Kahve Falı / Coşkun SAYGILI
CoÅŸkun SAYGILI

CoÅŸkun SAYGILI

Kahve Falı



       Yazı yazma konusunda pek maharetli olduğumu söyleyemem ama yazacağım hikayenin hoşunuza gideceğinden eminim.

       Efendim, hikayemiz Ege’nin ÅŸirin ilçesi Foça’da yetmiÅŸli yılların başında geçiyor ;

       O yıllarda Foça beÅŸ-altı bin nüfuslu küçük bir sahil kasabası.. Åžehirdeki esnaf sayısı da bir elin parmakları kadar. Hikayemizin kahramanları da Foça’nın medar-ı iftiharı iki taksicisi.!!

       O günler yokluk günleri (ÅŸu aralar bir varlıktayız sormayın gitsin?) Kahramanımız nam-ı deÄŸer Fafot ReÅŸat üzerinize afiyet basur olmuÅŸ o günlerde; adamcağız oturamıyor, doÄŸru dürüst yürüyemiyor, uyku haram olmuÅŸ, anlayacağınız periÅŸan mı periÅŸan…!

******

       Fafot Reşat o gün evinden güç bela çıkmış gelmiş taksi durağına çekmiş altına bir iskemle kıçının yarısı dışarıda başlamış oflayıp puflamaya

- Of yandı cötum belanı versin kaknem ayaklı karı nerden yedirdin bana acı turşuları yandım Allah! Yok mu çaresini bilen Allahaşkına?

       En değerli arkadaşı Karagöz İbraam kayıtsız kalmamış bu feryada ;

- Ah Fafotçuğum ne bağrınırsın, ne oldu o canım cötune ?
- Sorma İbraam, yengen ne basur otları ne ebegümeçleri kaynattı, ilaç yaptık sürduk kıçlarıma da geçmedi belasını versin ülecim acıdan….. Cötümde memeler çıktı parmağım kadar…. Yandım Allah !
- Ah be Fafotum ben bilirim bu itikeranın ilacını. Sen söyle şurdan iki orta şekerli kave bak nasıl geçicek cötunun yanması..!

       Fafot ReÅŸat o zamanlar Foça’nın en cimrilerinden biri (parasını alacağına canını al daha iyi, bedava mezar bulsa içine giren cinsinden)

      Fafot kıçının da acısıyla seslenmiş kahveciye ;

- Aman Mustafam, cönder bize iki şekerli,

       Kahveler bir güzel içilmiş ve Karagöz lafa başlamış ;

- FafotçuÄŸum kimseye süleme sakın, al bu fincanları eline doÄŸru helaya. Telveleri sür kıççezine şıp diye kesicek yangınını…

      Fafot helaya yollana dursun, Karagöz hemen manyatolu telefonun başına geçmiş;

- Kızçazım baÄŸla ya bana doktor Yavuz’u,

      Telefon baÄŸlanmasına yakın Fafot ReÅŸat; yandım Allah nidalarıyla yeri göğü inleterek çıkmış heladan ve doÄŸruca doktor Yavuz’un muayenehanesinin yolunu tutmuÅŸ.

      Karagöze telefon bağlanır ;

- Yavuzcuğum, böyleyken böyle kurdum Fafotu sen devam et artık sana gelior

       Kıçında kahve telvesiyle girmiş muayenehaneden içeri, binbir hışımla ;

- Amman Yavuz beycim, orospu evladı Karagöz yaktı cötumu kurtar beni fenayım ülecim acıdan!!!
- Ah be Fafotçuğum heyecanlanmadan anlat bakayım,
-Yavuz beycim, basurcuk olmuşum fena ızdıraplar içindeydim. Yanışlıklan söyledim bunu Karagöz domalmışına, o da kandırdı beni, kıçlarıma kahve telvesi sürdürdü, yaktı bana arkalarımı, aman kurtar beni ahhhh..

      Doktor Yavuz muayene masasını işaret ederek;

- Sen geç şöyle masanın üstüne dört ayak vaziyetinde dur ve sıyır donunu, hatta beÅŸkapılara doÄŸru kıçını çevir ki iyi muayene edeyim seni…

      Fafot ne yapsın kaderine razı biçimde birazda korkuyla denilenleri yapmaya başlamış. Doktor ne zaman muayene eldivenlerini takmış seninki korkuyla karışık bağırmış ;

- Aman acıtmayasın beni, yaktı zaten beni o orospu anneli Karagöz…
- Korkma FafotçuÄŸum sadece bakacım yahu,…

      Doktor Yavuz Fafotun kıçının yanaklarını tutup ayırmış ve ;

- Fafotçuğum, gördüm gördüm, diye bağırmış

      Fafot da endişe ve korku dolu bir ifadeyle ;

- Aman doktor çabuk süle ne cördün arkamda ?
- Valla FafotçuÄŸum ne desem ki; bir vakte kadar mı desem üç vakte kadar mı desem senin arkaya baba bir kısmet gördüm…???!!!

       Hikayemiz böyle umarım hoşunuza gitmiştir. Bunun benzeri yüzlerce hikayesi var Foçalıların, inşallah canlı bir anlatım yapmak nasip olur size?

İzmir/Karşıyaka


Phokaian_2@hotmail.com


CoÅŸkun SAYGILI

Phokaian_2@hotmail.com



11 Nisan 2005 Pazartesi / 2516 okunma



"Coşkun SAYGILI" bütün yazıları için tıklayın...