BROTHERS ( KARDEŞLER) / Zuhal ÖZÜGÜL
Zuhal ÖZÜGÜL

Zuhal ÖZÜGÜL

BROTHERS ( KARDEÅžLER)



ABD 2009
Yönetmen : Jim Sheridan
Senaryo : David Benioff, Anders Thomas Jensen, Susanne Bier
Oyuncular :
Jake Gyllenhaal (Tommy)
Natalie Portmann (Grace)
Toby Maguire (Sam)
Sam Shepard (Baba)

Yüzbaşı Sam kısa bir izinden sonra Afganistan’daki görevine dönmek üzeredir. Tüm aile üzüntü içindedir. Kızları bunu anlayamaz. “Bu benim iÅŸim” diyerek teselli eder babaları.

Sam çocukluk aÅŸkı Grace ile evlenmiÅŸ iki kızıyla küçük bir kasabada yaÅŸamaktadır. KardeÅŸi hapishaneden çıkar. Babaları Vietnam savaşına katılmış bir askerdir. OÄŸulları arasında Sam’ı asker olduÄŸu için kendine yakın bulur. Tommy’i suçluluÄŸundan dolayı aÅŸağılamaktadır. Anne ise baba ve oÄŸul arasında aracılık yapmaya çalışır. Grace ise bir çocuk yuvasında eÄŸitmen olarak çalışmaktadır.

Ana hatlarıyla orta halli bir Amerikan ailesidir Cahill’ler. Aslında, halkın bu kesimi ülkenin en büyük yükünü çeker. Alkolizm, iÅŸsizlik, yalnızlık, suç iÅŸleme oranı oldukça yüksektir. BirçoÄŸu kurtuluÅŸu savaÅŸa gitmekte bulur.

Sam’ın gidiÅŸi ve Tommy’nin geliÅŸi üzerine hazırlanan yemekte anne: “Bu yemek bizim için çok önemli. Bir evladımıza hoÅŸ geldin derken diÄŸerine güle güle diyoruz”

Ailelerde savaş sanki babadan oğula geçen bir miras haline gelmiş. Neredeyse kanıksamışlar. Hoş geldin, güle güle diyerek bilinçsiz olsa da destekliyorlar.

Afganistan’daki ilk operasyonda Sam’ın helikopteri düşer. O ve bir çavuÅŸ saÄŸ fakat esir olarak Taliban’ın eline geçer. Taliban bir iÅŸkence makinesidir. Sam çavuÅŸa sürekli hiç açık vermemesini, hele ailesinden söz etmemesini tekrarlar. İşkenceler bir çocuk tarafından filme alınır. Taliban ABD’ye mesajı çavuÅŸun aÄŸzından söyletir. “Bana burada ülkemin halkı adına savaÅŸmak için bulunduÄŸum söylendi. Åžimdi anlıyorum. Afganistan kendi halkına ait. Burada olmamızın kimseye yararı yok.”

Sorunlardan kurtuluşu savaşa gitmekte bulan Amerikan gençleri bunun farkındalar mı acaba?

Sam’ın ölüm haberinden sonra Tommy, Grace ve kızlara yardımcı olarak üzüntülerini hafifletmeÄŸe çalışır. Birlikte eÄŸlenceli saatler geçirirler. Bu arada Tommy de babası ile yakınlaÅŸmaktadır.

Afganistan’da Amerikan askerleri Taliban’ı sıkıştırdıkça esirlerin de sonu gelir. Taliban vahÅŸetini gene gösterir. ÇavuÅŸu Sam öldürecektir. Silahı O çocuk verir. Sam “öldür yoksa sen öleceksin” düşüncesiyle öldürücü darbeyi indirir.

“Sizlere dönmek için yaptım” der Sam, Grace’e bir konuÅŸmada. Bu vahÅŸet savaşın ta kendisidir aslında. Bunca film, tartışma, belgesel yapılıyor. Sakat dönenler, travma yaÅŸayanlar. Ya da uçakla dönen tabutlar. Sorunlu, hastalıklı, sakat bir ülke ABD.

Sam kurtulur, eve döner. Ancak çok deÄŸiÅŸmiÅŸtir. Duyguları yok olmuÅŸtur. Kimseyle anlaÅŸamaz. Çok sevdiÄŸi kızlarıyla bile. KardeÅŸi ve karısının iliÅŸkisi olduÄŸu düşüncesini kafasına takmıştır. Davranışları sertleÅŸmiÅŸ, vurup kırmaya baÅŸlamıştır. Bir intihar denemesinden sonra tutuklanır. Grace, onun vicdan azabı çektiÄŸini, başından geçen bir olayın onu kemirdiÄŸini anlamıştır. Sam çavuÅŸu öldürdüğünü itiraf eder. “savaşın sonunu ölüler görür derler, ben gördüm. Asıl soru bir daha hayata dönüp dönemeyeceÄŸim” der.

Amerikan filmlerinde aile, din, kardeÅŸlik, arkadaÅŸlık baÄŸları sürekli vurgulanır. Aile çok kutsaldır. Özel günlerde birlikte olabilmek için kilometrelerce yol katederler. Biraz İtalyan aile yaÅŸamına özentidir. Yemekten önceki şükran duası, pazarları kiliselerin dolması, semt rahiplerinin yere göğe konulmaması günümüzdeki ABD’ye hiç uymuyor. Kadınların, erkeklerin çok samimi arkadaÅŸlıkları delice eÄŸlenip kafa çekmeleri de kaymak tabakaya nasip olan bir durum. Bana hepsi abartılı gelir. Filmlerdeki beyin yıkama yöntemi diye düşünüyorum.

Yurtta barış, dünyada barış.


Zuhal ÖZÜGÜL




28 Åžubat 2010 Pazar / 2844 okunma



"Zuhal ÖZÜGÜL" bütün yazıları için tıklayın...