Gürbüz SEZGİN
NARKİSSOS-ECHO AŞKI VE NARSİZM
“Yutma” motifi, diÄŸer mitolojilerde olduÄŸu gibi, Yunan mitolojisinin de ana temalarından biri. Yutma motifinin kullanılmasındaki ortak nokta, yutulanın yok edilmesinin aksine, sonsuzca yaÅŸamasının saÄŸlanmasıdır. Zira, yutulan, yutan tarafından oldukça sevilmektedir. Ayrıca araya korku duygusu da karışmıştır.
Bir bilicinin, doÄŸacak çocuklarının tahtına el koyacağını bildirmesi sonucunda Kronos, iktidarını kaybetme korkusuyla çocuklarını yutar. Kronos’un bu eyleminde evlat sevgisinin olmadığı söylenemez. Çocuklarını Tartaros’a hapsetmeyi deÄŸil, yutmayı yeÄŸlemiÅŸti. Bu seçim de onun sonunu hazırlamıştı. Zeus iktidara geldiÄŸinde de ilk olarak Metis’le, zeka tanrıçasıyla evlenmiÅŸ, onu o kadar çok sevmiÅŸti ki, yutmaktan baÅŸka çaresi kalmamıştı. Buradaki yutma motifinde “aÅŸk” ve “yok etmeme” duygusu dışında Metis’in sahip olduÄŸu zekanın kendisine geçmesi arzusu da rol oynuyordu. Ancak, bu yapay zeka Zeus’un beyninde daha fazla kalamayacak, bir süre sonra yapay zeka gerçek kimliÄŸiyle, yani Athena’yla dışarı çıkacak ve bağımsızlaÅŸacaktır.
Latin ÅŸair Ovidius, çaÄŸdaÅŸ psikolojinin önemli bir kuramı olan narsizme temellendirilen “Narkissos” öyküsünü “Echo” öyküsüyle birleÅŸtirerek bir aÅŸk hikayesi sunmuÅŸtur bizlere. Öyküde Narkissos, ıssız bir kırda av dönüşü yorgun, bir pınarın dingin sularında kendini seyrederken şöyle betimleniyor, Can Yücel çevirisiyle:
…..
kımıldamaksızın, bakıyordu kendine, kendi ÅŸaÅŸkın ÅŸaÅŸkın…
Bilmeden kendini arzuluyor, severken onu, kendini seviyor,
İsterken kendini istiyordu, içini yakan ateşi tutuşturan da, kendisiydi.
Echo, bir kenarda gizlenmiÅŸ seyrediyordu Narkissos’u, aÅŸkla dolu yüreÄŸi, fark etmeden Narkissos’un çektiÄŸi acıları. Narkissos’un Echo’yla uÄŸraÅŸacak hali yoktu. Fark etmiÅŸti başına gelen belayı, kendi kendine olan tutkulu aÅŸkını ve yine kendi kendine yakınıyordu:
…….
Anlıyorum, o benim, aldatmıyor beni artık hayalim.
Tutuşturan da ben, yanan da. Kendime olan sevgiyle yanıyorum.
Ne yapayım? İsteneyim mi? İsteyeyim mi? İstenecek ne kaldı artık?
Ayırmak ister kendini kendinden, garip bir istek olduÄŸunu bile bile bir aÅŸk için. Ama artık dayanacak gücü kalmamıştı acılarına, sevenin de sevilenin de aynı bedende olmasına. “Ve ÅŸimdi can verelim ikimiz bir solukta” diyerek kıydı canına. Öldüğü yerde, pınar başında, bir çiçek buldular sarı göbekli, beyaz yapraklı bir çiçek, nergis adında. Echo, seyrediyordu sevdiÄŸini gözlerinde yaÅŸlarla ve tekrarlayabildi ancak son sözlerini: “Elveda”.
Ovidius’un “Narkissos-Echo AÅŸkı”nı modern psikolojiye taşıyan iki öğe; Narkissos’un “gurur” duygusuyla birleÅŸtirilmesi ve Echo’nun Narkissos’u yutması gerektiÄŸi. Böylece iki ayrı varlığın tek varlığa, bir öykünün bir kavrama dönüşmesi gerçekleÅŸecektir. Echo’yu narsist bir kiÅŸilik, Narkissos’u narsizme kaynaklık yapan gurur sistemi olarak düşünürsek, dönüşüm rahatlıkla kavranacaktır.
Duygular bilinç düzeyine gelirken ilk olarak Narkissos’u (gurur) karşılarında bulur. Narkissos, bu duyguları ya yasaklar ya da şımartır. Narkissos’un söz konusu denetim gücünü ele geçirmesiyle Echo narsist bir kiÅŸiliktir artık. Böylece Echo’nun her tepkisi; hoÅŸlanması veya tiksinmesi, doyuma ulaÅŸması veya doyumsuz kalması, kibri kırılmış veya sevindirilmiÅŸ olma duygusu Narkissos’un belirlediÄŸi tepkilerdir. Echo’nun gerçek özü bir kenara atılmış, hatta ses geçirmez bir hücreye hapsedilmiÅŸtir. Fakat Echo, verdiÄŸi tepkilerin gerçek benliÄŸinden geldiÄŸini sanır ve her ne kadar içinde Narkissos’u hissetse de onun denetiminden habersizdir. BaÅŸarısızlıkları, yalnızlığı, suçluluk duyguları, karşılıksız sevgisi nedeniyle çektiÄŸi acılar, gerçekte kendinin deÄŸil, Narkissos’un çektiÄŸi acılardır. Ama bütün ÅŸiddetiyle kendi bedeninde hisseder.
