Seyfi GÜL
FOÇA’YA KIYMAYIN EFENDİLER
Haziran ayının ikinci pazarındayız. Foça için yaz sezonunun henüz başlarındayız. Her gün yürüyüş yaparak arşınladığımız sahil boyunca sindire sindire alışmaya başladığımız kirlilik bugün tepelere tırmanmış. Yer yer görmeye alıştığımız yüzen çirkinlikler Büyükdeniz sahilinin neredeyse tamamını sarmış.
Foça tatil yöreleri içinde en kolay ulaşılabilen ve en ucuz günübirlik tatil yapılabilen yerlerin başında geliyor. Üstelik yapılan iskeleler hiçbir yerde olmadığı kadar ÅŸehrin her noktasından denize rahatça girme imkanı saÄŸlıyor. Sosyal tesisler günü hem kaliteli hem de en ucuza mal etme olanaklarını gelenlere saÄŸlıyor. Her ne kadar self servis düzeninden özellikle engelli ve yaÅŸlıların sıkça ÅŸikayet ettiÄŸi yerler olsa da Foça’da fiyat dengelerinin oluÅŸmasında önemli bir etken olduÄŸunu kimse inkar etmiyor. Önlerindeki plaj imkanları da hesaba katılırsa sosyal tesislerin iÅŸlevlerinin önemi daha çok ortaya çıkıyor. Spor ve kiÅŸilerin kendilerinin yaratacağı eÄŸlence ortamı da bedava. Buralardan yararlananların sayısının çokluÄŸu ne kadar benimsendiklerinin de göstergesi.
Sosyal tesislerin dışında ÅŸehir içinde yer alan ve her tür hizmeti saÄŸlayan dükkan, kafe, lokanta, alışveriÅŸ merkezi ve diÄŸer satış yerlerinin diÄŸer turistik yerlere oranla çok daha uygun fiyatlarla çalıştıklarını ayrıca belirtmek gerek. Sırf bu nedenle hafta sonu keyif yapmaya, balığını yemeye Foça’ya gelenler, hatta balığını Balık Hali’nden alıp en güzel yerde en lüks balık lokantasında piÅŸirttirenlerin fiyatlar konusunda pek de ÅŸikayetçi olmadıklarına ÅŸahit oluyoruz. İstisnaların olabileceÄŸini de hatırlatarak.
AkÅŸam serinliÄŸinde güneÅŸin en güzel battığı yerde Foça’da olmanın nasıl bir aÅŸk yarattığını, kaderini KarataÅŸ'a baÄŸlayıp bu güzellikte nefes almaya koÅŸanların her geçen yıl arttığını görmemek için kör olmak gerek.
Foça bir taraftan daha çok ilgi gören, daha çok tercih edilen bir yer olurken, tatil için, dinlenmek için, yaşamak için gelenlerinin, artan teknelerinin menfi etkilerini de yaşamaya başladı. Büyükdeniz elden gitti gidiyor. Küçükdeniz plajlarında levhalara aldırış etmeyenler köpekleriyle geziyor.
Geçen yıl hizmete giren balıkçı barınağının konumu itibariyle yaratacağı kirlilikle Büyükdeniz’de denize girmeyi engelleyeceÄŸi, denizcilikle azıcık iÅŸtigal etmiÅŸlerin bile sürekli konuÅŸtuÄŸu bir konuydu. Barınak Büyükdeniz’de denize girilebilen her yeri kirletebilecek bir konumda yer alıyor. BaÄŸlı ve giriÅŸ çıkış yapan teknelerden atılan her türlü atığın, bu bölgenin aldığı rüzgar ve kısmen akıntının etkisiyle çok kısa sürede tüm kıyı ÅŸeridine vuracağı zaten gün gibi aÅŸikardı. Yasak olmasına raÄŸmen BeÅŸkapılar Fener arasına demirleyip raspa boya yapan bazı teknelerin pisliÄŸinin cezasını, her zaman kullandığımız iskelede denize giremeyerek geçen yıl da çekmiÅŸtik.. İskelelere tekne baÄŸlayan bazı tekne sahiplerinin denize girilmesin diye çıkış merdivenlerini söküp denize attığını ve denize girmek isteyenlerle kavga ettiklerini de görmüştük. Bu yıl iskele tahtalarının onarımı bahanesiyle yine bu merdivenleri yine söküp attıklarını görüyoruz. BaÄŸlama parası verdiklerini söyledikleri, tekne baÄŸlanan iskelelere giriÅŸin bile yasaklanmasının gerektiÄŸini bizzat yüzümüze de söyleyebiliyorlar, denizden her vatandaşın serbestçe yararlanma hakkı olduÄŸunu bile bile. Bunların üzerine daha ucuz ulaşım imkanlarının artmasıyla, gelenler içinde yer almaya baÅŸlayan maganda gruplarının halka açık yerler ve plajlarda vasıfları doÄŸrultusunda rahatsızlıklar sergilemeye baÅŸladıklarını da film ÅŸeridi gibi izlemeye baÅŸladık.
