TUTKU, HIRS, TEREYAĞ (JULİE & JULİA)
Gerçek yaşamdan uyarlanmış bu film farklı zamanlarda yaşamış, tutkuları “yemek” olan iki kadını anlatıyor. 1946 yılında Julia (Meryl Streep) eşi Paul (Stanley Tucci) ile Paris’e taşınıyor. Julia 40 yaşlarında canlı, kanlı, neşeli bir kadın. Biraz irice. Konuşması, sesi değişik. Kaşı, gözü, eli, kolu neredeyse tüm vücudu hareket halinde. Sırf mimik, ve çok sevimli. Tutkusu yemek olan bu kadın tam da muhteşem bir “yeme – içme” ortamının içine düşmüştür. Semt pazarlarını, ekmekçileri, peynircileri dolaşırken az Fransızcasına rağmen “Günaydın ve Afiyet olsun” cümleleriyle satıcılarla sıcak ilişkiler kuruyor. Bazen Paul ile bazen de dostlarıyla leziz Fransız yemeklerini, şaraplarını ve peynirlerini de tatmaktan geri kalmıyorlar. Ancak, bir süre sonra canının sıkılacağını anlıyor ve zamanımı nasıl geçireyim diye düşünürken Paul (bu kadar anlayışlı bir eş) imdadına yetişiyor. Onun “en çok ne seversin?” sorusuna Julia bir solukta “Yemek” diye cevap veriyor ve üst düzey şef aşçıların devam ettiği bir yemek kursuna tek kadın olarak katılıyor. İlk ders soğan doğramak.
Julie 2000’li yıllarda, 30 yaşına basmağa hazırlanan, sıkıcı bir işi olan sevimli bir genç kadın. Kocası Erich ile, pek de hoşlanmadığı bir semte taşınıyor. Yaşamını tekdüzelikten kurtaracak yenilikler aramakta. Yeni yemek tarifleri denemekten hoşlanıyor. (Bu arada Paul’ün ve Erich’in de devamlı mide tabletleri aldığını görüyoruz)
Julia ise Paris’te harıl harıl İngilizce yemek kitabı arıyor. Nafile. Hiçbir yerde bulamayınca kolları sıvıyor. Bir daktilo, kopya kağıdı dört nüsha yazmağa girişiyor. Yalnız sos tarifleri 700 tane. Julia tarifleri pişirmekle kalmıyor değişik denemeler de yapıyor. Örneğin tereyağını cömertçe kullanıyor.
Julie’nin eline, yazılması yıllar süren basılması da bir macera olan Julia’nın yemek kitabı geçiyor. Yemek tariflerini evde deneyerek İnternette yayınlamağa karar veriyor. Her gün bir yemek. Kendine 365 gün zaman veriyor. Ve başlıyor. Bu süre içinde, o melek gibi eş Erich bile isyan ediyor.
Julia ve Paul de zor günler geçiriyorlar. Mac Charty zamanı. Paul o meşhur sorgulama komisyonuna çağrılıyor. İyi niyetli Julia, terfi beklerken yılgın bir Paul’ü karşılıyor. Neşesini kaybetmiyor ve kitabına devam ediyor. Amerika’ya döndüklerinde kitabı basılıyor.
Julie’nin sitesi çok ilgi görüyor, onlarca yorum alıyor. Destekleyenler hatta hediye gönderenler oluyor. Son’a az kalmıştır. Kapanışı ördek dolmasıyla yapıyor.
Bu filmi, başta Aşçı Fok olmak üzere, yemek yapmayı ve yedirmeyi sevenlerin, beğeneceğini umuyorum. Muhteşem Merly Streep ve Amy Adams’ın olağanüstü oyunları filmi sürüklüyor. Bu ikili Kuşku isimli filimde, yanlarında harika bir oyuncu Philip Seymour Hoffman’la birlikte oynamışlardı.
Bu fimden sonra zengin Ege mutfağının hem Foça’da hem de başka yerlerde nasıl ızgara balık ve otlar içine sıkıştırıldığını düşündüm ve üzüldüm.
Aşçıların, hobileri yemek yapmak ve damak tadı olanların Türk mutfağını, döner, tost kısır döngüsünden kurtarmalarını diliyorum.
Not: Tekrar sormak istiyorum. Foça sineması neden kapalı?
|