliyor deryanın orta yerinde. Yüreğimdekiler dilimde ses oluyor usuldan...
Ah kavaklar, ah kavaklar
Bedenim üşür, yüreğim sızlar.
Beni hoyrat bir makasla
Ah eski bir fotoğraftan oydular.
Orda kaldı yanağımın yarısı,
Kendini boşlukla tamamlar.
Ah omuzumda bir kesik el ki hala,
Hala durmadan kanar.
Ah kavaklar,ah kavaklar
Acı düştü peşime,
Ah kavaklar ,ah kavaklar
Ardımdan ıslık çalar.
- İçine sinmiyor insanın,değil mi?
İrkiliyorum, az ilerimde, orta yaşı geçmiş belki (saçları seyrek ve beyaz) bir bey. Başımı hafiften sağa kırıyorum. Ben kumsala doğru bakarken, belki de o ufku tarıyor. Başka hiçbir şey konuşmadan herkes baktığı yöne kulaç atıyor.
İşte aradığım cümle bu, “içine sinmiyor insanın.” Günlerden beri yazmak istediklerim dolandı durdu kafamda, gelmedi bu cümle, şimdi geldi işte.
Kaç yıldan beri içime sinmiyor. 2.Temmuz.1993 günü de denizdeydim. Öğlenden taa akşamın bir saatine kadar yüzmüştüm. Nereden bilebilirdim, aynı saatlerde Sivas'ta, Madımak Otel'de insanların diri diri yakıldığını. Saatlerce, koskoca şehir merkezinde, güpegündüz hem de. Sırf “öteki” diye, sırf “neden benim gibi düşünmüyor?” diye, sırf “benim gibi inanmıyor” diye. Şiirler, şarkılar, türküler çalıp söylemek için gelen canları cansız kodular, yakarak hem de. Arkalarında şiirleri, şarkıları, türküleri, kitapları, yüreği yanık yakınlarını bıraktılar. Tam 16 yıldır yakalanamayan failler, yakalansa da bir kılıfına uydurulmuş suçlular bıraktılar. Bir de utanç içinde bizi. Evet, ben kendi adıma utanç içindeyim. Ötekileştirmekten, öldürmekten, yakmaktan, yıkmaktan, yoketmekten kurtulamadık hala. Barış ve kardeşlik içinde yaşamayı beceremedik. Onun için utanıyorum ve AFFETMİYORUM.
Affetmiyorum insanın insana yaptığı zulümleri. Ne atom bombalarını, ne napalmi, ne mayınları, ne Bosna'yı, ne Irak'ı, ne Ruanda'yı, ne Vietnam'ı, ne Tiananmen'i, ne Taksim'i, ne Çanakkale'yi, ne Antep'i, ne Maraş'ı, ne de Sivas'ı. Çocukları anasız- babasız, ana babaları oğulsuz-kızsız bırakanları.
Neslim, bizi affetmiyorum.
|