
Ahmet ÖNEL
KAYIP İLANI!
“Baharı kaybettim... Hükümsüzdür!” Belki hükümsüz ama hüzünlü bir ilan baÅŸlığı. Yeni, çılgın, güzellik ve hoÅŸluklar vadeden bir baharın hemen baÅŸlangıcında kurguladığım bu yalancı ilan metninin devamını siz getirin isterseniz. BaÅŸlığın çaÄŸrışımları hayatın bize oynadığı ÅŸaşırtıcı oyunlarda saklı olmalı. Birlikte düşünerek oyunu baÅŸlatalım. “Bir günü daha tamama erdirmiÅŸ olmanın” hayatımızda bir kazanım mı yoksa yine ondan bir eksilme mi olduÄŸuna kim karar verebilir dersiniz? Bir gün batımının bin türü tarifi vardır ve her bir akÅŸam üstünden bir kez daha devÅŸirme ÅŸansınız olan bu tuhaf güzelliklerin nafile ömrümüzü birer fırça vuruÅŸuyla taçlandırıp renklendirdiÄŸini asla fark edemeyiz. Hayat kubbesiz bir sergi salonunda pervasız dolaÅŸmaktır çünkü; kendi becerinizle çerçevelendireceÄŸiniz bu eÅŸsiz yapıtların karşısında geçireceÄŸiniz dakikalar , adı konmamış bir kuleyi bir parça daha gökyüzüne taşıyacaktır. Kazanımların nokta noktayla boÅŸ bırakılmış boÅŸluklarına yazacağınız çok sayıda maddesi olacağını düşünüyorum bu yüzden. Kayıplar hanesinin ortak paydasına ise zamandan baÅŸka ne koyabilirsiniz peki? Yitirilenlerin kaba hesaplamasına bir ağızda tıkıştırmaya hazır olacağınız baÅŸlıkları da görür gibiyim bu arada; kırgınlıklar, eksiklikler, kayıplar, hatalar ve evet, belki de bir tüy hafifliÄŸiyle avucumuzdan uçup giden, eskimesini asla engelleyemeyeceÄŸimiz nice “tazelikler”. Oysa insanın bir farklılığı da bizzat bu “farkında olma” durumuyla ilgili deÄŸil mi yoksa? KaybedeceÄŸini bilirsen daha deÄŸerbilir, daha halden anlar, kısacası daha insan olabilirsin. Bu az bir kazanım mı peki?
Belki böylesine bir hesaplaÅŸmaya da olanak tanıyor bu mevsim. Baharın kıyıcılığı biraz da ÅŸu fazla açık sözlü olmasıyla açıklanabilir. İçinden geçeni pat diye söylüyor ve yargılıyor insanı. Bir armaÄŸan olduÄŸu konusunda hemfikir olduÄŸumuzu düşündüğüm hayatta, hiç deÄŸilse bir konuda sonuna kadar açık yürekli olalım öyleyse. Geçen zamanın kayıplar hanesini olgunlukla karşılayalım; kazanımların içimizi ışıkla dolduran heyecanını ise hiç hafife almayalım. Bir avuntu deÄŸil bu. Belki “hayat ve biz” konusunda gireceÄŸimiz eÄŸlenceli bir muhasebe için bir baÅŸka düzlemde “dört iÅŸleme davet!”
İlanı deÄŸiÅŸtirelim mi peki? Evet, bu noktada iÅŸ yine bizlere düşüyor sanırım. Sonuç olarak, baharı kimsenin kaybetmediÄŸi bir dünya bu. Aklın, duyguların hadi eli açık olalım aÅŸkın yol göstericiliÄŸinde, giden her baharın gelecek bir yeni baharı iÅŸaret ettiÄŸi gerçeÄŸini de paylaÅŸmaya olanak tanıyor. Hükümsüz olan ise yalnızca az önce sıraladıklarım olsun öyleyse. Kırgınlıkların, mutsuzlukların, kayıpların bile hayata kattığı ÅŸeyler var çünkü. İspatı ise ulaÅŸabileceÄŸiniz ilk ÅŸiirin ilk dizesinde saklıdır belki! Arif Damar’la aralıyorum kapıyı; gerisi size kalmış.
“Yalnızca gelsin diye mi beklenir güzel günler
Beklemek de güzel...”
*Bir sitem var artık. Sevgili Turgay’ın öneri ve ustalığıyla kotarılan bu siteye zaman zaman konuk olmanız beni sevindirecektir. www.ahmetonel.com
HoÅŸlukla.
