 
                
                
                Tayfun ÖZKAYA
  		
		  UMUTSUZLUK VE HAYAL YOKSUNLUĞU ÖLDÜRÜR
		  
		  
				    
  
 
 
		 	
			
		  
			  
	
Köye kamyonetle gelen manav köylü kadınlarına sebze, meyve satıyor. İzmir’in birçok köyünde gördüğümüz manzara bu. Köylüler satmak için bir iki ürün yetiÅŸtiriyorlar ve sebze, meyveleri dışarıdan alıyorlar. Bazı bahçe ve tarlaların boÅŸ durduÄŸunu da gözlüyoruz. Alınan sebze ve meyveler aşırı ilaç ve kimyasal gübre ile yetiÅŸtirilmiÅŸ ve çoÄŸu da lezzetsiz. Köylülerimizin bir kısmı tehlikenin farkında ve sade kendileri için tarımsal ilaçsız ve kimyasal gübresiz sebze, meyve yetiÅŸtiriyorlar. Satmak için ise ÅŸirket tohumları ile zehirli tarım yapmaktalar. ÇoÄŸu için ise, ilaçların zararlı kabul edilmesi için hemen öldürmesi veya hasta etmesi gerekiyor. “İlacı atıyorum. Bir ÅŸey olmuyorum” diyen çok köylü gördüm. Kentlilerimiz ise yıllardır hormona kafayı taktılar, çok daha zararlı olan tarım ilaçları konusunda ise duyarlılık çok az.
   
Bazı köylerimizde çoÄŸu da yaÅŸlı olan kimi kadının elinde çok fazla sayıda yerel tohumlar var. Dört çeÅŸit fasulye, iki çeÅŸit börülce, üç çeÅŸit mısır vb. ÅŸeklinde ellerindeki deÄŸerli hazineyi sayıyorlar. Ancak bu kiÅŸilerin de ölüp gitmesi ile bu hazine yok olup gitmekte. BildiÄŸiniz gibi 2006’da çıkan tohum yasasına göre bu yerel tohumların satılması veya bunlardan fide üretilerek satılması yasak. Karşılıksız verilmesi veya takas yapılmasına ise bir engel yok. Duyarlı bir ülkede böyle bir yasak tek kelime ile zulümdür ve milyonlarca köylünün sırf bu amaçla protesto gösterileri yapmasını hak eder. Ancak ülkemizde köylünün çoÄŸu, hatta politikacılarımızın çoÄŸu tamamen çokuluslu veya onların uydusu ÅŸirketlerin çıkarına düzenlenmiÅŸ bu yasanın gerçek içeriÄŸinden habersiz.
Bu sıkı örülmüş imparatorluğun çok yönleri var şüphesiz. Ancak hayal gücü, umut ve bilgiye dayalı mücadele ile bu koşullardan adım adım kurtulmak mümkün. Hâlbuki köylülerimiz dâhil herkese umutsuzluk aşılayanlar tümen tümen. Köylerde de size bazı sorunların nasıl çözüleceğini değil de neden çözümlemeyeceğini anlatmaya hevesli çok insan var. Bazı köylerde üreticileri yerel tohumlara sahip çıkmaları ve şimdilik hiç olmaz ise kendileri için yerel çeşitlerle sebze, meyve üretmeleri için teşvik ediyoruz. Yerel çeşitlerle çoğu zaman hiç tarım ilacı ve kimyasal gübre kullanmadan ürün üretmek mümkün. Ayrıca lezzetleri de şahane. Tarım ilaçlarının yol açmadığı hastalık yok gibi. Kanserin patlama yaptığı köylülerin de katıldığı bir saptama. Ancak bunda tarımsal ilaç ve kimyasal gübrelerin payı konusunda bilgiler çok zayıf.
Birkaç köylü önerilerimiz karşısında “bunlar hayal” dediler. Lezzetsiz ve zararlı ürünler ve kanser gerçeÄŸi ise onlar için sanki kaçınılmaz bir yazgı, kader. Bu arkadaÅŸlara geçen gün bir yerde okuduÄŸum ÅŸu sözü hatırlatmak isterim:
 
“Hayal gücünden yoksun olanlar, yoksun oldukları ÅŸeyleri hayal edemezler”
        
Hayal güçlerini ateşlemek için yapılacak çok şey var.
Yerel tohumları bulmak o kadar da zor değil.
Herkese bol umut ve hayal gücü dilerim.
 
