SARLAT PAZARI
Yurtdışına çıktığımda gittiğim şehrin ya da kasabanın yerel pazarlarına gidip oraların yeme-içme adetlerini görmek, pazar havalarını koklamak çok hoşuma gider.
Geçenlerde orta Fransa turumuzda programda Sarlat diye küçük, şirin bir kasaba vardı. Merkezdeki otelde iki gece konakladık. Oraya gitme sebebimiz cumartesi günleri kasabanın meydanında kurulan civarın meşhur pazarını görüp, yaşamak ve keşfetmek idi.
Sarlat, Bordeaux'ya 3 saat uzaklıkta, Unesco tarafından korunma altına alınmış yaklaşık 40.000 nüfuslu hayran olunacak bir yer. Eski yapılar anlamında Avrupa'nın en yoğun yerleşim yeriymiş. İnanılmaz güzellikte şiir gibi binalar ve sokaklar baştan sona kasabayı oluşturuyor. Ara sokakları gezerken her an atlı bir şövalye çıkıp geliverecekmiş gibi hissediyorsunuz. Yaşlı nüfus çoğunlukta.
Fransa'da içinde pazar kurulan bu tip kasabalara “Bastide” deniliyormuş. Cumartesi sabah erkenden hemen otelimizin önünde kuruluverdi. Programımız çok yoğun olduğundan rehberimiz bize iki saat pazarı gezme zamanı verdi. Giysi ve ıvır zıvırları derhal atlayarak, yeme-içme kısmına duhul olduk.
Fransa'nın bu kısımlarında ördek ve kaz yetiştiriciliği ön planda. Zaten burası daha çok ''kaz ciğeri'' ile ünlü. Dolayısıyla sebze - meyve tezgahlarından öte genellikle şarküteri ağırlıklı. Bilirsiniz Fransa peynirleri ile de dünya çapında bir üne sahiptir. Burada da peynir, sosis, jambon ve tabi ki kaz ve ördek tezgahları ağırlıktaydı. Genellikle yaşı 70 üzerinde Sarlat sakinleri ellerinde pazar çantaları o peynirci senin, o kaz-ördekçi benim geziyorlardı. Biz de buradan Türkiye'ye kaz ve ördek ürünleri götüremeyeceğimiz için biraz meşhur keçi peynirlerinden, biraz da ünlü kaz ciğerlerinden bir miktar aldık (Bagaj problemimiz had safhada idi). Hardallarına, Trüf mantarlarına, sirkelerine ve peynirlerine hayran hayran bakıp, iç geçirerek bu sanatsal pazarın kokusunu ve görüntüsünü belleğimizin bir köşesine kazıyıp turumuzu sonlandırdık. Tabi ki zaman bize yetmedi. Keşke daha etraflıca gezme imkanımız olsaydı.
Sarlat'ya yakın diğer yerler de programda yer alıyordu. Turumuz sona erip Akşamüzeri Sarlat'ya geri döndüğümüzde pazar toplanma aşamasındaydı. Bu hafta Fransa'da “Ölüler Günü” imiş. Pazarın kalanlarını tekrar şöyle bir hızla tavaf ederken, çocuklar şirin cadı kostümleri ile pazardaki dükkanları dolaşıp şeker topluyorlardı.
Gidip görülesi ve keyifle yaşanılası dünya tatlısı bir Ortaçağ kasabası. Aklımdayken söyleyeyim pazar esnafı saraylardan fırlamışçasına modern ve zarif idi. Hele bir peynir satan bayan vardı ki ben adını “Kontes De la Peynir” koydum. İnanılmazdı...
|