Ahmet ÖNEL
www.ahmetonel.com
“Baharı kaybettim... Hükümsüzdür!” Belki hükümsüz ama hüzünlü bir ilan baÅŸlığı. Yeni, çılgın, güzellik ve hoÅŸluklar vadeden bir baharın hemen baÅŸlangıcında kurguladığım bu yalancı ilan metninin devamını siz getirin isterseniz. BaÅŸlığın çaÄŸrışımları hayatın bize oynadığı ÅŸaşırtıcı oyunlarda saklı olmalı. Birlikte düşünerek oyunu baÅŸlatalım. “Bir günü daha tamama erdirmiÅŸ olmanın” hayatımızda bir kazanım mı yoksa yine ondan bir eksilme mi olduÄŸuna kim karar verebilir dersiniz? Bir gün batımının bin türü tarifi vardır ve her bir akÅŸam üstünden bir kez daha devÅŸirme ÅŸansınız olan bu tuhaf güzelliklerin nafile ömrümüzü birer fırça vuruÅŸuyla taçlandırıp renklendirdiÄŸini asla fark edemeyiz. Hayat kubbesiz bir sergi salonunda pervasız dolaÅŸmaktır çünkü; kendi becerinizle çerçevelendireceÄŸiniz bu eÅŸsiz yapıtların karşısında geçireceÄŸiniz dakikalar , adı konmamış bir kuleyi bir parça daha gökyüzüne taşıyacaktır. Kazanımların nokta noktayla boÅŸ bırakılmış boÅŸluklarına yazacağınız çok sayıda maddesi olacağını düşünüyorum bu yüzden. Kayıplar hanesinin ortak paydasına ise zamandan baÅŸka ne koyabilirsiniz peki? Yitirilenlerin kaba hesaplamasına bir ağızda tıkıştırmaya hazır olacağınız baÅŸlıkları da görür gibiyim bu arada; kırgınlıklar, eksiklikler, kayıplar, hatalar ve evet, belki de bir tüy hafifliÄŸiyle avucumuzdan uçup giden, eskimesini asla engelleyemeyeceÄŸimiz nice “tazelikler”. Oysa insanın bir farklılığı da bizzat bu “farkında olma” durumuyla ilgili deÄŸil mi yoksa? KaybedeceÄŸini bilirsen daha deÄŸerbilir, daha halden anlar, kısacası daha insan olabilirsin. Bu az bir kazanım mı peki?
Belki böylesine bir hesaplaÅŸmaya da olanak tanıyor bu mevsim. Baharın kıyıcılığı biraz da ÅŸu fazla açık sözlü olmasıyla açıklanabilir. İçinden geçeni pat diye söylüyor ve yargılıyor insanı. Bir armaÄŸan olduÄŸu konusunda hemfikir olduÄŸumuzu düşündüğüm hayatta, hiç deÄŸilse bir konuda sonuna kadar açık yürekli olalım öyleyse. Geçen zamanın kayıplar hanesini olgunlukla karşılayalım; kazanımların içimizi ışıkla dolduran heyecanını ise hiç hafife almayalım. Bir avuntu deÄŸil bu. Belki “hayat ve biz” konusunda gireceÄŸimiz eÄŸlenceli bir muhasebe için bir baÅŸka düzlemde “dört iÅŸleme davet!”
İlanı deÄŸiÅŸtirelim mi peki? Evet, bu noktada iÅŸ yine bizlere düşüyor sanırım. Sonuç olarak, baharı kimsenin kaybetmediÄŸi bir dünya bu. Aklın, duyguların hadi eli açık olalım aÅŸkın yol göstericiliÄŸinde, giden her baharın gelecek bir yeni baharı iÅŸaret ettiÄŸi gerçeÄŸini de paylaÅŸmaya olanak tanıyor. Hükümsüz olan ise yalnızca az önce sıraladıklarım olsun öyleyse. Kırgınlıkların, mutsuzlukların, kayıpların bile hayata kattığı ÅŸeyler var çünkü. İspatı ise ulaÅŸabileceÄŸiniz ilk ÅŸiirin ilk dizesinde saklıdır belki! Arif Damar’la aralıyorum kapıyı; gerisi size kalmış.
“Yalnızca gelsin diye mi beklenir güzel günler
Beklemek de güzel...”
*Bir sitem var artık. Sevgili Turgay’ın öneri ve ustalığıyla kotarılan bu siteye zaman zaman konuk olmanız beni sevindirecektir. www.ahmetonel.com
HoÅŸlukla.
Ahmet ÖNEL
www.ahmetonel.com
"Ahmet ÖNEL" bütün yazıları için tıklayın...