VALDİVİA
Birkaç gündür Valdivia'dayım. Pasifik okyanusundan 15 kilometre içerde kurulmuş bir üniversite şehri. İlk etapta beni vurmayan ama kaldıkça sevdiğim şehirlerden biri oldu. Şehrin ortasından şehir ile aynı ismi taşıyan nehir geçiyor.
Nehrin kenarında da burayı cazip hale getiren "Fluvial Market" yani balık pazarı.. Ama nasıl bir balık pazarı! Her türlü deniz yaratığının kuru ve taze halleriyle satıldığı bir pazar yeri.. Şenlikti orada olmak.. Balıkların boyutlarının oldukça iri olduğunu söyleyebilirim. Çok da pahalı değildi.
İrili ufaklı kabuklu deniz hayvanları, kurutulmuş midye içleri daha neler neler...!
Balık pazarı, genellikle kadınların satış yaptığı bir pazar. Ayıklama işini de onlar yapıyor. Görülecekler arasında her türlü dökümanın üzerinde birinci sırada gözüküyor. Fazlasıyla hak ediyor.. Keşke İspanyolcam olsaydı da görmenin ötesine geçebilseydim.. :((
Burası oldukça yağışlı bir bölge. İnanılmaz yeşil. Birçok küçük ada var. Bu ada turları için turistler sürekli olarak davet ediliyor..
Carrol adası
Corral adası.. Yine rengarenk evler. Ama bu evler daha özenle yapılmış. Puerto Natales ve Chlioe Adası ile karşılaştırdığımda daha düzgün olduklarını söyleyebilirim. Teneke ve ahşap karışımı..
Bariloche'de bir yerle ilgili sohbet ettiğim hostel çalışanları hep tur şirketlerine yönlendiriyordu. Bunu keşfettikten sonra sormamaya karar verdim. Kendi başıma gittiğim yerler oldu. İlk zamanlar turla da gittim. Ama yavaş yavaş öğreniyorum. Elimde Lonely Planet olmasına rağmen kimi zaman tur tuzağına düşüyorum. Valdivia'da belediye otobüsü ile kendim gezdim. Hem de çok ucuza. Bu küçük bir nottu. Buradaki iki adaya kendim gittim. Adalar inanılmaz yeşildi. Bu adalar Şili'nin yağmur ormanları olarak adlandırılıyormuş.
Adalardan birinde balık yedim. Bira, balık 10 Amerikan Doları civarı. Şunu da itiraf etmeliyim ki burada düzgün bir salata geleneğinin olmaması çok büyük bir eksik.. Halbuki her şey var. Bunu anlamak mümkün değil! Yediğim balığa gelince oldukça lezzetliydi. Yarım yamalak anlaştığım İspanyolca ile balığın köpek balığı ailesinden geldiği söylendi. Çok lezzetli olduğunu söylemeliyim.
Burada bir üniversite olduğunu söylemiştim. "Universidad Austral de Chile". Bu üniversitenin bahçesi botanik bahçesi. Çok etkileyici. Nehir kıyısında hala güzelliğini kaybetmemiş çiçekler, kimisi sararmış kimisi kızarmış ağaç yaprakları... Hafiften yağmur çiseliyordu. Doyulası değildi.
Buradaki ilginç olaylardan bir diğeri de birden bire karşıma çıkan foklar. Halbuki ben onları görmek için ne çok yol katetmiştim. Nehrin üstündeki köprüde yürürken onları gördüm. Köprüde değil nehirde! :)) Aynı nehirde ciddi bir deniz trafiği de var. Birbirleri ile oynaşıyorlar, suya girip çıkıyorlardı. Hoş bir sürprizdi. Balık pazarının artıkları nedeni ile buraya geliyorlarmış. Hepsi çok besiliydi. Halbuki Puerto Madryn'de bize oldukça uzaktan izletmişlerdi. Acaba bu Şili Arjantin farkı olabilir mi?
Balık pazarının etrafını sarmışlardı. Artıklar için bekleşiyorlardı. Adeta Foça'nın gözü doymaz kedileri gibi! Onların da açıkgöz olanları olduğu gibi olmayanları da vardı! Onların davranış biçimi de bizimkinden çok farklı değil aslında..
Hediyelik eşya dükkanlarına gelince tamamen ahşap malzemeden yapılmış insanda asla alma isteği uyandırmayan çeşit çeşit aksesuar. Ayrıca el örgüsü atkı ve berelerin de epeyi popüler olduğunu söyleyebilirim.
Kaldığım hostele gelince mükemmeldi. Küçük, temiz, keyifli müzikler, hoş bir atmosfer.. İnsan daha ne ister hayatta dediğim noktada ayaklarımın üşüdüğünü fark ettim. Birazcık serin olduğunu söyleyebilirim. Her şey öyle güzel ki sonrasında aklımda kalacak olan bu serinlik olmayacak eminim.
Kaldığım hostelden bir köşe.. Çok küçük, çok sıcak bir atmosferi vardı.
Airebuenos Hostel, Garcia Reyes 550. Bir gece 8000 Şili Pesosu
Mayıs 2009