Bu hengamede karpuz kabukları denize düştü. En çok da Büyükdeniz sahilinden. Naylonlar, plastikler, şişeler, sigara paketleri, gazeteler, sebzeler meyveler ve daha neler neler. Hepsi sahilde sergiye çıkmış durumda. Bu arada kirli su ve deterjan atığı benzeri köpürmeler tahta iskelelerin, yatların, teknelerin çevresine öbeklenmiş durumda. Mavi bayraklı sahilimizin yakında koli basili miktarları ile anılmamasını dilerken, durumu gören büyük çoğunluğun bu haziran gününde denize girmek yerine güneşlenmeyi tercih ettiğini üzülerek izliyoruz.
Kafelerde, iÅŸyerlerinde, evlerinde bu konuları konuÅŸanlar, gelecekten endiÅŸe duyanlar gereÄŸinin ÅŸimdiden yapılmasını istiyorlar. Önlem istiyorlar. Foça’nın her zaman güzellikleriyle anılmasını istiyorlar. Foçalılar bunları istemeye hakları olduÄŸunu belirterek artık yüksek sesle de dile getiriyorlar
“Daha önce motosikletleriyle her gün Foça’yı karış karış dolaÅŸan ve aldıkları ÅŸikayete anında müdahale eden kent yetkililerini yine her yerde görev başında görmek istiyoruz. Çöp kamyonlarının, vidanjörlerin ÅŸehir içinde olmayacak yerlere bırakılmamasını, hem kokudan hem sinekten, hem hastalık korkusundan tedirgin olmamak istiyoruz. BaşıboÅŸ köpeklerin, türlü mikrobun barındığı çöp konteynerlerından gelip kafelerde oturanların kucağına çıkan kedilerin, birilerinin canını almadan/yakmadan kontrol altına alınmasını istiyoruz.
Büyükdeniz sahilinde keyfi uygulamaların yaygınlaşmaması için, magandaların mekan edinmemesi için, balıkçı barınağından ve diğer teknelerden atık atılmaması için, gece gündüz sintine basılmaması için, deniz üzerine raspa kum boya bırakılmaması için, gönül rahatlığıyla her yerden denize girilebilmesi için uyarıların, maddi manevi cezaların etkili olabilmesi için yetkili yetkisiz herkesin üzerine düşeni yapmasını istiyoruz.
Kirlilik yerleÅŸmeden, asayiÅŸ bozulmadan önlem almanın tam zamanı ÅŸimdi. Kurallara uymayan, uyarı levhalarını takmayanlara gerekirse zabıta ve polisiye tedbirler alarak Foça’da bazı ÅŸeylerin kesinlikle yapılamayacağını kafalarına sokmanın tam zamanı ÅŸimdi. YaklaÅŸan Rock Tatili 2010 Festivali’nde geçen yılki istenmeyen durumların bu yıl yaÅŸanmaması için önlem almanın da tam zamanı ÅŸimdi.
Pisliği yaratanlara da önleyecek olanlara da diyoruz ki.
Bugünkü fotoÄŸrafları Foça’da çekmek istemiyoruz.
Foça görmek ve yaÅŸamak için dünyada az kiÅŸiye nasip olmuÅŸ özel bir yer. Ebediyen bu güzelliÄŸin varolması için ve daha çok kiÅŸinin bu güzellikten yararlanması için Foça’ya kıymayın efendiler.







Seyfi GÜL
"Seyfi GÜL" bütün yazıları için tıklayın...