Echo, üstün baÅŸarıyı, kusursuzluÄŸu, dayanılmaz bir çekiciliÄŸe sahip olmayı, herkes tarafından sevilmeyi, popüler olmayı ister. Aslında bütün bunları isteyen Narkissos’tur. BaÅŸarısızlık karşısında acıyı çeken de. Kendisinin çektiÄŸi gerçek acı ise, Narkissos’un incitildiÄŸi, zayıflatıldığı andır. Narkissos’un devre dışı bırakıldığı, kendi kendiyle baÅŸ baÅŸa kaldığı an, aküsü bitmiÅŸ bir araba gibi olduÄŸu yerde çakılıp kalır. Böyle bir durumda bütün deÄŸerleri altüst olur, neden-sonuç iliÅŸkisini yitirir, bütünlük duygusu kaybolur, statükocu olur, sevgiyi ve acıyı abartır, dürüstlükten uzaklaşır, kendine yabancılaşır, hırs, kin, nefret duygularıyla dolar, kendini sürekli aldatılmış, kullanılmış, kandırılmış hisseder, zevk alma duygusunu yitirir, sınırları, becerileri, yetenekleri, sosyal etkinlikleri, hatta kendi zayıflıklarını küçümser. Kendinden nefret etmeye yol açacak olan iç buyrukların, ödün vermez isteklerin etkisi altına girer.
Artık Narkissos’un gücü yaÅŸamın her alanında, bütün eylem kararlarında kendini gösterir. Echo konuÅŸamaz, eyleyemez hale gelir, sadece Narkissos konuÅŸur, buyurur. Echo’nun yapabileceÄŸi tek ÅŸey, bu buyrukları tekrarlamak olacaktır. Bütün tümceyi tekrarlayacak gücü de kalmamıştır, sadece son sözler çıkar aÄŸzından. Bu sözler de sonsuz boÅŸluk içinde yiter gider.
Gürbüz SEZGİN
anteros59@hotmail.com
“Yutma” motifi, diÄŸer mitolojilerde olduÄŸu gibi, Yunan mitolojisinin de ana temalarından biri. Yutma motifinin kullanılmasındaki ortak nokta, yutulanın yok edilmesinin aksine, sonsuzca yaÅŸamasının saÄŸlanmasıdır. Zira, yutulan, yutan tarafından oldukça sevilmektedir. Ayrıca araya korku duygusu da karışmıştır.
Bir bilicinin, doÄŸacak çocuklarının tahtına el koyacağını bildirmesi sonucunda Kronos, iktidarını kaybetme korkusuyla çocuklarını yutar. Kronos’un bu eyleminde evlat sevgisinin olmadığı söylenemez. Çocuklarını Tartaros’a hapsetmeyi deÄŸil, yutmayı yeÄŸlemiÅŸti. Bu seçim de onun sonunu hazırlamıştı. Zeus iktidara geldiÄŸinde de ilk olarak Metis’le, zeka tanrıçasıyla evlenmiÅŸ, onu o kadar çok sevmiÅŸti ki, yutmaktan baÅŸka çaresi kalmamıştı. Buradaki yutma motifinde “aÅŸk” ve “yok etmeme” duygusu dışında Metis’in sahip olduÄŸu zekanın kendisine geçmesi arzusu da rol oynuyordu. Ancak, bu yapay zeka Zeus’un beyninde daha fazla kalamayacak, bir süre sonra yapay zeka gerçek kimliÄŸiyle, yani Athena’yla dışarı çıkacak ve bağımsızlaÅŸacaktır.
Latin ÅŸair Ovidius, çaÄŸdaÅŸ psikolojinin önemli bir kuramı olan narsizme temellendirilen “Narkissos” öyküsünü “Echo” öyküsüyle birleÅŸtirerek bir aÅŸk hikayesi sunmuÅŸtur bizlere. Öyküde Narkissos, ıssız bir kırda av dönüşü yorgun, bir pınarın dingin sularında kendini seyrederken şöyle betimleniyor, Can Yücel çevirisiyle:
…..
kımıldamaksızın, bakıyordu kendine, kendi ÅŸaÅŸkın ÅŸaÅŸkın…
Bilmeden kendini arzuluyor, severken onu, kendini seviyor,
İsterken kendini istiyordu, içini yakan ateşi tutuşturan da, kendisiydi.
