BOŞ EV / Esin ÇAKIR
Esin ÇAKIR

Esin ÇAKIR

BOÅž EV



Yaz mevsiminde sinemalarda diÅŸe dokunur bir ÅŸeyler bulamayınca olayı internet ve dvd’lerden film izlemeye dönüştürmüş durumdayım. Böylece zamanında yakalayıp izleme ÅŸansını bulamadıklarımı da arÅŸivime ekleyerek dünyamı geniÅŸletme olanağına sahip oluyorum. Önce internet limitimi hızla doldurup (hey ay ekstra ödeme de yaparak) dvd’lere doÄŸru meyil ediyorum, sanırım yakında Vınn hizmetleri halime acıyıp gb hacmimi arttıracaklar!!!

UzakdoÄŸu filmleri Türk insanının hep burun kıvırdığı bir mevkidedir. Çekik gözlülerin çektiÄŸi filmlerde Bruce Lee tarzı aksiyon, vurdu kırdı olmazsa onları ciddiye almamak gerekir. Hele romantizmden ne anlar ki onlar? Ama iÅŸin özü öyle deÄŸil. Son yıllarda bence oldukça baÅŸarılı iÅŸlere imzalarını atıp, uluslararası festivallerden de hiç elleri boÅŸ dönmüyorlar. ÖrneÄŸin ÅŸimdiye kadar izlediÄŸim en romantik aÅŸk filmlerinden biri olan “AÅŸk Zamanı” Wong Kar-Wai'nindir. O da bir Hong-Kong yapımıdır.

“BoÅŸ Ev” 2004 yapımı bir Güney Kore filmi. Venedik Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen” ödülünü almış . Yönetmen Kim Ki-Duk Kore sinemasının yükselen deÄŸerlerinden birisi. Oldukça önemli filmlere imzasını atmış durumda.



“Hepimiz, kilitlerimizi açacak kiÅŸiyi bekleyen birer boÅŸ ev'iz...” filmin tanımı böyle yapılmış. Genç adam ve evliliÄŸinde ÅŸiddet gören mutsuz genç kadın filmin başından sonuna kadar birbirleriyle hiç konuÅŸmazlar. Çünkü gerekte yoktur. Sinema zaten gevezeliklerle vakit kaybedilmemesi gereken görsel bir şölendir. Yönetmenin bu tercihine sonuna kadar saygı duyuyor ve böylesi bir seçimin doÄŸruluÄŸundan da izlerken ciddi keyif alıyoruz. Tatile giden ailelerin boÅŸ evlerinde, ailesel mahremiyetin tam göbeÄŸinde yaÅŸamayı bir hayat standardına çevirmiÅŸ olan gencimiz, sonlara doÄŸru da giderek bir hayalet olarak yaÅŸamayı seçer. Tabi ki aÅŸkının yanında yer alarak. Kalabalık kent kargaÅŸasında, izole evlerde yaÅŸayanlar, kendilerine zarar vermeyen hatta ufak tefek iyilikler de yapan bu insanlardan ÅŸikayetçi olmazlar. Özel mülkiyetin sınırlarını bizi de olaya dahil ederek ihlal ederler.

Filmde ana karakterin durmadan çaldığı, öyküye ilginç bir tat katmış olan Arapça parça da Natasha Atlas'ın “Gafsa” ÅŸarkısıymış.

Aksiyon, gürültü, patırtı, vurdu, kırdılardan sonra sessiz bir sinema dilini tercih eden 'Uzakdoğu Film Mutfağı'ndan gelen bu filmlere bir göz atın, inanın pişman olmazsınız...




Esin ÇAKIR




26 AÄŸustos 2010 PerÅŸembe / 3462 okunma



"Esin ÇAKIR" bütün yazıları için tıklayın...