1 KADIN 1 ERKEK: ZAMAN
- Seni seviyorum, diye fısıldadı adam kadının elini tutarak. Sımsıcaktı eli, sıcaklık kadının eline geçti. Ürkekti sesi, alacağı yanıtı hissetmişti sanki.
- Ben de, diye yanıtladı, kadın adamın elini avuçlarına aldı ancak noktayı koymamıştı. “Ama bana zaman ver olur mu?”
Adam sevilmenin tadını çıkarıp çıkarmamakta kararsız kaldı:
- Ne kadar zaman?
Kadın beklemiyordu bu soruyu, mantıksız geldi hatta ama tartışmak istemiyordu canı. Soruyu geçiştirmek ve rahatlatmak istedi adamı.
-Biliyorsun, yeni tanıştık daha. Evet, hoşlanıyorum senden ama seni iyi tanımıyorum henüz. Zamana bırakalım bazı şeyleri, doğal gelişimine.
Her şey mantıklı gibi görünüyordu ama aşkın doğası mantıklı değildi. Adam derin bir nefes aldı, sakin olmalıydı. En azından reddedilmemişti. Bu kez içine atmamaya kararlıydı:
- Elbette aşkım, ne kadar zaman istersen. Ama belirsizlikler beni korkutmuştur hep. Hayatımız boyunca belirsizlikleri belirli yapmak için okuyup öğrenmeye çalışmadık mı?
- Tabi ki.
- Beni daha iyi tanımak istemen doğal, ancak farklı kentlerde yaşıyoruz. Aynı yerde yaşamayınca nasıl beni daha iyi tanıyabilirsin ki? Bir insanı en iyi paylaşma anlarında tanıyabilirsin.
- Zaten paylaşmak benim için çok önemli. Bu zaman içinde neyi ne kadar paylaşabileceğimizi de görmek istiyorum.
- Peki birbirimizden bu kadar uzakta nasıl bir paylaşım düşünüyorsun?
- Off yaa, ne bileyim! Tabi ki birbirimizi hiç görmeyecek değiliz. Hem yaşadığım yerde bazı sorunlarımı halletmeliyim. Düzene koymam gereken işler var biliyorsun.
- Biliyorum, ben de lafı oraya getireceğim zaten. Herkes kendi işini kendi halledecekse paylaşma nerde kaldı peki? Birlikte çözemez miyiz sorunları? Hem bu sırada beni daha iyi tanımış olursun.
- Henüz bende kalamazsın. Sana alışmam gerek. Şimdilik senden hoşlanıyorum ama sevebilecek miyim bilmiyorum. Bu nedenle zaman istiyorum senden.
- Sevmek için zaman mı? Ne kadar zaman? 1 ay, 1 yıl, 10 yıl? Sevme süresinin uluslararası bir standartı var mı? Veya toplum tarafından öngörülen bir süre?
- Komik olma, elbette yok.
- Peki, istediğin kadar süre seni beklerim ama bu süreyi belirlemen şartıyla.
- Bilmiyorum, seni tanıyana kadar bir süre işte.
- Peki bu süre içinde beni tanıyabilmen için neler yapmalıyım? İki ayrı kentte kendi rutin yaşamımızı sürdüreceğiz. Eskisi gibi yazışacağız ve birbirimize güzel sözler söylemeye devam edeceğiz. Yazışmakla beni tanıyabilecek misin?
- ……….
- Zamanı sana anlatayım. Yunan mitolojisinde Kronos vardı, yani zaman. Kronos eşi Rhea’dan doğan çocuklarını bir bir yutuyordu daha bebekliklerinde. 5 çocuğunu yutmuştu böyle, Demeter’i, Hestia’yı, Hera’yı, Hades’i ve Poesidon’u. Rhea’nın içi kan ağlıyordu ve son çocuğu Zeus’u kurtaracaktı kocası Kronos’tan. Zeus doğduğunda sakladı kocasından ve onun yerine kundağa sardığı koca bir kayayı yutturdu. Böylece kurtulmuştu Zeus. Büyüdüğünde kurtardı kardeşlerini babasını kusturarak.
- Hoş bir hikayeymiş.
- Mitoloji sadece bir hikaye değildir, yaşamın simgelerle ifadesidir de. Aynı yaşadığımız olay gibi. Evet, seni seviyorum ama sevgimi zamana yutturmayacağım. Üstelik daha önce yutturduklarımı da geri alacağım.
anteros59@hotmail.com
|