Echo, bir kenarda gizlenmiÅŸ seyrediyordu Narkissos’u, aÅŸkla dolu yüreÄŸi, fark etmeden Narkissos’un çektiÄŸi acıları. Narkissos’un Echo’yla uÄŸraÅŸacak hali yoktu. Fark etmiÅŸti başına gelen belayı, kendi kendine olan tutkulu aÅŸkını ve yine kendi kendine yakınıyordu:
…….
Anlıyorum, o benim, aldatmıyor beni artık hayalim.
Tutuşturan da ben, yanan da. Kendime olan sevgiyle yanıyorum.
Ne yapayım? İsteneyim mi? İsteyeyim mi? İstenecek ne kaldı artık?
Ayırmak ister kendini kendinden, garip bir istek olduÄŸunu bile bile bir aÅŸk için. Ama artık dayanacak gücü kalmamıştı acılarına, sevenin de sevilenin de aynı bedende olmasına. “Ve ÅŸimdi can verelim ikimiz bir solukta” diyerek kıydı canına. Öldüğü yerde, pınar başında, bir çiçek buldular sarı göbekli, beyaz yapraklı bir çiçek, nergis adında. Echo, seyrediyordu sevdiÄŸini gözlerinde yaÅŸlarla ve tekrarlayabildi ancak son sözlerini: “Elveda”.
Ovidius’un “Narkissos-Echo AÅŸkı”nı modern psikolojiye taşıyan iki öğe; Narkissos’un “gurur” duygusuyla birleÅŸtirilmesi ve Echo’nun Narkissos’u yutması gerektiÄŸi. Böylece iki ayrı varlığın tek varlığa, bir öykünün bir kavrama dönüşmesi gerçekleÅŸecektir. Echo’yu narsist bir kiÅŸilik, Narkissos’u narsizme kaynaklık yapan gurur sistemi olarak düşünürsek, dönüşüm rahatlıkla kavranacaktır.
Duygular bilinç düzeyine gelirken ilk olarak Narkissos’u (gurur) karşılarında bulur. Narkissos, bu duyguları ya yasaklar ya da şımartır. Narkissos’un söz konusu denetim gücünü ele geçirmesiyle Echo narsist bir kiÅŸiliktir artık. Böylece Echo’nun her tepkisi; hoÅŸlanması veya tiksinmesi, doyuma ulaÅŸması veya doyumsuz kalması, kibri kırılmış veya sevindirilmiÅŸ olma duygusu Narkissos’un belirlediÄŸi tepkilerdir. Echo’nun gerçek özü bir kenara atılmış, hatta ses geçirmez bir hücreye hapsedilmiÅŸtir. Fakat Echo, verdiÄŸi tepkilerin gerçek benliÄŸinden geldiÄŸini sanır ve her ne kadar içinde Narkissos’u hissetse de onun denetiminden habersizdir. BaÅŸarısızlıkları, yalnızlığı, suçluluk duyguları, karşılıksız sevgisi nedeniyle çektiÄŸi acılar, gerçekte kendinin deÄŸil, Narkissos’un çektiÄŸi acılardır. Ama bütün ÅŸiddetiyle kendi bedeninde hisseder.
Echo, üstün baÅŸarıyı, kusursuzluÄŸu, dayanılmaz bir çekiciliÄŸe sahip olmayı, herkes tarafından sevilmeyi, popüler olmayı ister. Aslında bütün bunları isteyen Narkissos’tur. BaÅŸarısızlık karşısında acıyı çeken de. Kendisinin çektiÄŸi gerçek acı ise, Narkissos’un incitildiÄŸi, zayıflatıldığı andır. Narkissos’un devre dışı bırakıldığı, kendi kendiyle baÅŸ baÅŸa kaldığı an, aküsü bitmiÅŸ bir araba gibi olduÄŸu yerde çakılıp kalır. Böyle bir durumda bütün deÄŸerleri altüst olur, neden-sonuç iliÅŸkisini yitirir, bütünlük duygusu kaybolur, statükocu olur, sevgiyi ve acıyı abartır, dürüstlükten uzaklaşır, kendine yabancılaşır, hırs, kin, nefret duygularıyla dolar, kendini sürekli aldatılmış, kullanılmış, kandırılmış hisseder, zevk alma duygusunu yitirir, sınırları, becerileri, yetenekleri, sosyal etkinlikleri, hatta kendi zayıflıklarını küçümser. Kendinden nefret etmeye yol açacak olan iç buyrukların, ödün vermez isteklerin etkisi altına girer.
Artık Narkissos’un gücü yaÅŸamın her alanında, bütün eylem kararlarında kendini gösterir. Echo konuÅŸamaz, eyleyemez hale gelir, sadece Narkissos konuÅŸur, buyurur. Echo’nun yapabileceÄŸi tek ÅŸey, bu buyrukları tekrarlamak olacaktır. Bütün tümceyi tekrarlayacak gücü de kalmamıştır, sadece son sözler çıkar aÄŸzından. Bu sözler de sonsuz boÅŸluk içinde yiter gider.
Gürbüz SEZGİN
anteros59@hotmail.com
"Gürbüz SEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...
