40 YIL SONRA MEMLEKETİM…
40 yıl sonra, yani 2050 yılında memleketimizde neler olacak? “Gazı kim saldı?” tartışması son haddini bulacak. Salan, gizli salacak. Salamayan, adamına koşacak. Böylece, hava çok ısınacak. Denizler yükselecek. Mevsimler karışacak. Memleket çifte kavrulacak. Vatandaş, can havliyle üstünde ne varsa atacak. Herkesin malı ortada olacak ve hiç kimse mal bildiriminde bulunmayacak. Ateşli pozlar verenler çoğalacak. Takriben 80 yaşına merdiven dayayan Ayşe Arman bir kez daha soyunacak. Yetkililer, “Lütfen donunuz kalsın” diyerek vatandaşı uyaracak. Fazlaca uyarılanlar, sağa sola saldıracak. Haliyle, nüfus artacak. Muhalefet, “Bu devlet projesi mi?” diye soracak. Göçler başlayacak. İklim değişikliği nedeniyle, emeklinin nesli tükenecek. Bu nedenle, yaşanan gelişmelere “Çok ayıp yahu!” diyen çıkmayacak. Ancak, AB uyum yasaları gereği, “Şerefsiz” ve “Hayvan oğlu hayvan” gibi laflara, hapis ve para cezası verilmeyecek.
Yeni demokrasi anlayışı “Al Sana Demokrasi!” ile tanışılacak. Karakollar özelleştirilecek. Karakol görüntülü barlar gençlerin uğrak mekanı olacak. Çıplak kadın vücudunda “Sushi” yemekten bıkılacak ve “Göbekte kaymakam kebabı” yeme dönemi başlayacak. Bir fincan kahvenin sadece 40 gün hatırı olacak. Kimse kimseye selam vermeyecek. Selam veren borçlandırılacak. Toplumsal olaylarda polis, AB’nin isteği üzerine şişe suyu fışkırtırken, kahkaha gazı kullanacak. Gazı yiyen, “Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun?” şarkısını mırıldanacak. Dinlemeler, kulak içerisine yerleştirilen bir sistemle gürültü çıkarmadan yapılacak. Demokratların “Demo”su yapılarak, ihtiyaç olmaktan çıkarılacak. Şiddet gören kadınlarda, darmadağınık saçlar, baştan çıkarıcı bir zenginlik sağlayacak. Kamu Görevlileri Etik Kurulu, kamu görevlilerinin dansözlü veda gecelerinde omuzlara alınmasını, kadın-erkek ayrımı yapmadan serbest bırakacak.
Büyük Dünya Projesi kapsamında kıtalar yer değiştirecek. ABD’den sonra, Suudi Arabistan sınır komşumuz olacak. Ay hariç, her yere vizesiz gidilecek. Sebzeler, tane tane ve rastgele seçilecek. Tüketim alışkanlıklarımız tümden değişecek. İdareli yaşama geçilecek. GDO’suz yiyecekler zor hazmedilecek. AB’nin beğenmeyip geri gönderdiği hıyarlar bize kalacak. Yemeklerden sonra genişleyen pantolon modası çok tutacak. Beynimiz, hipotalamus bölgesine sinyal göndererek çalışmamıza engel olacak. Böylece, beynimiz daha az, ellerimiz daha çok çalışacak. Özet olarak, başımız küçülürken, ellerimiz büyüyecek. Eller büyüdüğü için, cepçilik tarihe karışacak. Atasözlerimiz değişime uğrayacak. Örneğin, GDO’lu armut dibine düşmeyecek.
Kişi başına düşen alışveriş merkezi ve üst geçit sayısı göğsümüzü kabartacak. Aydın Doğan, medya grubunu küçültmeye devam edecek ve elinde sadece “Gümüşhane TV” kalacak. Konut ve araba kredisi cazibesini kaybedecek, “ekmek kredisi” vermek üzere Fakir Bank kurulacak. Öğrencilerin beynine enformasyon cipleri takılarak, dershaneler kapatılacak. Velhasıl, akıllara zarar daha çok şey olacak.. Sabah olacak, akşam olacak…
|