ÖNEMLİ GÜNLER…
İnsanların yaşamında önemli günler vardır; doğum, ilk kez okula başlama, mezuniyet, ilk iş, evlenme, çocuklarının doğumu ve bunlara benzer tarihler insan yaşamına damgasını vurmakta ve unutulmamaktadır..
Kentler için de bu böyledir; kuruluşlar, kurtuluşlar, başarılı yöneticiler ve bunların yaptığı büyük işler kolay kolay unutulmamakta aksine o günler bayramlarla, törenlerle, şölenlerle yad edilip gelecek kuşaklara onurla gururla aktarılmaktadır.
Güzel Foça’nın önemli günlerinden biri de bu toprakları bize vatan yapan, çağdaş ve laik Cumhuriyetimizin temellerini atan büyük Atatürk’ün Foça’ya gelişidir.
Kısacık yaşamı (57 yıl) olağanüstü mücadelelerle geçen bu büyük insan, Anadolu’da onlarca il, yüzlerce ilçeye gidemezken Foça’yı neden onurlandırmıştır?..
1934’lerde nüfusu iki bini bulmayan bu küçük kasabaya Gazi Mustafa Kemal Paşa neden gelmiştir?..
Anlatayım…
Tam bugünlerde yani 1930’lu yıllar Avrupa’sında çok önemli sosyal ve ekonomik çekişme ve çatışmalar olmaktadır. Bir tarafta Almanya ve İtalya diğer yanda İngiltere ve Fransa kamplara ayrılmış birbirlerinden toprak taleplerinde bulunmakta buna bağlı olarak hızlı bir silahlanma yarışı sürmekte; Uzak Doğu’da ise Çin ve Japonya arasındaki sürtüşmelerden yeni düşmanlık tohumları yeşermektedir.
Üstüne üstlük Mussolini yönetimindeki İtalya, Akdeniz’i kendi egemenlik alanı içinde görmekte; Anadolu’ya açıkça göz dikmektedir.
Dünyadaki bu kaygı verici gelişmeleri ve buhranı yakından takip eden Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geleceği ve güvenliği ilgili tüm tedbirleri en ince ayrıntısına kadar düşünmekte; içerde ve dışarıda gerekli önlemlerin alınması konusunda bizzat girişimlerde bulunmaktadır. (Büyük Atatürk, kendi başkanlığında yapılan ve Genelkurmay Başkanı’nın da katıldığı Bakanlar Kurulu’nda yaptığı konuşmada: “Mussolini’nin Rodos yoluyla güneyimize ya da Ege kıyılarına bir çıkarma yapmaya kalkışması, kendisi açısından delilik olur. Ama megaloman, ölçüsüz, ne yapacağı belli olmayan bir diktatör. Onun için en uzak ve en ağır olasılığı düşünmeli, hazırlıklı bulunmalı, caydırıcı her tür önlemi almalıyız…” demiştir.)
İşte bu düşünceden hareketle 7 Nisan 1934 akşamı trenle Ankara’dan İzmir yönünde yolculuğa çıktı. 8 Nisan 1934 günü Uşak’ta topçu birliklerini, Salihli’de istihkam taburu ve topçu alayını teftiş etti. Aynı gün 19.00’da Manisa’ya geldi. Geceyi trende geçirdi. Sabah erkenden hareketle Muradiye İstasyonu’nda ve Menemen’deki askeri birlikleri denetledikten sonra Foça ve çevresindeki askeri kıtaları ziyarete başladı. Saat 12.00’ye kadar süren çalışmalara müteakip Büyük Deniz Limanı kıyıcığındaki Celile Hanım Köşkü’nde bir süre dinlenip Foçalılarla söyleşiden sonra limanda hazır bulunan vapura binerek İzmir Körfezi’nin en stratejik noktalarından biri olan Uzunada’ya geçti. Burada konuşlanan Topçu Alayı’nı teftiş etti. Yorucu bir günden sonra ancak 19.30’da İzmir’e ulaşabildiler. Ertesi günde çok erkenden başlayan denetimlerde önce Gaziemir’deki piyade alayı ve uçak topçu bataryası, sonra da sırasıyla Seydiköy’deki hava kuvvetleri, Bornova’daki askeri kuruluşlar ve Kuşadası Süvari Alayı’nın teftişi yapıldı. 14 Nisan 1934 gününe kadar Bergama, Dikili, Ayvalık, Çanakkale ziyaretleri yapıldıktan sonra 15 Nisan günü Balıkesir’deki askeri birlikler denetlenip 16 Nisan’da Ankara’ya dönüldü.
Bu 10 günlük yoğun ve yorucu gezide durak noktalarından birinin Foça olması önemlidir. 76 yıl önce yapılan bu ziyaret günü, “Atatürk’ün Foça’ya Gelişi”, O’nu anmanın, anlamanın; yaşayıp yaşatmanın bir fırsatı olarak her yıl kutlanamaz mı?..
Çünkü; ondan ve onun ilke ve değerlerinden uzak düştükçe yolumuz sarpa sarıyor. Oysa; Atatürk’ün deneyimleri, söz ve eylemleri bizi sonsuza değin birlik ve bütünlük içinde yaşatacak gücü sağlayacak olan büyük ve derin bir kaynaktır.
Hem de hiç durmadan akan tükenmez bir kaynak…
Eğitimci-Yazar
recboz48@gmail.com
|