ISSN 1308-8483
FREUD’UN GÖRÜŞLERİ ÜSTÜNE – IV<br>FREUD’DA İNSAN İMGESİ / Oğuz ÖZÜGÜL
Oğuz ÖZÜGÜL    
  Yayın Tarihi: 12.11.2010    


FREUD’UN GÖRÜŞLERİ ÜSTÜNE – IV
FREUD’DA İNSAN İMGESİ


Freud’a göre insan ruhsal öğenin üç düzeyi ve buna karşılık oluşturan “aşamalar” tarafından belirlenir. Bunlar, bilinç-dışı, bilinç, toplumsal kurallar düzeyi ve “id”, “ben”, “üst-ben” aşamalarıdır.

Bilinç-dışı düzeyine bağlı “id” aşaması, insan bedeninin yapısından kaynaklanan ve kalıtımsal içtepilerden meydana gelir, “haz ilkesi”ne boyun eğer. Bilinç-dışının, “id”in içeriğini oluşturan kalıtımsal içtepilerin ve anıların, tabuların kaynağı, türe özgü bilinç-dışıdır. Burada sözü edilen, insan toplumunun ilkel sürü döneminden bu yana genetik olarak birikmiş deneyimlerdir.

Bilinç düzeyi, “ben” aşamasını karşılar ve bu aşama “id”e hizmet eder. Öte yandan, haz alma çabası ve isteksizliği önleme çabası da kendisine eşlik eder [“haz ilkesi”]. Bu aşama, “gerçeklik ilkesi”ni göz önünde bulundurarak, “id” ile, yani bedensel yapı tarafından koşullanan ve bu bedensel yapıdan kaynaklanan içtepiler ve dış dünya arasında arabuluculuk yapar. Ayrıca “ben”, gerçeklikle çatışma sonucunda bir aşama olarak “id”ten çıkmıştır. “Haz ilkesi”, gerçekliğin etkisi yüzünden [“gerçeklik ilkesi”] kısıtlanır ve bu arada “haz ilkesi” ile “gerçeklik ilkesi” arasındaki çatışma “ben”de meydana gelir. Sonuç olarak, kişilik içinde “üst-ben” aşaması faaliyet gösterir. Bunlar ana-baba tarafından aktarılan, örneğin ahlak gibi, toplumsal kurallardır. Ayrıca bunlara, ilk tarihsel yıkımların sonucunda insanlığın üzerine aldığı ve Freud’un teorisine göre kalıtımsal olan tabular da eklenir. Demek ki burada, içtepilerin bilince girmemelerini sağlayan, onları gizleyen bir “sansür”ün etkisi görülür. Gerçi bilinç, duyu organları aracılığıyla dış dünyaya da bağlıdır, ama bu bağlantı ruhsal öğenin bağından daha yoğun değildir; çünkü dış dünya, bilince, kendi iç dünyasından daha uzaktır. Buradan da, içtepilerin doyuma ulaşıp ulaşamamasından kaynaklanan haz ve isteksizlik duyguları doğar; yani bilincimiz, sonuçta içtepisel-yapısal yönden belirlenir.

Freud’a göre, insan organizmasında ilk aşamadan, yani “id” aşamasından çıkan iki temel içtepi faaliyet gösterir. Birincisi yaşama içtepisi [eros], öteki de öldürme içtepisidir [thanatos]. Yaşama içtepisi, canlı tözleri daha yüce ve daha kalıcı birlikler düzeyinde birleştirmek için çaba harcar. Bu, örneğin karşı cinsler arasındaki sevgi ilişkileri için de geçerlidir. Ama öte yandan bu içtepi --Freud’un teorisine göre--, insanlar örneğin soy, oymak, ulus gibi başka toplumsal birlikler kurduğu zaman da etkisini sürdürür. Buna karşılık öldürme içtepisi, doğumdan önceki acısız duruma dönmeyi amaçlar.

Sürecek



Oğuz ÖZÜGÜL

oguzozugul@hotmail.com


1913










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)