“AÇILIM” ÜZERİNE..
Kimse kusura bakmasın, açılım polemiğine girmem. Giren çıkamıyor. Bilmediğim bir şey üzerinde konuşmam. Çünkü rivayetler değişik. Çin işi, Japon işi gibi bir şey bu. Tehlikeli ve gizemli. Anlat desen anlatamam. Hoş desem hoş değil, boş desem boş değil. Üstü var, altı yok gibi. Daha doğrusu, devlet projesi olduğu için altını sadece yetkililer görebiliyor. Belki de yok. Ya da var ama montaj aşamasında. Gösteremiyorlar. Üstünü biraz sıksan, altı fırlayıp çıkar mı bilinmez. Ucunu gördüğünü iddia eden çok, “Sıktım ama patlatamadım” diyen yok. Bir gizli dost, “Elimle yokladım içi henüz dolmamış” diyor. İçini kim dolduracak bilinmiyor. Uzmanlar, ucu açık olduğu konusunda hemfikir. Hemfikir olmadıkları şey, ucunun nereye gittiği ve kimde olduğu. ABD Başkanı Obama, ortalıkta dolaşan laflardan alınmış ve “Ucu vallahi bizde değil” demiş.
Bahar gelince neyin ne olduğunu dört koldan kavradık. Açılamayan açılımın ucuyla, başını karıştıranlar şoka girdi. Şoktakiler, “Bindik bir Jet-Ski’ye, nasıl merak etmez beyaz tenli Fahriye?” demeye başladı. Haydi hayırlısı. Sloganımız, her şey açılım için. Otomatiğe bağlandı bu iş. Açan açana. Zaman, göbek değil gol atma zamanıdır. Hasan’la Cemal ağabey artık top çevirmemeli. Karşılıklı göbek atmadan ortaya bir karışık söylemeli. Maksat, açılım neşeli olsun. Sırada makale açılımı var. “Açılım, gerçek hayatta bulamadığımız aşkı anlatır” cümlesiyle başlayan bir makaleyi, canım Dündar’ım yazmalı.
Açılımı, açmadan açılmış gibi göstermenin de alemi yok. Her ne kadar, açılımın ucu açık deniliyorsa da, yine de nereye kadar? Çerçevesi ne? Hadi, hatır için iki karış açtırdın diyelim, yeterli olacak mı? Sezen abla, toplumsal temelde aydınlatsın bizleri. Amacım, baltalamak değil süreci. Açılımın içinde ne olduğu belli olmalı. İnsan, huylanmamalı. Siyasi gerginlikleri tetiklememeli. Herkes, ortak bir amaç etrafında birleşmeli. İçinden iki çuval kömür çıkarsa, iki çuval da pirinç istemeli. Sezen abla, lütfen sen de “Şarkı” de açılıma. Mantıken yani. Üstüne bir demokratik nanay çek. Fahriye ablamız üzülmesin.
Benim tahminim, “Açılım” dumanlı hava sahasına erken girdi. Ve ekseni kaydı. Açılımın omurgasını beş noktadan destekleyen yatak çöktü. Uyku tutmuyor. Artık, euro gaz da versen ve sen aslansın, sen kaplansın desen de fayda etmez. Kellim kellim ya lenfa (konuş konuş faydasız). Kotası doldu. Kadınlar artık gay’ler ile sevişmek istiyor(muş). Bu görüş hem destek buldu, hem de yuhalandı. Gördünüz mü açılımın yan etkilerini? Topyekün gerilmiş durumdayız. Yoksa bunlar kıyamet alametleri mi? Zaten, 2012’ye fazla bir şey kalmadı. Öyleyse, çıra gibi yandık vallahi!
|