Binnaz GEVREK
Arılar ve onların küçük dünyaları
Arı daha çok sokması ile hatırlanır. Onları gördüğümüzde bize zarar vermesinden korkarız. Hiçbirimiz onların iç dünyalarını merak edip düşünmeyiz. Hayattaki yoğun uğraşlarımızdan, onları ve benzeri diğer canlıları düşünmek için fırsatımız kalmaz.
Babam merak edip, bir arı kovanı alana kadar ben de onların nasıl bir varlık olduklarını, iç dünyalarını, nasıl yaşadıklarını bilmiyordum.
Bir süredir yakından takip ettiÄŸim bal arılarını size anlatacak olursam, öncelikle; onların sevinebildiklerini, gülümseyebildiklerini, sinirlendiklerini, tedirgin olduklarını, onların da bir ailesi olduÄŸunu… söyleyerek baÅŸlamam gerekir.
Fransa’da bir arı çiftliÄŸinde yapılan araÅŸtırmalarda, yaylımdan bereketle dönen bir arının, diÄŸer arıların karşısında aÄŸzını açarak ve polen dolu bacaklarını göstererek güldüğü gözlemlenmiÅŸ.
Ve buradan; o küçük canlıların da insanlar gibi bolluk zamanında sevindiklerini düşünebiliriz.
Kovanlarda yaÅŸayan bal arılarının, bir tane “Ana arı”sı var. Onların yönetimini, işçilerini, yaylımcılarını, polencilerini, haritacılarını ve bilmediÄŸimiz birçok görevi yerine getiren, kovanın yöneticisi, ana arı.
Türkiye’de en yaygın ana arı türü Kafkas Anası’dır. Bu ana arının en önemli özelliÄŸi tüylerinin biraz daha uzun ve sarı olmasıdır. Her ana arının iÄŸnesi vardır, ama ana arı insanı sokmaz, iÄŸnelerini sadece kendi rakibi olan ana arıları öldürmekte kullanırlar.
Bir kovanda yaklaşık 30 – 300 arasında bulunan erkek arıların iÄŸnesi yoktur. Bir kovanda sayıları 10 ila 100 bin arasında deÄŸiÅŸen işçi arılar diÅŸidir. DiÅŸi arıların iÄŸnesi vardır ve insanı sokan bu arılardır. Bu arıların bahar ve yaz aylarındaki ömrü 50 – 60 günü geçmez. Bunun nedeni mütemadiyen çalışmalarıdır. Kovandaki tüm iÅŸleri bu arılar yaparlar.
Peki, üç dört kilometreye kadar uçuş sahaları olduğunu biliyor muydunuz? Evet, üç dört kilometreye kadar uçup geri kovanlara döndüklerinde, yumurtalı çıtalar üzerine haritasını çizerek, diğer arılara polen bölgesini tarif ederler ve ertesi gün işçi arılardan da bir bölümünü yaylıma birlikte götürürler.
Bu da onların ne kadar sistemli ve gurup halinde çalıştıklarını gösterir.
Bir diğer yönleri de çok inatçı olmalarıdır. Karar verdikleri zaman kolay kolay saldırdıkları şeyin peşini bırakmazlar. Kurbanının üzerine kendini çarparak sokar ve zarar verme içgüdüsü ile kendi hayatlarına da son verirler. Arıların iğneleri arka taraflarında bulunmakta ve bu iğne bağırsak ucuna bağlı olduğundan, arı herhangi bir varlığı soktuğunda, iğne bağırsaktan kopar ve arı üç dakika içinde ölür.
Zor değil, bunları siz de görebilirsiniz;
Ama gerçekten baktığınızda…
Binnaz GEVREK
"Binnaz GEVREK" bütün yazıları için tıklayın...
Arı daha çok sokması ile hatırlanır. Onları gördüğümüzde bize zarar vermesinden korkarız. Hiçbirimiz onların iç dünyalarını merak edip düşünmeyiz. Hayattaki yoğun uğraşlarımızdan, onları ve benzeri diğer canlıları düşünmek için fırsatımız kalmaz.
Babam merak edip, bir arı kovanı alana kadar ben de onların nasıl bir varlık olduklarını, iç dünyalarını, nasıl yaşadıklarını bilmiyordum.
Bir süredir yakından takip ettiÄŸim bal arılarını size anlatacak olursam, öncelikle; onların sevinebildiklerini, gülümseyebildiklerini, sinirlendiklerini, tedirgin olduklarını, onların da bir ailesi olduÄŸunu… söyleyerek baÅŸlamam gerekir.
Fransa’da bir arı çiftliÄŸinde yapılan araÅŸtırmalarda, yaylımdan bereketle dönen bir arının, diÄŸer arıların karşısında aÄŸzını açarak ve polen dolu bacaklarını göstererek güldüğü gözlemlenmiÅŸ.
Ve buradan; o küçük canlıların da insanlar gibi bolluk zamanında sevindiklerini düşünebiliriz.
Kovanlarda yaÅŸayan bal arılarının, bir tane “Ana arı”sı var. Onların yönetimini, işçilerini, yaylımcılarını, polencilerini, haritacılarını ve bilmediÄŸimiz birçok görevi yerine getiren, kovanın yöneticisi, ana arı.
Türkiye’de en yaygın ana arı türü Kafkas Anası’dır. Bu ana arının en önemli özelliÄŸi tüylerinin biraz daha uzun ve sarı olmasıdır. Her ana arının iÄŸnesi vardır, ama ana arı insanı sokmaz, iÄŸnelerini sadece kendi rakibi olan ana arıları öldürmekte kullanırlar.
Bir kovanda yaklaşık 30 – 300 arasında bulunan erkek arıların iÄŸnesi yoktur. Bir kovanda sayıları 10 ila 100 bin arasında deÄŸiÅŸen işçi arılar diÅŸidir. DiÅŸi arıların iÄŸnesi vardır ve insanı sokan bu arılardır. Bu arıların bahar ve yaz aylarındaki ömrü 50 – 60 günü geçmez. Bunun nedeni mütemadiyen çalışmalarıdır. Kovandaki tüm iÅŸleri bu arılar yaparlar.
Peki, üç dört kilometreye kadar uçuş sahaları olduğunu biliyor muydunuz? Evet, üç dört kilometreye kadar uçup geri kovanlara döndüklerinde, yumurtalı çıtalar üzerine haritasını çizerek, diğer arılara polen bölgesini tarif ederler ve ertesi gün işçi arılardan da bir bölümünü yaylıma birlikte götürürler.
Bu da onların ne kadar sistemli ve gurup halinde çalıştıklarını gösterir.
Bir diğer yönleri de çok inatçı olmalarıdır. Karar verdikleri zaman kolay kolay saldırdıkları şeyin peşini bırakmazlar. Kurbanının üzerine kendini çarparak sokar ve zarar verme içgüdüsü ile kendi hayatlarına da son verirler. Arıların iğneleri arka taraflarında bulunmakta ve bu iğne bağırsak ucuna bağlı olduğundan, arı herhangi bir varlığı soktuğunda, iğne bağırsaktan kopar ve arı üç dakika içinde ölür.
Zor değil, bunları siz de görebilirsiniz;
Ama gerçekten baktığınızda…
Binnaz GEVREK
"Binnaz GEVREK" bütün yazıları için tıklayın...
