Pucon, Villarica Gölü ile aynı isimli aktif volkanın eteğine kurulmuş sevimli ve küçük bir yerleşim yeri. Şili’de küçük hostel sahipleri otobüs terminalinde müşteri bulmak için bekliyor. Elimde gideceğim hostelin adresi olmasına rağmen oradaki temiz yüzlü hatunlardan birinin davetine otomatik olarak cevap verdim. Gittiğimiz yer temizcene bir gecekondu desem yeridir. Hostel sahibi iyi. Beni mutlu etmeye çalışıyor ama nafile! Neyse bir gece kaldım. Ve Pucon’la ilgili ilk izlenimim tahmin edilebileceği üzere kötüydü. Hostelimi değiştirip kasabaya şöyle bir göz attığımda çok sevdim.
Dumanı üstünde kardan şapkası olan bir volkanı var buranın… Her yerden farklı açılarla görmek mümkün.
Buraya gelinme nedenlerinden en önemlisi volkan tırmanışı.. Benim için oldukça zor olduğu için gitmedim. Ama aklımın kaldığını söylemeliyim. Burada çok sayıda uyarı levhası gördüm. Volkanın coşması halinde yapılacaklar hakkında.. Tüten volkanın eteğinde sakin sakin yaşıyor buranın halkı.. Eminim o tüten volkana da şükrediyorlar. Zira önemli bir ekmek kapısı…
Kasaba oldukça güzel. Etrafı dağlarla çevrilmiş. Şimdiye kadar olan yolculuğumda en çok tekrarladığım şey -diğerleri gibi- buranın da çok yeşil olması.
Buraya turistleri yakalamak için her şey yapılmış. Önünden geçtiğim tüm restoranlar sundukları lezzetli yemeklerin ötesinde atmosferleri ile insanı çağırıyor. Hoşuma giden panolardan biri. Çok severim başarılı reklam panolarını. Bu panolar bana elbette -iyi olanları- poster gibi gözükür. Buradaki sitilize volkanı çok sevdim. Her yerde görülebilecek cinsten ama onun farkı ağacın üzerine yapılmış olması. Burada buna benzer çok çalışma var. Ağaç her yerde kullanılmış. Bu kullanım biçimi buraya çok yakışmış. Ufacık bir not da ısınma sistemleri ile ilgili. Maalesef merkezi ısıtma sistemi yok. Büyük sobalar var her yerde... Fakat hostellerde, odalarda herhangi bir ısıtma düzeneği yok. Soba veya kuzine çok hoş ama. Yorgun günün ardından odalarda ısıtma sistemi beklenen bir şey... En azından benim beklediğim.
Los Pozones
Buradaki en hoş şeylerden biri yıldızların altında doğal sıcak su kaynaklarına girmekti. Gece turları düzenleniyor. İnanılmazdı. Her yeri unutulmaz kılan bir şey var. Gece sıcak su kaynağına girmek burasını benim için unutulmaz yapacak. Volkan tırmanışı yapmış olsaydım. Belki o unutulmaz olacaktı.
Los Pozones'e bir kez daha gittim. Geceden sonra bu sefer gündüzü tercih ettim. Bir ormanın içine yerleşmiş bu kaplıcada sıcaklıkları farklı olan birkaç doğal havuz var. Bu havuzların içinde doğanın sesini dinleyerek insan saatlerce kalabilir.. Burası herkesin önerdiği bir yerdi. Gece ayrı güzeldi gündüz ayrı.. Burada çok sayıda termal var. Gelenlerin bir çoğu bu termal havuzlar için geliyor.
Aslında And dağları ile ilgili bir gözlemimi de söylemek isterim. Genellikle Latin Amerika deyince aklımıza "Machu Picchu" gelir. Çünkü oranın satışı çok yapılmıştır. Oradaki dağ havzası çok etkileyici gelir hepimize. Gökyüzüne uzanan dağlar ve yoğun orman… Beni oraya çeken kalıntılar mıdır, coğrafi yapılanma mıdır diye kendime sorduğumda dürüstçe söylemek gerekirse öncelikle doğa ya da coğrafi yapılanma derim. Aslında benim buralarda şimdiye kadar gördüğüm And Dağları’nın uzantıları hep çok etkileyici idi. Gökyüzüne gerinen, keskin sivrilikleri olan dağlar. Dağdan öte kaya gibi gözüküyorlar Volkanik bölge olduğu için muhtemelen granitten yapılmışlar. Bunların hepsini anlamak mümkün. Bu kadar yükseklikte bu denli yoğun ormanı anlamak mümkün değil.
Bir başka notta buradan, bu bölgedeki yerlilerle ilgili. Pucon ve yakın çevresi Şili’de yaşayan, en büyük nüfusu kaplayan Mapuche’lerin en yoğun olduğu bölge.. Bakalım görmek için şansım olacak mı?
Her yerin gerçek sahipleri gibi onlar da zamanla burada azınlık olarak kalmışlar. Kötü yaşam koşullarına mahkum olmuşlar. Ama hediyelik eşya dükkanlarında ağaçtan yapılmış heykelleri baş köşede yerini alıyor. Onların oldukları bölgelere turlar düzenleniyor. Onlara ekmek yok ama sonradan gelenler onların yaşam biçimlerini meraklılara göstererek yeni bir iş kapısı oluşturmuşlar. Bu da küçük bir not olsun.