Ahmet Zeki YEŞİL
EYLÜL’DE GEL SEVGİLİ
Eylül’de gel sevgili. Evet dersem çık, hayır dersem çıkma karşıma. Ortada sandık var yandan geç. Hem evet, hem hayır, ne evet, ne hayır deme sakın. Sonra bertaraf olur aÅŸkımız. En güzel aÅŸk, gizli aÅŸktır. Özletme kendini. Çift kutuplu demokrasi havarileri, anlatamaz aÅŸkın hiçbir halini. Çünkü kalbimizden beynimize giden yol tıkalı. Söylesem inanmazsın. Ben çok deÄŸiÅŸtim. Her ÅŸey gibi iÅŸte. Yılın ilk yarısında yüzde 10 büyüme gerçekleÅŸince, kilo aldım, göbek yaptım. İstesen de sarılamazsın…
Ben seni sevmedim sevgili. Sadece, sevmeyi aklımdan geçirdim. Eksik teÅŸebbüs benimki. Kaç kez sorgulandım bilsen, gizli tanık ifadesi yüzünden. Villası olmayan havuza düşürdüğüm fotoÄŸrafın çıktı üzerimden. Çok dolandırdım lafımı, “Toplu sözleÅŸmeye de, toplu seviÅŸmeye de hayır” dedim. Çekirdekten yetiÅŸme bir odun gibi davrandım, söylemedim adını. Fena halde düşünceliyim ÅŸimdi. Bir gün, Avrupa BirliÄŸi standartlarında seviÅŸebilecek miyiz? Bu gidiÅŸle “Hayır”… O zaman, başımızda bir “Büyük” olmalı. İçelim, kendimizden geçelim. Hasankeyf’imizi bozmayalım. Söylesene, bütün ÅŸiÅŸeler neden tıpalı? Yoksa vatandaÅŸ boÅŸuna mı yüksek alkollü içkiye verdi kendini. Demedi deme, herkes her ÅŸeyi anladı ama yanlış anladı.
Nihayetim olacaksa senden olsun sevgili. Trafikten ya da kanserden deÄŸil. Hayat kısa. Hayat, muhabbet ve aÅŸk ister. AÅŸkı güzel yaÅŸamalı. Hatta taraf olmak üstüne düşünüyormuÅŸ gibi yapmalı. Oysa sen, ön ödemesiz kampanyalarda terk ettin beni. Bozuk para gibi harcadın. İhtiyaç kredisi borçları, kredi kartı borçlarını 4,6 milyar geçti de hiç itirazım olmadı. Sokak aralarında su sattım, simit sattım ama dolar milyoneri olamadım. Sadece düşünce sahibi oldum. Ne zamanım, ne de mekanım kaldı. Meraklanma, kimse anlamaz boÅŸ gezdiÄŸimi. Çünkü iÅŸsizlik oranı yüzde 11’e geriledi. Artık, evine ekmek yerine pasta götürüyor her üç işçiden biri.
AÅŸkta her ÅŸey mümkün deÄŸildir sevgili. BaÅŸ aÅŸağı durmak, kıçı havaya kaldırmak, hatta sallamak hariç… “Ayrılma yok” yalanıyla aÅŸk daha demokratik olamaz. KeÅŸke portatif olsaydı kalbimiz, “En çok sevgi biriktiren kim?” anlasaydık. Ruhumuz; çizikler ve yaralarla dolu. Kırmızı çizgilerimizi, yerinde derin oyuklar bırakarak yitirdik. Bir yılı opsiyonlu sözleÅŸmeler imzalıyoruz aÅŸkta. Artık, bir yalana inanmaya ve onun peÅŸinden koÅŸmaya “Hayır”. Åžimdi her ÅŸey referandumdan önce, referandumdan sonra. Hiçbir ÅŸey eskisi gibi olmayacak. TaÅŸ olayım bak yalanım varsa. AÅŸkı, melekleri gökten yere indirmek gibi indirmektir marifet. Gel de al beni. EÄŸer gelirsen üç kere tıklat penceremi. Lütfen, kim vurduya gitmeden, beni biraz oyala…
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...
