Seferihisar Teftişi!
Seferihisar'ın Slow City ünvanı almasına sevincimle şaşırma ölçütüm aynıdır, ne eksik ne fazla! Seferihisar şehir merkezi; yerleşim olarak herhangi bir Batı Anadolu, İç Ege kasabasından farklı değildir! Vasat betonarme yapılaşmasıyla inşaat halindeki gecekondularıyla hiç de albenisi olan bir yere benzemez. Belirli aralıklarla yolumu Seferihisar'a düşürürüm, birçok defalar gittim giderim de, sebebim hep Sığacık'tır.
Nihayetinde denizi olmayan bir yer, gidilesi görülesi bir yer değildir benim için. İşte o yüzden, Seferihisar şehir merkezi hiç ama hiç cazip değildi bana ama, aması var; şu sakin şehir (Cittaslow) ünvanını alınca, gidip değişiklikleri yerinde göreyim dedim. Sırf meraktan. Ha bir de şu meşhur armola peynirini tatmak için, sevgili Nedim Atilla'nın kulakları çınlasın...
Gözle görünür ne vardı derseniz, birkaç Slow City (Cittaslow) tabelasından başka göze çarpan yenilik yoktu. Elbette henüz çok erken. Belediye Başkanı Tunç Soyer'in bu ünvandaki başarısı, yeni Seferihisar anlayışı içinde hak ettiği yeri fazlasıyla bulacaktır.
Bana göre liste epey uzun.
Bisikletin yaygınlaştırılması, motorlu taşıtların azaltılıp, otoparkların mümkün olduğunca merkez dışına konuşlanması, araba kornasının şehir içinde yasaklanması, kışın kömürlü hava sahasının kontrolü, korunması gereken turuncu miras mandalina bahçelerinin arsa karteline yenik düşmemesi, mandalina suyunun markalaştırılıp, taze mandalina suyu sıkan makinelerin her köşe başına yerleştirilmesi, armola keçi peyniriyle yapılabilen hamur işi ve mezelerin çeşitlendirilmesi, zeytinliklerin korunup çoğaltılması, bölgeye has üretimlerin özgünlüğü korunarak devamlılığının sağlanması, yöresel değerlerin turistik boyutunun fark edilmesi ve zaman içinde ekonomik refaha döndürülmesi gibi çalışmaların son hızla devam ettiğini düşünüyorum. Düşünmek istiyorum!
Seferihisar'ın tam ortasında eski bir binada "Köy Pazarı" adı altında güzel bir oluşum var. İşte bu kesinlikle alkışlanacak bir davranış. Aferin vallahi. Esnaf ne der, esnafın işi baltalanır mı diye düşünmeden, üreticiden tüketiciye aracısız el emeğini değerlendiren köylü pazarı, gerçek köylü pazarı. Köy süsü verilmiş özenti takımından değil.
Çaktım köfteyi! Seferihisar'ın sırrı Sığacık.
Salyangozun ayak izi burada gizli. Ufacık tefecik içi dolu turşucuk, küçük sakin ve sığ Sığacık...
Küçük balıkçı tekneleriyle, yatlarıyla, avuç içi kadar küçücük doğal limanıyla sakin ve fazla huzurlu bir kıyıcık Sığacık. Arastası, kale kapıları ve kale içi, her keseye uygun balık lokantaları ve balıkçılarıyla ve tarihi hisarın içine konuşlanmış polis karakoluyla ilginç bir yer. Ne zaman Sığacık Polis Karakolu levhasını görsem yıllar önceki anım gelir aklıma.
Yıllar önce dediysem o kadar da değil, hepi topu 4-5 yıl öncesi. Temmuz sıcağında düşmüştü yolumuz Sığacık'a, sıcaktan pörsümüş halde Turgay'la ne tarafa gitsek neresini gezsek diye bakınırken, polis levhasını fark ettim. Bildiğimiz karakollara benzemeyen bir yere polisler tünemişler ve çardak altında bir birleriyle hoşbeş ediyorlar. Tarihi olduğu belli kale surunun yan merdivenlerinden, çardaklı teras gibi bir yere çıkılıyor, orada da açık hava polisleri yazlık giysileriyle gölgede soğuk sular ve çaylar içiyorlar. Ben yanlarına gidince ilgiyle niçin geldiğimi sordular. Elim yüzüm ter içinde, gezmeye geldiğimizi, belki konaklamak isteyebileceğimizi ve çevre hakkında biraz malumat istediğimi belirttim.
Komiser Hanım, hemen bir bardak soğuk su verip beni çardağın en güzel yerine oturttu ve çaylar eşliğinde diğer polislerle hep beraber başladılar Sığacık bilgilerine... Turgay yolda beni bekliyor o yüzden; "eşimi beklettim kalkayım" diyorum, gayet sakin ve rahat yaz rehavetiyle o da gelseydi diyorlar. Çok hoşuma gitmişti bu gördüğüm çardak altı polis muhabbeti! Sığacık'ın sükunetinde kim kanunsuz bir şey yapar ki, polisler gölgede pineklemekten başka ne yapsın!
Cittaslow' u hak eden Seferihisar'ı Sığacık ile özetlemek haksızlık olur, Teos Antik Kenti, Lebedos Antik Kenti, Karaköse Harabeleri, Myonnesos Adası, Güneşlikent ve Sazlıgöl tümülüsleriyle, bütün antik kent ve sit bölgeleriyle Seferihisar sakin ve yavaş şehir olmayı doğal dokusuyla fazlasıyla hak ediyor.
Nereden nereye geldim yine, yeme içmeye yer kalmadı! Oysa Seferihisar'ın meşhur Armola peynirini biraz anlatayım diyordum. Sonra anlatsam olur mu, şimdi satın aldığım bu cıvık peynirle keşif peşindeyim...
www.ascifok.com
|