özüm… / Azime AKBAÅž YAZICI
Azime AKBAÅž YAZICI

Azime AKBAÅž YAZICI

özüm…



İzin verirsen yalnızca sen duyarsın soluk çığlığını sırçanın. Derin ve düzensiz korkusunda uyurken bir yıldız. Tut elini ilkyazın, gitmeden önce. İç çekiÅŸli yollara uyut yüreÄŸini ve uç elbet korkularına yalın ayak. Bir çiçek büyüt tabanlarında, yakmasın. Kadife gözlerinde sancımasın yıldızlar. Ay gözlü bir kızın bahçesinde gövdelensin maviler. SaÄŸ yanına bir ardıç düşsün, ruh ışısın… uyurken omuzlarında dingin gecenin. Cunda ol…

Avuçlarında binlerce yıldız biriktiren elmas gözlü ay kedileri beslenir uykularından. AÅŸk yatar, aÅŸk kalkar rüyaları yastığından…

Åžimdi merhaba demek vardı dalgalara özüm. Suya yazı yazmak vardı. Yüzümüzde uzun, ince bir yola baharlanmak vardı. Pelin otları ışıklar indirirken su kenarına, dağınık sesine gizlenen hecenin alnından öpmek vardı. Nü bir sızıdan geçen gamzelerinde eflatun güller okÅŸardı yorgun turuncunun gözlerini. Bildin mi…

Şarkılarında Ege saçlı delirmeleri sevdim, yıldızlar gönderdim gözlerine en dip gecelerinde. Karışıp gitti takvimler birbirine, zaman diyorum Özüm zaman su.

Mavi saçlı kızım uçacak aydınlıklara…

ah bir çiçek ki dizdiğim
nerden bilirdim dolanacak dilime

çamur kalır bilir misin sudan geriye özüm...
ertelenmiş gözlerini diziyorum ipliğime...
çiçek çiçek...


Yana yakıla birbirine karışan ayaklarımızın altından sessizlik geçmiyor ÅŸimdi, dinle… buz dağının yalnızca görünen kısmıyla ilgilenenlere inat sualtı yürümelerindeyiz. Karaya vurmuyor istiridye…

Sen yine ÅŸarkılarını söyle ama en çok ArkadaÅŸ’ı… kırıkcamüstü yürümelerimden geçtim. Delice bir yeÅŸilin içinde açtı çiçeklerim.

Toparla yüzünü artık sular aynadır, salınır sesinde...

özüm,
gözbebeğinde tutuklanır
türkülerden saçılan ışıklar
ah çocuk sesinde
cama vurur ay yüzlü
sırılsıklam gökçe yıldızlar…


“Bir notalık ÅŸarkıysa kavuÅŸmalarımız
Haydi söyle, bittiğinde yeniden yazmaya geldim

Bir nehir gibi akıyorsa büyüttüğümüz düşler
Yüzmeye baÅŸla, yorulduÄŸunda seni tutmaya geldim”*

Akşam suskun bu yüzden. Uyuyordu zaman, kurşun kalem çizgisindeydi kâğıt, şiirin gelirken. Ağustosa yazdığın şiiri büyütüyordu papalina. Bir köy kahvaltısı geçiyordu içimizden, çoğalıyorduk. Omuzlarında biriken denizlerden okyanuslar akıyor, türkü tadı sabahlarda tuvalde portre oluyordun.

Mavi saçlarından yıldızlar dökülüyordu Ege’ye… çiçekler de aÄŸlar bilirim. Ak gitsin, seni tutmaya geldim. Uzan, koynunda düş besleyen, kuytularında nehirler biriktiren özüne. Çiçekler de yanar bilirim Ege’nin suları kadar…

Mavi saçlı kızım
İzmir’im
notası hüzün gözlüm
rotası ışık
çocuk gülüşlüm

dinle
bir ana sancılı
doÄŸurdu doÄŸuracak
mavi saçlı kızı

ve ilk çığlık dünyaya
Samyotisa...



Azime AKBAÅž YAZICI

www.azimeayazici.blogspot.com



14 Temmuz 2009 Salı / 2541 okunma



"Azime AKBAŞ YAZICI" bütün yazıları için tıklayın...