HEP BEKLENMEDİK BİR ANDA ORTAYA ÇIKIYOR BAHAR
Hava raporları -artık öğrendik meteoroloji- soğuk havaları söylüyor. Sis diyor, yağmur diyor, rüzgar diyor. Hepsi doğru çıkıyor.
Hiç kokudan söz etmiyor. Çevremizdeki hışırtıdan, kıpırtıdan, kuşlardan, kedilerden, sesini çıkarmadan büyüyen otlardan, asfaltı delercesine yol kenarlarında açan sarı çiçeklerden,
taş evin gizli bahçesindeki erik ağacından, kara çalıların arasında kendine yol bulan kardelenlerden, ocağımıza dikilen incir ağacının canım sürgünlerinden tek kelime yok.
- Okuduğumuz kitapların arasına kaldığımız yerden bir işaret koyup,
- Koltuğumuz altına sıkıştırdığımız gazeteleri açmadan,
- Çözdüğümüz bulmacanın -soldan sağa bir mısır tanrısı- iki harfini düşünmeden,
- İnternetteki face bilmemne - idrardan karakter tahlillerine- OFF! çekip,
- Dört duvar arasındaki, masa başlarındaki o bitmez tükenmez “bu memleket adam olmaz, ancak böyle adam olur” “son tahlilde” çözümlemelerine ara verip…
Paltoyu kolumuza alıp, kaşkolu gevşetip
Ne olur serin yelde acık ürpersek
Alışkın olmadığımız kokularla gıdıklansak
Biraz aksırıp öksürsek, üşütsek, burnumuzu çeksek
Islık çalsak
Pazara gitsek, adını, pişirmeyi bilmediğimiz otlardan alsak
“Şevket-i bostan” yesek
Sevgilimizin elini tutsak, neler düşünsek
Tanıdık tanımadık herkese, daha bir “merhaba” desek
Belki iç çekerek eski sevgilileri hatırlasak,
Uzayan günleri, yeniden bahara erişmiş olmayı kutsasak
Akşam Menendi’de bir kadeh rakı içsek
Diyorum.
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN BAHAR GELDİ
Foça, 07. Mart. 2008 04:05
|