Festival 2009'a
Güçlendirin kandilleri, şaraplayın kupaları tanrılararası festivalimiz başlıyor dostlar!
"Kandilleri güçlendirin, kupaları şaraplayın tanrılararası festivalimiz başlıyor eyy ahaaalii..." diyerek başlıyorum festivalimizi jurnallemeye her yıl. Niçin "tanrılararası" dediğimi düşündüm bugün, yeterince "uluslararası" nitelikte olamadığı için mi acaba!
"Uluslararası" sözcüğü birçok açılımı getiriyor beraberinde. Festival programına bakıldığında bıyıkaltı gülümsemelere neden olan bu "uluslararası" kısmını ne yapmalı da, gerçek bir, çok uluslu festival şölenine çevirmeli?
Akdeniz Çanağı’nda Antik çağın denizci ulusu Phokaialılara bütün Akdeniz uluslarının katıldığı geniş kapsamlı bir şenlik nasıl da yakışır…
Keşke, Phokaia tekneleriyle asırlar önce gidilen her limanın denizcileri festivalimize katılabilseler.
***
Eskiden yaz aylarında yada bağbozumu, harman zamanı güz dönümlerinde çok işlevli yöresel panayırlar kurulurmuş. Hem yöre halkı hem dışarıdan gelenlerce şenlikli ve bereketli geçen bir alış-veriş, eğlence dönemleriymiş bu panayırlar.
Festival ve panayır aynı şeyler aslında deyip çocukluğumun panayırlarına öykünerek bugüne yansıması nasıl olurdu acaba diyorum.
Hiçbir şey için geç değildir, mesela "Bağarası Bağbozumu Panayırı", “Gerenköy Domates Panayırı” ve “Yenifoça Zeytin Panayırı” gibi panayırlar da yapılabilir Foça’da. Bu fikir zamanla değerlendirilebilir diyerek akılda ve kıyıda tutup her şeyin çok da kötüye gitmediğinden söz edebiliriz.
İyi şeyler de oluyor
Görebilen gözlüklerimizi taktığımızda iyi şeyleri görecek şansı yakalayıp, Bağarası'nda oluşan yeni ekim ve dikim alanlarını görebiliriz. Artık, devlet desteği mi dersiniz, halkın geleceği öngörme yeteneği mi bilemem; Bağarası ve Gerenköy'ün bereketli topraklarında tarımsal alanlarda güzel çalışmalar yapılıyor. Çiftlikler kuruluyor, zeytinlikler ve üzüm bağları oluşturuluyor, damla sulamalı sebze ve meyve bahçeleri düzenleniyor, eski taş evler tımarlanıyor, yeni bağ evleri yapılıyor ve yükselen değer olan tarımsal alanlar, aydınlık, akıllı girişimcilerce en verimli şekilde işlenmek üzere nadaslanıyor.
Büyük kent insanı adeta kırsala doğru akıyor, birçoğunun hayali yaşlılığında huzurlu bir bağ bahçe ortamında yaşamak.
Bütün bunlar iyi gelişmeler. Diyeceksiniz ki Uluslararası Foça Festivali'yle ne ilgisi var! Festival eğlencesine dalıp bağdaki üzümü, dağdaki zeytini, tarladaki mahsulümüzü de önümüze katıp eğlencemizin baş tacı yapabiliyor muyuz? Yeni gelişen yaşam ve yönetim biçimlerimizi de içine alan çoklu yapılanmaları görebilip, onları da uluslararası festival kapsamımıza alabiliyor muyuz? Aldık mı? Yüzümüzü hep denize döndüğümüzde esen poyraz yüzümüzü yaktığı gibi gün gelip yiyeceklerimizi, içme suyumuzu kurutabilir, ne ki balığımızın kökünü de kurutabilir, bunu unutmamalı! Arada sırada sırtımızı denize dönüp, iyot sarhoşluğumuzu ardımıza alıp yukarı düzlüklere çıkmalıyız, yüzümüzü denizle beraber bereketli topraklarımıza da çevirip bütün olmalıyız.
Phokai'nın güzel insanları, bir olduğunuzu unutmayın!
Bir festival yazısı yazayım derken Foça sınırları içindeki olası panayır görüntüsüne saydamlaştı yüreğim. Yeni bir şeyler yapmanın zamanı geldi cancağızlarım. Hep foklar, hep deniz, hep Sirenler ve hep Phokaia Antik Kenti kalıntılarını zikrederek eskimek nereye kadar? Onlar zaten yüzyılların kutsal mirasları bize, ilave ne yapmaktayız onların varlığından yeterince faydalanamamaktan öte!
Gece, dolunayın koynundan çıkıp yırttı mavi atlasını, sıvadı şehvetin balını bütün Phokaia üzümlerine tek tek. Bir anda şerbete döndü şıranın şımarık karası. Festival başlayabilir!
www.ascifok.com
|