MEĞER…
Meğer yolda olmak, meğer yolcu olmak ne güzel şeylermiş. Hayatın ilk basamaklarını çıkarken kendinle kalmak, nasıl yapacağını bilememek bir şeyleri sonra sormak birisine onu, sonra yenilmek veya galip çıkmak acılardan ve bunları tek başına yapmak ne güzelmiş meğer. Meğer özlemek, meğer özlenmek, meğer hep yolcu olmak ne güzelmiş. Burnunda sen tütenleri sevindirmek, gelince bir kral edasında geçirmek günleri, gidecek olmak, onun üzüntüsünü duymak bile ne hoşmuş. Meğer çıkıp gitmek tek başına kendi evinden sonra elinde birayla geri gelmek, hüzünlenmek tek başına sonra düşünmek geleceğini, o an niye orda olduğunu… meğer sevmek bir başınayken gelip evine gülümsemek anlamsızca ne güzelmiş. Düşünmek ne yiyeceğini meğer aç olmak, aç kalmak, meğer parasızlık ne yaşanasıymış. Kendi evine davet etmek on kişiyi ve hiç düşünmemek nasıl hazırlanırım diye… meğer kafana esince gelin takılalım demek, meğer düşünmek hep beraber ne yeneceğini, meğer tartışmak arkadaşlarınla olur olmadık sonra kafan atınca çekip gidebilmek evden ne zevkliymiş. Meğer imece usulü alışveriş yapmak, meğer ortak bir para havuzuna sahip olmak, meğer pazara gitmek pazarlık yapmak birlikte, az harcamaya şartlanmak, meğer o ay faturaları senin yatıracak olmanın verdiği sıkıntı, parti vermek evinde, sonra oynamak hayatı kıskandırırcasına, meğer hayattan zevk aldığını hissetmek, meğer yaşamak dolu dolu hayatı ne güzelmiş. En sonunda da o hayatının bittiğini bilmek, sona geldiğini hissetmek ve bulmak kendini bir havaalanında, bir tren garında, bir otogarda veya dönüş yolunda bir otomobilin içinde meğer ne acıymış. Orda kalakalmak, bakmak ardında bıraktığın gülüşmelere, acılara sonra, ağlamak giderken eski gülüşmelere, bakıp sana çok şey katan o şehre, şehrin sana gülen yüzüne bakıp ağlamak yada şehrin senin gidişine ağladığını hissetmek, giderken arkandan ağlaması şehrin ve birilerinin ne acıymış. Meğer çok şey bırakmak orda yaşanmış meğerse bilmek hayatının bir döneminin orada kazınıp duracağını, hep seni bekleyeceğini, her gittiğinde duygulanacağını bilmek, meğer ayrılmak bir şehirden, yaşamak, hayatın içinde olmak; meğer ne güzel ne acı şeylermiş…
okonukcu@gmail.com
|