
Tarık Dursun K.
Taşralıyım Ezelden (Nını nom nını nom!)
Daha düne kadar “İstanbullu olmak” bir ayrıcalıktı.. İstanbullu olmak, İstanbul’da yaÅŸamak, iÅŸ kurmak gerçek bir üstünlük sayılıyordu. Gerçi siyasal açıdan yönetme gücünü Ankara elinde tutuyordu, ama ekonomik egemenlik nereden bakılırsa bakılsın, İstanbul’daydı yine. TaÅŸra için İstanbul bir çeÅŸit “el dorado” idi. Taşı toprağı altındı, İstanbul’a bir punduna getirip kapağı atmak, hayat boyu kurtuluÅŸ anlamına geliyordu.
İyi, güzel, hoÅŸtu da ne idi bu dayanılmaz çekiciliÄŸi İstanbul’un peki? Er mi? Ben sanmıyorum. 1453 yılında baÅŸlayan odaklaÅŸma, günümüze dek gelmiÅŸ, getirilmiÅŸtir. Türkiye’deki “en çok”lar hep İstanbul’da deÄŸil midir? Elbette olumsuzu ve olumlusu ile. En çok iÅŸsizi ile açlık sınırına gelip dayanmış olanı da, vergi kaçıranı ve en çok vergi vereni de (yine) bu İstanbul’dadır.
Ülkenin sanayileÅŸmesinde bütün yükü de yine o taşır. En çok gecekondu İstanbul’dadır, en çok nüfusa sahip kentimiz İstanbul’dur; tabii, en çok iÅŸsizin de sahibi, en çok verginin toplandığı, en çok verginin göz göre göre kaçırıldığı, en çok camili, en çok kiliseli, en çok azınlık gurupları ve bu gurupların okulları, en çok hayır dernekleri, en çok gençlik kuruluÅŸları, sendikalar, esnaf ve sanatkarlar dernekleri de (en çok olarak) hep bu İstanbul’dadır.
Ülkemizde en çok günlük, haftalık ya da aylık gazete ve dergiler İstanbul’da yayınlanır. Kitap ve benzeri yayınlar da. En çok öğrenci İstanbul okullarında eÄŸitim görür.
En çok trafik kazası, en çok adam öldürme ve yine en çok gasp ve soygun olayları bu İstanbul’da meydana gelir. En çok kumar döndürülen kent, fuhuÅŸun doruk noktasına vardırıldığı, emeÄŸin deve yapıldığı ve gelir dağılımının en çok dengesizleÅŸtiÄŸi kent, yine bu İstanbul’dur.
En çok ÅŸahsi teÅŸebbüs İstanbul’dadır. Pahalılık İstanbul’da, çatışmalar, çekemezlikler, mafya İstanbul’da, denetimsizlik İstanbul’da, en çok enerji tüketimi, parayı har vurup harman savurmak, zamanın boÅŸa harcanması, yolsuzluk, rüşvet, baÅŸsızlık, bela, eza ve cefa İstanbul’dadır.
İstanbul, kendisinin dışında kalan bütün Türkiye kentlerini de etkiler. Evet, İzmir’i de, Ankara’yı da. Varlık ve yokluk önce İstanbul’da baÅŸlar ve sonra dalga dalga tüm ülkeye yayılıp egemenliÄŸi altına alır.
İstanbul, hem başlangıçtır, hem de son..
Bizim Eski Foça’ya ve insanlarına gelince… Hepimizin ipi kuÅŸağına denk, yaÅŸayıp gidiyoruz iÅŸte.
Tarık Dursun K.
"Tarık Dursun K." bütün yazıları için tıklayın...
Daha düne kadar “İstanbullu olmak” bir ayrıcalıktı.. İstanbullu olmak, İstanbul’da yaÅŸamak, iÅŸ kurmak gerçek bir üstünlük sayılıyordu. Gerçi siyasal açıdan yönetme gücünü Ankara elinde tutuyordu, ama ekonomik egemenlik nereden bakılırsa bakılsın, İstanbul’daydı yine. TaÅŸra için İstanbul bir çeÅŸit “el dorado” idi. Taşı toprağı altındı, İstanbul’a bir punduna getirip kapağı atmak, hayat boyu kurtuluÅŸ anlamına geliyordu.
İyi, güzel, hoÅŸtu da ne idi bu dayanılmaz çekiciliÄŸi İstanbul’un peki? Er mi? Ben sanmıyorum. 1453 yılında baÅŸlayan odaklaÅŸma, günümüze dek gelmiÅŸ, getirilmiÅŸtir. Türkiye’deki “en çok”lar hep İstanbul’da deÄŸil midir? Elbette olumsuzu ve olumlusu ile. En çok iÅŸsizi ile açlık sınırına gelip dayanmış olanı da, vergi kaçıranı ve en çok vergi vereni de (yine) bu İstanbul’dadır.
Ülkenin sanayileÅŸmesinde bütün yükü de yine o taşır. En çok gecekondu İstanbul’dadır, en çok nüfusa sahip kentimiz İstanbul’dur; tabii, en çok iÅŸsizin de sahibi, en çok verginin toplandığı, en çok verginin göz göre göre kaçırıldığı, en çok camili, en çok kiliseli, en çok azınlık gurupları ve bu gurupların okulları, en çok hayır dernekleri, en çok gençlik kuruluÅŸları, sendikalar, esnaf ve sanatkarlar dernekleri de (en çok olarak) hep bu İstanbul’dadır.
Ülkemizde en çok günlük, haftalık ya da aylık gazete ve dergiler İstanbul’da yayınlanır. Kitap ve benzeri yayınlar da. En çok öğrenci İstanbul okullarında eÄŸitim görür.
En çok trafik kazası, en çok adam öldürme ve yine en çok gasp ve soygun olayları bu İstanbul’da meydana gelir. En çok kumar döndürülen kent, fuhuÅŸun doruk noktasına vardırıldığı, emeÄŸin deve yapıldığı ve gelir dağılımının en çok dengesizleÅŸtiÄŸi kent, yine bu İstanbul’dur.
En çok ÅŸahsi teÅŸebbüs İstanbul’dadır. Pahalılık İstanbul’da, çatışmalar, çekemezlikler, mafya İstanbul’da, denetimsizlik İstanbul’da, en çok enerji tüketimi, parayı har vurup harman savurmak, zamanın boÅŸa harcanması, yolsuzluk, rüşvet, baÅŸsızlık, bela, eza ve cefa İstanbul’dadır.
İstanbul, kendisinin dışında kalan bütün Türkiye kentlerini de etkiler. Evet, İzmir’i de, Ankara’yı da. Varlık ve yokluk önce İstanbul’da baÅŸlar ve sonra dalga dalga tüm ülkeye yayılıp egemenliÄŸi altına alır.
İstanbul, hem başlangıçtır, hem de son..
Bizim Eski Foça’ya ve insanlarına gelince… Hepimizin ipi kuÅŸağına denk, yaÅŸayıp gidiyoruz iÅŸte.
Tarık Dursun K.
"Tarık Dursun K." bütün yazıları için tıklayın...