Yemek yapmak da yaptırmak da moda
Giderek yok olan geleneksel mutfak kültürümüzün o alışkın olduğumuz tadını yeniden keşfetmenin derdine düştük son zamanlarda. Moda, moda! Ben buna moda diyorum. Zaten bunca yemek programları, yemek kitapları, mutfak yan ürünleri ve yemek kursları da bu yüzden çoğaldı ve de giderek çığ gibi büyüyor bu sektör... Rahmetli büyük amcamın bir sözü vardır; "Yiyinti işinden zarar edilmez!" Eski büyüklerimizin daima bir bildiği vardır diye düşünürüm.
Başka evlere yemek yapmaya gitmek veya hazırlayıp evlere servis yapmak, büyük şehirlerde giderek yaygınlaşan bir iş kolu. Kadınların çalışma hayatında yer almasıyla, uzun zaman alan yemeklerin evde yapılması giderek tarihe karışıyor. Çalışan kadınlar uzunca bir süre, içine her şeyin karıştırıldığı pratik tariflerle, mikrodalga fırınlarda ısıtılan hazır yemeklerle idare ettiler lakin, değişen zaman ve sağlıklı beslenme kaygısı gibi unsurlar bu pratik yemek seçeneklerinin de aslında çözüm olmadığını gösterdi.
İnsanlar artık ailelerine geleneksel mutfağımızın özgün tatlarını en sağlıklı koşullarda en iyi, en lezzetli sunma kaygısı içindeler. Durum böyle olunca, kendi zamanları yoksa bile, arada sırada aşçı kiralamanın yoluna gidiyorlar. İşte yeni eğilim (trend) bu!
Gündelikçi aşçı mı dersiniz, kiralık aşçı mı, yoksa moda deyimiyle "özel tutulmuş cheff"!
Yeni nesil aşçılar sadece otel, restoran mutfaklarında değil, aile mutfaklarında da iş görmeye başladılar. Sabah siz işinize gitmeden önce gelen aşçıya sadece beklentilerinizi ifade ediyorsunuz, gerisi onun işi. Akşam eve döndüğünüzde de mutfağınız enfes kokularla bezenmiş olup, sizin beğeninize ve damağınıza amade bir renklilik arz ediyor. Artık sadece kendiniz mi tüketirsiniz onca yiyeceği yoksa eşinizi dostunuzu çağırıp ev partileri mi verirsiniz orası size kalmış...
Evime yabancı kimseyi sokmam, hele ben yokken hiç olmaz diyenler de belirli bir saatte getirilmek koşuluyla yemeklerini paket servis olarak isteyebiliyorlar aşçılarından. Hazırlattığı zeytinyağlı ve et yemekleriyle tatlı ve hamurişlerini dört beş gün içinde tüketeceği şekilde saklama kaplarına pay ediyor ve işinden geldiği günlerde yemek derdi olmuyor. Üstelik hazırlanan yemeklerin malzeme seçimi ve ev şartlarındaki az miktarda hazırlanmış olması toplu yemek şirketlerinin karavana usulü yemekleriyle mukayese edilemeyecek lezzet, sağlık ve sunumda oluyor. İçi bu anlamda rahat olan çalışan kadın, eve geldiğinde en fazla salatasını yapıyor. Eh büyük rahatlık tabii.
Eskiden varlıklı ailelerin yanlarında çalışan emektarların yanı sıra gündelik gelen temizlikçi ve çamaşırcıları, sökük dikik işleri için terzileri, ziyafet ve bayram sofraları için özel usta aşçıları olurmuş. Bu aşçı kadınlar yemek yapacakları zengin evine giderken yanlarına en az bir iki de yardımcı (yamak) kadın götürürlermiş.
Benim bildiğim, kadınların çalışma hayatında yoğun bir şekilde yer almasıyla bu iş alanı orta halli ailelerin de başvurdukları bir kolaylık oldu, özellikle büyük şehirlerde. Durup dururken bu konuya niye girdiğimi eminim merak etmişsinizdir! Niye mi? Birkaç gün sonra böyle bir deneyimi ben de yaşayacağım da o yüzden. Hele bir gidip yüzümün akıyla işimin üstesinden geleyim, size de mutlaka anlatacağım.
Bekleyin beni...
www.ascifok.com
|