ISSN 1308-8483
Atatürk’ün Düşünce Boyutuna Katkıları-2 / Kevser YALÇIN
Kevser YALÇIN    
  Yayın Tarihi: 10.5.2010    


Atatürk’ün Düşünce Boyutuna Katkıları-2


“Servet ve onun doğal sonucu olan rahat yaşamak ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışanların hakkıdır. Yaşamak demek çalışmak demektir. Türk, öğün, çalış, güven.” Çalışmanın yaşamak olduğunu, yaşamanın çalışmak olduğunu ifade eden sözlerinden biridir. Fakat Atatürk, tek ve salt olarak maddi kazançtan bahsetmemiştir, servet derken, maddi servet değil, çalışmanın insan bedenine olan manevi katkılarını anlatmaya çalışmış ve bu yönde öğütler vermiştir. Fiziki çalışmanın düşünsel olarak da etkilendiğini ve bunun sonucunda mutluluk ve güven gibi manevi insani özelliklerin insanda vücuda geleceğini vurgulamıştır. Düşünce boyutumuza katkılarından biri olan güven duygusunun kazanılması, huzur ve mutluluk duygusu ancak ve ancak çalışarak elde edilebileceğini anlatmıştır. Sadece düşünmenin değil, düşünceyle çabanın, yani fiziki unsurların bir arada olması gerektiğinin önemini anlatmıştır.

16 Mayıs günü Bandırma Vapuru’na bindiğinde, itilaf devletleri, silah ve cephane araması yaptıklarında Mustafa Kemal, bu duruma çok içerlemişti. Yanındaki arkadaşlarına “Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe, silah kuvvetine dayanırlar. Bildikleri şey yalnız madde! Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz Anadolu’ya ne silah ne cephane götürüyoruz.” Diyerek, Kurtuluş Savaşı’nın hangi değerlerlerle kazanıldığını ortaya koymuştur. İnanç ve kararlılığın gücünün önünde hiçbir engel bulunamayacağını anlatmıştır.

Ya istiklal ya ölüm” diyerek seçim yapmasını istemiştir. Ya özgür olacağız, ya da öleceğiz. Ölümden öte bir şey olmadığı bilincinde olan Türk halkı, özgürlüğü ve mücadeleyi seçmiştir. Özgürlük, onurlu yaşam, hürriyetin kazanılması uğrunda verilecek her türlü fedakarlık, esirlik, boyun eğme gibi durumların varlığını asla kabullenmeme: Bu bizim kendi öz varlığımızın gerekliliğidir. İnsan özgür doğar, özgür yaşar ve özgür ölür.

Onun azmi, kararlılığı, cesurluğu tüm dünya milletleri ve devlet adamları tarafından takdirle ve hayranlıkla karşılanmıştır. Örnek insan, lider ve önder olarak zihinlerde ve gönüllerdeki yerini almıştır.

En son söylevlerinden birinde, en birinci ödevimiz, Türk Bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini Sonsuzluğa değin korumak ve savunmak olduğudur. Sonsuzluğa kadar korumak ve savunmak, yani mücadele hiçbir zaman bitmeyecektir. Bitmemelidir. Çaba her zaman devam etmelidir. Her şey bitti, artık rahatız bundan sonra istediğini yap değildir. Gaflete düşme hatasına mahal verilmemelidir. Çaba sonsuza kadar devam etmelidir.

Duygu ve düşüncelerin, ne kadar hayati bir durum olduğunu ve bunu daha çocukluktan kazanılması gerektiğini, düşüncelerin hayatımıza yön verdiğini ve hayat planımızı oluşturduğunu şu sözleriyle anlayabiliyoruz: “Çocuklarımızı, artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine, saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda, onların temiz yüreklerinde, yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır.

Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu yeterlidir.” Atam, duygularını, düşüncelerini anlıyoruz ve hissediyoruz. Yapmaya çalıştığın, yaptığın, bıraktığın çetin mücadele sonucu elde edilen “Eser”in farkındayız. O “esere” sahip çıkacağız. Sen bizi anladın, bize sonsuz güvendin. Türk gençliğine ve Türk milletine inandın ve güvendin. Ve bunu kalbinde asla şüpheye yer olmadan yaptın. Bize düşen de bu güvene layık olmak ve açtığın yolda hiç durmadan, gücümüzü asil kanımızdan alarak, yorulmadan yürümektir. Sen her zaman yüreğimizdesin.

Kaynaklar: T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Atatürk Arşivi
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, NUTUK (söylev) 1989 baskısı, Türk Tarih Kurumu Yayınları.



Kevser YALÇIN



1653










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)