      
     
	  
       
Tayfun ÖZKAYA
       
        
		
	  			 
 
 
				 
				 
				 
				
   
		 	 
     
	
	 
	
	
	
	 
	   
 
				 
				 
				  
 
	    
	  		  
 
	      	    
 
"Tayfun ÖZKAYA" bütün yazıları için tıklayın...
 
 
            
 
			
        Köye kamyonetle gelen manav köylü kadınlarına sebze, meyve satıyor. İzmir’in birçok köyünde gördüğümüz manzara bu. Köylüler satmak için bir iki ürün yetiÅŸtiriyorlar ve sebze, meyveleri dışarıdan alıyorlar. Bazı bahçe ve tarlaların boÅŸ durduÄŸunu da gözlüyoruz. Alınan sebze ve meyveler aşırı ilaç ve kimyasal gübre ile yetiÅŸtirilmiÅŸ ve çoÄŸu da lezzetsiz. Köylülerimizin bir kısmı tehlikenin farkında ve sade kendileri için tarımsal ilaçsız ve kimyasal gübresiz sebze, meyve yetiÅŸtiriyorlar. Satmak için ise ÅŸirket tohumları ile zehirli tarım yapmaktalar. ÇoÄŸu için ise, ilaçların zararlı kabul edilmesi için hemen öldürmesi veya hasta etmesi gerekiyor. “İlacı atıyorum. Bir ÅŸey olmuyorum” diyen çok köylü gördüm. Kentlilerimiz ise yıllardır hormona kafayı taktılar, çok daha zararlı olan tarım ilaçları konusunda ise duyarlılık çok az.
Bazı köylerimizde çoÄŸu da yaÅŸlı olan kimi kadının elinde çok fazla sayıda yerel tohumlar var. Dört çeÅŸit fasulye, iki çeÅŸit börülce, üç çeÅŸit mısır vb. ÅŸeklinde ellerindeki deÄŸerli hazineyi sayıyorlar. Ancak bu kiÅŸilerin de ölüp gitmesi ile bu hazine yok olup gitmekte. BildiÄŸiniz gibi 2006’da çıkan tohum yasasına göre bu yerel tohumların satılması veya bunlardan fide üretilerek satılması yasak. Karşılıksız verilmesi veya takas yapılmasına ise bir engel yok. Duyarlı bir ülkede böyle bir yasak tek kelime ile zulümdür ve milyonlarca köylünün sırf bu amaçla protesto gösterileri yapmasını hak eder. Ancak ülkemizde köylünün çoÄŸu, hatta politikacılarımızın çoÄŸu tamamen çokuluslu veya onların uydusu ÅŸirketlerin çıkarına düzenlenmiÅŸ bu yasanın gerçek içeriÄŸinden habersiz.
Bu sıkı örülmüş imparatorluğun çok yönleri var şüphesiz. Ancak hayal gücü, umut ve bilgiye dayalı mücadele ile bu koşullardan adım adım kurtulmak mümkün. Hâlbuki köylülerimiz dâhil herkese umutsuzluk aşılayanlar tümen tümen. Köylerde de size bazı sorunların nasıl çözüleceğini değil de neden çözümlemeyeceğini anlatmaya hevesli çok insan var. Bazı köylerde üreticileri yerel tohumlara sahip çıkmaları ve şimdilik hiç olmaz ise kendileri için yerel çeşitlerle sebze, meyve üretmeleri için teşvik ediyoruz. Yerel çeşitlerle çoğu zaman hiç tarım ilacı ve kimyasal gübre kullanmadan ürün üretmek mümkün. Ayrıca lezzetleri de şahane. Tarım ilaçlarının yol açmadığı hastalık yok gibi. Kanserin patlama yaptığı köylülerin de katıldığı bir saptama. Ancak bunda tarımsal ilaç ve kimyasal gübrelerin payı konusunda bilgiler çok zayıf.
Birkaç köylü önerilerimiz karşısında “bunlar hayal” dediler. Lezzetsiz ve zararlı ürünler ve kanser gerçeÄŸi ise onlar için sanki kaçınılmaz bir yazgı, kader. Bu arkadaÅŸlara geçen gün bir yerde okuduÄŸum ÅŸu sözü hatırlatmak isterim:
“Hayal gücünden yoksun olanlar, yoksun oldukları ÅŸeyleri hayal edemezler”
Hayal güçlerini ateşlemek için yapılacak çok şey var.
Yerel tohumları bulmak o kadar da zor değil.
Herkese bol umut ve hayal gücü dilerim.
Tayfun ÖZKAYA
"Tayfun ÖZKAYA" bütün yazıları için tıklayın...
