Gülbahçe'ye selam olsun
Temmuz geleneklerimizden biridir Gülbahçe aile toplantılarımız.
Yıldan yıla biraraya geldiğimiz toplantılarımızı zenginleştirecek ilginçlikler mutlaka bulurum; bu defa Gülbahçe Üretici Pazarı'nı gezme şansım oldu.
Öğleden sonraki bir saatte gittiğimizden, fazla çeşit kalmamıştı ama yine de, fikir verecek kadar ürün vardı tezgahlarda. Ege'nin vazgeçilmezi taze börülce ve kırmızı susuz bamyası, deniz börülcesi, sakız kabağı bol miktarda, üstelik de çok ucuzdu üretici pazarında. Mevsimin öncüsü taze yemiş bardacık, kilosu 2 liradan satılıyordu gözlerime inanamadım, iki gün sonra Foça Pazarı'nda 5 liradan satıldığını görünce de Foça Pazarı'nın pahalı olduğu söylentisine inanasım geldi!
Sadece bardacık mı, kırmızı bamyaya ne buyrulur? Sadece bir buçuk liraydı kilosu, börülce ve taze mısır da (şu Amerikan GDO'lu tohumlardan ötürü mısır konusu biraz çetrefilli) pek ucuzdu, kırmızı etli yağ biberinin kilosu da bir liraydı, hem de eciş bücüş yerli tohum olduğu çok belli yeni toplanmış halleriyle...
Aman siz, siz olun çok iri, çok düzgün, çok koyu kızarmış (kızartılmış) renkteki meyve sebzeleri satın almayın, söylemeye gerek yok onlar özel kimyevi üretim sınıfına girmekteler. Onlarla yapacağınız turşu, salça ve reçelleriniz niçin eskisi gibi uzun süre dayanmıyor dersiniz! Dikkatli olmak gerek. Hele ki siz çoluk çocuğu olanlar, lütfen çocuklarınıza ne yedirdiğinizin farkında olun, en az göndereceğiniz okulu önemsediğiniz kadar...
Gülbahçe Pazarı'nı anlatıyordum; Aslında pek anlatılacak fazla yanı yok, tek özelliği köylünün kendi ürettiğini doğrudan satış anlayışıyla kendisinin satıyor olması diyebilirim. Büyük bir hevesle ince kabuklu pembe domates aradım bitmişti, Urla'nın pembeleri ne güzeldir oysa... Biliyor musunuz, Foça Pazarı'na pembe domates hiç uğramıyor ve ben buna çok üzülüyorum. Bulursam dişimi kırmayacağım ama, belki Belediye hopörlöründen anons yaptırabilirim sevincimden!
Gülbahçe, Tavşan Adası ve Bizans Hamamı'yla, ayrıca yakın tarihte kurulan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'yle adı sıkça anılan bir İzmir Köyü. Kıyı şeridindeki bereketli deltasında bol miktarda yetişen deniz börülcesinden salata da yapmıştı bize Neşe. Pek de güzel olmuştu, hele o klasik İzmir zeytinyağlısı domat battının tadı harikaydı. "Domat bastı" olarak da bilinen "battı", bol taze domates ve kıl yeşil biber, pirinç ve de kuru soğanla yapılan bu kolay mezeye biraz da toz şeker koymak gerekiyormuş, Neşe'nin tarifinde öyle.
Peki, size bir soru; Favanın üzerine toz kırmızı biber serpilir mi serpilmez mi? Yoksa siz kimyon mu tercih edersiniz? Evet, sizi duydum! Yok başka derdimiz çok şükür, bütün tasamız bu olsun.
www.ascifok.com
|