ÖMER HOCA VE ARKEOLOJİK PARK… / Recep BOZKURT
Recep BOZKURT

Recep BOZKURT

ÖMER HOCA VE ARKEOLOJİK PARK…



Bir kentin kimliÄŸini oluÅŸturan, kendine özgü yapan; arkeolojik mirasıdır, tarihsel ve kentsel dokusudur. Bu dokuyu bazen yer altından bulup çıkaran; elde edilen her türlü kalıntıyı inceleyip, yorumlayıp tanımlayan; aslına uygun bir biçimde tekrar kurup korunmasını saÄŸlayan da Arkeoloji Bilimi’dir.

Arkeolojik Park” ise; ortaya çıkarılan ya da var olan tarihsel ve kentsel dokunun onarılıp, donatılıp park biçimindeki çevresel düzenlemeyle birlikte insanlığa sunulmasıdır.

Toprak altı ve toprak üstündeki her türlü arkeolojik malzemeyi ve eseri içinde barındıran “Arkeolojik Park”, İkinci Dünya Savaşı’nın yakıp yıktığı Avrupa’da 1960’lardan sonra gündeme gelen bir düşünce ve uygulamadır. EÄŸer bu uygulamalar gerçekleÅŸtirilmeseydi bugün dünyanın hayran kaldığı birçok “Antik Kent”in yerinde yeller eserdi!..

Bugünkü Foça, Batı Uygarlığı’nın öncüsü durumundaki “Phokaia Antik Kenti”nin tam üzerinde yer almaktadır. M.Ö. 650-545 yılları arasında altın çağını yaÅŸayan ve deniz ticaretiyle zenginleÅŸip bir bilim ve kültür merkezi durumuna gelen Phokaia, aynı zamanda dünyanın kültür önderi konumuna yükselmiÅŸti. Çevresini kuÅŸatan 7-8 km. uzunluÄŸundaki surları ile de kendini güvence altına alan bu görkemli kent, bolluk ve varlık içinde yaşıyordu.

“3500 kiÅŸilik kapasitesiyle Anadolu’nun en eski tiyatrosuna sahip olan Foça, aynı zamanda paha biçilmez bir tarihi mirasın üzerinde oturmaktadır...” (*)

Foça’da bilimsel nitelikte ilk kazılar, 1913 yılında Felix Sartiaux’nun yaptığı kazılardır. Aralıklarla 1920 yılına deÄŸin uzanan bu çalışmalardan sonra ikinci kazı dönemi Ord.Prof.Dr. Ekrem Akurgal tarafından 1952 yılında baÅŸlayıp 1970 yılında sonuçlandırılan dönemdir. Son dönem Foça Kazıları ise, Prof.Dr.Ömer ÖzyiÄŸit’in günümüze kadar uzanan ve Heredot’un sözünü ettiÄŸi ünlü surların bulunup gün yüzüne çıkarıldığı, dünyanın en eski çelik üreten demirci atölyesi ile en eski İon Evleri Planları’nın Foça’da olduÄŸunu kanıtlayan çalışmalardır.

Foça’nın doÄŸal, kültürel ve tarihsel yapısının çok fazla bozulmadan bugüne ulaÅŸmasında Ömer ÖzyiÄŸit hocanın katkısı, etkisi, özverisi ve mücadelesini gelecek kuÅŸakların saygıyla yad edeceklerinden hiç kuÅŸkum yoktur. Bu saygıdeÄŸer bilim adamının Foça sevgisinin, tarih ve kültür sevgisinin bugün tam ve doÄŸru olarak anlaşılmaması doÄŸaldır. Hatta, kiÅŸisel beklentiler ve ihtiyaçlar gereksiz düşmanlıklara ve küskünlüklere de yol açmıştır. Bunların zamanla ve ortaya çıkacak güzelliklerle unutulacağına inanıyorum.

Prof.Dr.Ömer ÖzyiÄŸit, bugünlerde çok önemli bir projeyi hayata geçirmek için yılmadan usanmadan çalışmakta, Foça’ya “Arkeolojik Park ve Açıkhava Müzesi” kazandırabilmek için yoÄŸun bir emek sarf etmektedir.

Bu güzel kentin geleceÄŸi için çok yararlı sonuçlar doÄŸuracak olan bu projenin gerçekleÅŸmesi Foça için hayati derecede önemlidir. Ömer Hoca, yerel yönetimce, Foçaseverlerce mutlaka desteklenmelidir…

Ancak böyle projeler Foça’yı dünyaya açar…

Kim ne derse desin, Foça’nın geleceÄŸi turizmdedir Turistin geleceÄŸi yer de “balık yenip rakı içilen yer” deÄŸil; kültürel ve doÄŸal güzelliklerin bulunduÄŸu, tarihsel dokunun korunup kollandığı, arkeolojik araÅŸtırmaların yılmadan usanmadan yapıldığı, yeni bulguların elde edilip kıskançca saklandığı kentlerdir, yörelerdir.

Bu böyle biline…

(*)- Prof.Dr.Ömer ÖzyiÄŸit, FOÇApress’in 16 Kasım 2009 ve 16 Aralık 2009 sayıları.


EÄŸitimci-Yazar


Recep BOZKURT

recboz48@gmail.com



16 Şubat 2011 Çarşamba / 2285 okunma



"Recep BOZKURT" bütün yazıları için tıklayın...