Eylül’de gel sevgili. Evet dersem çık, hayır dersem çıkma karşıma. Ortada sandık var yandan geç. Hem evet, hem hayır, ne evet, ne hayır deme sakın. Sonra bertaraf olur aÅŸkımız. En güzel aÅŸk, gizli aÅŸktır. Özletme kendini. Çift kutuplu demokrasi havarileri, anlatamaz aÅŸkın hiçbir halini. Çünkü kalbimizden beynimize giden yol tıkalı. Söylesem inanmazsın. Ben çok deÄŸiÅŸtim. Her ÅŸey gibi iÅŸte. Yılın ilk yarısında yüzde 10 büyüme gerçekleÅŸince, kilo aldım, göbek yaptım. İstesen de sarılamazsın…
Ben seni sevmedim sevgili. Sadece, sevmeyi aklımdan geçirdim. Eksik teÅŸebbüs benimki. Kaç kez sorgulandım bilsen, gizli tanık ifadesi yüzünden. Villası olmayan havuza düşürdüğüm fotoÄŸrafın çıktı üzerimden. Çok dolandırdım lafımı, “Toplu sözleÅŸmeye de, toplu seviÅŸmeye de hayır” dedim. Çekirdekten yetiÅŸme bir odun gibi davrandım, söylemedim adını. Fena halde düşünceliyim ÅŸimdi. Bir gün, Avrupa BirliÄŸi standartlarında seviÅŸebilecek miyiz? Bu gidiÅŸle “Hayır”… O zaman, başımızda bir “Büyük” olmalı. İçelim, kendimizden geçelim. Hasankeyf’imizi bozmayalım. Söylesene, bütün ÅŸiÅŸeler neden tıpalı? Yoksa vatandaÅŸ boÅŸuna mı yüksek alkollü içkiye verdi kendini. Demedi deme, herkes her ÅŸeyi anladı ama yanlış anladı.
Nihayetim olacaksa senden olsun sevgili. Trafikten ya da kanserden deÄŸil. Hayat kısa. Hayat, muhabbet ve aÅŸk ister. AÅŸkı güzel yaÅŸamalı. Hatta taraf olmak üstüne düşünüyormuÅŸ gibi yapmalı. Oysa sen, ön ödemesiz kampanyalarda terk ettin beni. Bozuk para gibi harcadın. İhtiyaç kredisi borçları, kredi kartı borçlarını 4,6 milyar geçti de hiç itirazım olmadı. Sokak aralarında su sattım, simit sattım ama dolar milyoneri olamadım. Sadece düşünce sahibi oldum. Ne zamanım, ne de mekanım kaldı. Meraklanma, kimse anlamaz boÅŸ gezdiÄŸimi. Çünkü iÅŸsizlik oranı yüzde 11’e geriledi. Artık, evine ekmek yerine pasta götürüyor her üç işçiden biri.
AÅŸkta her ÅŸey mümkün deÄŸildir sevgili. BaÅŸ aÅŸağı durmak, kıçı havaya kaldırmak, hatta sallamak hariç… “Ayrılma yok” yalanıyla aÅŸk daha demokratik olamaz. KeÅŸke portatif olsaydı kalbimiz, “En çok sevgi biriktiren kim?” anlasaydık. Ruhumuz; çizikler ve yaralarla dolu. Kırmızı çizgilerimizi, yerinde derin oyuklar bırakarak yitirdik. Bir yılı opsiyonlu sözleÅŸmeler imzalıyoruz aÅŸkta. Artık, bir yalana inanmaya ve onun peÅŸinden koÅŸmaya “Hayır”. Åžimdi her ÅŸey referandumdan önce, referandumdan sonra. Hiçbir ÅŸey eskisi gibi olmayacak. TaÅŸ olayım bak yalanım varsa. AÅŸkı, melekleri gökten yere indirmek gibi indirmektir marifet. Gel de al beni. EÄŸer gelirsen üç kere tıklat penceremi. Lütfen, kim vurduya gitmeden, beni biraz oyala…
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...