Haziran ayının ikinci pazarındayız. Foça için yaz sezonunun henüz başlarındayız. Her gün yürüyüş yaparak arşınladığımız sahil boyunca sindire sindire alışmaya başladığımız kirlilik bugün tepelere tırmanmış. Yer yer görmeye alıştığımız yüzen çirkinlikler Büyükdeniz sahilinin neredeyse tamamını sarmış.
Foça tatil yöreleri içinde en kolay ulaşılabilen ve en ucuz günübirlik tatil yapılabilen yerlerin başında geliyor. Üstelik yapılan iskeleler hiçbir yerde olmadığı kadar ÅŸehrin her noktasından denize rahatça girme imkanı saÄŸlıyor. Sosyal tesisler günü hem kaliteli hem de en ucuza mal etme olanaklarını gelenlere saÄŸlıyor. Her ne kadar self servis düzeninden özellikle engelli ve yaÅŸlıların sıkça ÅŸikayet ettiÄŸi yerler olsa da Foça’da fiyat dengelerinin oluÅŸmasında önemli bir etken olduÄŸunu kimse inkar etmiyor. Önlerindeki plaj imkanları da hesaba katılırsa sosyal tesislerin iÅŸlevlerinin önemi daha çok ortaya çıkıyor. Spor ve kiÅŸilerin kendilerinin yaratacağı eÄŸlence ortamı da bedava. Buralardan yararlananların sayısının çokluÄŸu ne kadar benimsendiklerinin de göstergesi.
Sosyal tesislerin dışında ÅŸehir içinde yer alan ve her tür hizmeti saÄŸlayan dükkan, kafe, lokanta, alışveriÅŸ merkezi ve diÄŸer satış yerlerinin diÄŸer turistik yerlere oranla çok daha uygun fiyatlarla çalıştıklarını ayrıca belirtmek gerek. Sırf bu nedenle hafta sonu keyif yapmaya, balığını yemeye Foça’ya gelenler, hatta balığını Balık Hali’nden alıp en güzel yerde en lüks balık lokantasında piÅŸirttirenlerin fiyatlar konusunda pek de ÅŸikayetçi olmadıklarına ÅŸahit oluyoruz. İstisnaların olabileceÄŸini de hatırlatarak.
AkÅŸam serinliÄŸinde güneÅŸin en güzel battığı yerde Foça’da olmanın nasıl bir aÅŸk yarattığını, kaderini KarataÅŸ'a baÄŸlayıp bu güzellikte nefes almaya koÅŸanların her geçen yıl arttığını görmemek için kör olmak gerek.
Foça bir taraftan daha çok ilgi gören, daha çok tercih edilen bir yer olurken, tatil için, dinlenmek için, yaşamak için gelenlerinin, artan teknelerinin menfi etkilerini de yaşamaya başladı. Büyükdeniz elden gitti gidiyor. Küçükdeniz plajlarında levhalara aldırış etmeyenler köpekleriyle geziyor.
Geçen yıl hizmete giren balıkçı barınağının konumu itibariyle yaratacağı kirlilikle Büyükdeniz’de denize girmeyi engelleyeceÄŸi, denizcilikle azıcık iÅŸtigal etmiÅŸlerin bile sürekli konuÅŸtuÄŸu bir konuydu. Barınak Büyükdeniz’de denize girilebilen her yeri kirletebilecek bir konumda yer alıyor. BaÄŸlı ve giriÅŸ çıkış yapan teknelerden atılan her türlü atığın, bu bölgenin aldığı rüzgar ve kısmen akıntının etkisiyle çok kısa sürede tüm kıyı ÅŸeridine vuracağı zaten gün gibi aÅŸikardı. Yasak olmasına raÄŸmen BeÅŸkapılar Fener arasına demirleyip raspa boya yapan bazı teknelerin pisliÄŸinin cezasını, her zaman kullandığımız iskelede denize giremeyerek geçen yıl da çekmiÅŸtik.. İskelelere tekne baÄŸlayan bazı tekne sahiplerinin denize girilmesin diye çıkış merdivenlerini söküp denize attığını ve denize girmek isteyenlerle kavga ettiklerini de görmüştük. Bu yıl iskele tahtalarının onarımı bahanesiyle yine bu merdivenleri yine söküp attıklarını görüyoruz. BaÄŸlama parası verdiklerini söyledikleri, tekne baÄŸlanan iskelelere giriÅŸin bile yasaklanmasının gerektiÄŸini bizzat yüzümüze de söyleyebiliyorlar, denizden her vatandaşın serbestçe yararlanma hakkı olduÄŸunu bile bile. Bunların üzerine daha ucuz ulaşım imkanlarının artmasıyla, gelenler içinde yer almaya baÅŸlayan maganda gruplarının halka açık yerler ve plajlarda vasıfları doÄŸrultusunda rahatsızlıklar sergilemeye baÅŸladıklarını da film ÅŸeridi gibi izlemeye baÅŸladık.
