Milenyum Mübadilleri
Foça, yani Phokaia ülkesi yüzyıllardır göç ve mübadelelere tanıklık etmiş koylarıyla hoşnutluk içinde yaşanılası bir cennettir. Öyle bir cennet ki, tarih boyunca geleni gideniyle, geçeri göçeriyle daima kendinden söz ettirmiş, sığınılası bir barınak olmuştur.
Her yeni gelen, yerleştiği bu güzel kıyı şeridiyle bütünleşmiş, yüzyıllardır burada yaşamışçasına benimsemiştir. Elbette, bazı zorunluluklar (askerlik, memuriyet ve mübadele) neticesinde Foça'ya gelmiş olan insanlar için durum biraz farklılaşsa da, sonuçta onlar ve onların çocukları da zamanla bu cennet Foça'yı sevmiş sahiplenmişlerdir. Tıpkı henüz birkaç yıl önce Foça'ya yerleşen son göçerler gibi.
Son yıllarda, özellikle 2000 yılından sonra Foça'ya gelip yerleşmiş olanlar arasında çok hoş bir muhabbettir gidiyor şu son günlerde. Onlar kendilerine, "son mübadiller" diyorlar! Hatta, işi ileri götürüp "Milenyum Mübadilleri" diyen de çıkıyor...
Nedenleri ne olursa olsun pek çok insan yerleşmek üzere geliyor Foça'ya. Bu yıl bakıyorum da, epeyce yeni yüzler görüyorum. Bizlerin yeni geldiğimiz zamanlarımızı anımsıyorum; Mutlu mesut gülümsememizle, günün her saatine yetişme telaşımızla ve kıyıda kedi, köpek ve balıklara yiyecek vermelerimizle nasıl da benzeşiyor yeni gelenlerin sarsak ve umutlu halleri! Öyle ya, ilk zamanlar biz de öyle değil miydik? Vara yoğa şenlenir bir o kadar da hayret ederdik! Büyükdeniz ile Küçükdeniz sahil şeridinde yürüyüş yaparken güneşin ve ayın birden kaybolup, önümüze yine birdenbire çıkıvermesine her gün aynı coşkuyla şaşardık! Beşkapılar'daki sıradan etkinliklere bile methiyeler düzer, güneşe tapınırcasına kış günü oturduğumuz sokak kahvelerinin sandalyelerini ısıtırdık. Hoş şimdi ne değişti! Muhtemelen alıştık. Yine o eski heyecanları içimizde taze tutmasak kim tutar bizi burada?
Son göçerler hiçbir zaman bitmeyecek. Ne ki, insanoğlu bu içine doğduğumuz dünyanın en göçer mübadili olduğu gerçeğiyle yüzleşmiş olsun. Dünya üzerinde yaşam devam ettiği sürece, insanlar sürekli bir yerden bir başka yere gitme isteği duyacaklardır. Hep daha iyiye, daha güzele ve erişilmez olana yapılan yolculuklar, bizleri artık yorulduğumuz noktaya dek taşıyacaktır. Ta ki, "işte burası" diyene kadar. Bazılarımız için "burası" sözcüğü en ulaşılmaz sözcük olsa da, birçoğumuz ev ve yuva olarak benimsediği yere demir atmak istiyor.
Günümüzün teknolojik imkanları ve çağın getirdiği kolaylıklar sayesinde, herkes kendi İthaka'sının peşine daha rahat düşebiliyor artık. Kasaba ve köy gençleri, uzaktaki başka büyük kentlerin hayalini kurarken, o kalabalık kentlerin yorgun insanları da Ege'de bir sahil kasabası hayali kuruyorlar. Hele de Foça hayali! Bu öyle bir hayal ki; ister yeni göçer olsun, ister geri dönme zamanı gelmiş eski göçer olsun, Foça'ya dönmek gitmelerin en isabetlisidir.
Bu yıl Foça'ya yeni göçenlerde her zamankine göre biraz artış mı var ne! Peki, o zaman son mübadillerimize "hoşgeldin" diyelim. Hoşgeldiniz, umarız bize yeni coşkular, yeni heyecanlar ve sefalar getirirsiniz...
www.ascifok.com
|