Bu hengamede karpuz kabukları denize düştü. En çok da Büyükdeniz sahilinden. Naylonlar, plastikler, şişeler, sigara paketleri, gazeteler, sebzeler meyveler ve daha neler neler. Hepsi sahilde sergiye çıkmış durumda. Bu arada kirli su ve deterjan atığı benzeri köpürmeler tahta iskelelerin, yatların, teknelerin çevresine öbeklenmiş durumda. Mavi bayraklı sahilimizin yakında koli basili miktarları ile anılmamasını dilerken, durumu gören büyük çoğunluğun bu haziran gününde denize girmek yerine güneşlenmeyi tercih ettiğini üzülerek izliyoruz.
Kafelerde, iÅŸyerlerinde, evlerinde bu konuları konuÅŸanlar, gelecekten endiÅŸe duyanlar gereÄŸinin ÅŸimdiden yapılmasını istiyorlar. Önlem istiyorlar. Foça’nın her zaman güzellikleriyle anılmasını istiyorlar. Foçalılar bunları istemeye hakları olduÄŸunu belirterek artık yüksek sesle de dile getiriyorlar
“Daha önce motosikletleriyle her gün Foça’yı karış karış dolaÅŸan ve aldıkları ÅŸikayete anında müdahale eden kent yetkililerini yine her yerde görev başında görmek istiyoruz. Çöp kamyonlarının, vidanjörlerin ÅŸehir içinde olmayacak yerlere bırakılmamasını, hem kokudan hem sinekten, hem hastalık korkusundan tedirgin olmamak istiyoruz. BaşıboÅŸ köpeklerin, türlü mikrobun barındığı çöp konteynerlerından gelip kafelerde oturanların kucağına çıkan kedilerin, birilerinin canını almadan/yakmadan kontrol altına alınmasını istiyoruz.
Büyükdeniz sahilinde keyfi uygulamaların yaygınlaşmaması için, magandaların mekan edinmemesi için, balıkçı barınağından ve diğer teknelerden atık atılmaması için, gece gündüz sintine basılmaması için, deniz üzerine raspa kum boya bırakılmaması için, gönül rahatlığıyla her yerden denize girilebilmesi için uyarıların, maddi manevi cezaların etkili olabilmesi için yetkili yetkisiz herkesin üzerine düşeni yapmasını istiyoruz.
Kirlilik yerleÅŸmeden, asayiÅŸ bozulmadan önlem almanın tam zamanı ÅŸimdi. Kurallara uymayan, uyarı levhalarını takmayanlara gerekirse zabıta ve polisiye tedbirler alarak Foça’da bazı ÅŸeylerin kesinlikle yapılamayacağını kafalarına sokmanın tam zamanı ÅŸimdi. YaklaÅŸan Rock Tatili 2010 Festivali’nde geçen yılki istenmeyen durumların bu yıl yaÅŸanmaması için önlem almanın da tam zamanı ÅŸimdi.
Pisliği yaratanlara da önleyecek olanlara da diyoruz ki.
Bugünkü fotoÄŸrafları Foça’da çekmek istemiyoruz.
Foça görmek ve yaÅŸamak için dünyada az kiÅŸiye nasip olmuÅŸ özel bir yer. Ebediyen bu güzelliÄŸin varolması için ve daha çok kiÅŸinin bu güzellikten yararlanması için Foça’ya kıymayın efendiler.







Seyfi GÜL
"Seyfi GÜL" bütün yazıları için tıklayın...
