İZMİR-FOÇA ARASI DENİZ ULAÅžIMINA AÇILMALIDIR… / Recep BOZKURT
Recep BOZKURT

Recep BOZKURT

İZMİR-FOÇA ARASI DENİZ ULAÅžIMINA AÇILMALIDIR…



Trafiğe çıkan araç sayısının giderek arttığı ülkemizde karayolları artık bu sıkleti çekemez oldu. Kazalar nedeniyle yollar adeta kan gölü halinde!..

Bu yazıyı yazmadan önce elime bir istatistiki bilgi geçti. Ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığının %95’i karayolu ile yapılıyor. Bu yoÄŸun trafikte geçen yıl meydana gelen 929 bin 304 kazada 5 bini aÅŸkın yurttaşımız yaÅŸamını yitiriyor. Bu kazalardaki hasarlar nedeniyle ortaya çıkan maddi kaybın boyutları ise akıllara durgunluk verici.

Bir ülkede gelişmişlik ölçütlerinden biri de trafik düzeninin işleyişidir. Bizde bu iş, Arap saçına dönmüş durumda. Yurttaşlarımızı karayollarında kurbanlık koyunlar gibi seyahat etme yazgısından kurtarmak mümkün değil mi?..

Elbette mümkün.

Uygar ülkeler akıl ve bilimle bu işi çözdüler.

Nasıl mı?..

Denizyollarına ve demiryollarına hak ettikleri önem ve deÄŸeri vererek; kentler de ise ulaşımı raylı sistemlere oturtarak…

Cumhuriyetimizi kuranların ilk yaptıkları işler arasında, Türkiye kıyılarında yolcu ve yük taşımacılığının Türk bayraklı deniz taşıtları tarafından ve Türk vatandaşlarınca yapılması kararı vardır. (01 Temmuz 1926 yılında yürürlüğe sokulan Kabotaj Yasası gereğince)

Kurtuluş Savaşı öncesinde işletme hakkının yabancı devletlerinin elinde olan demiryolları, bütün maddi sıkıntılara rağmen satın alındı. Bununla da kalınmayarak, Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye vatan toprakları demir ağlarla örülmeye başlandı. 1924-1950 yılları arasında tam 3579 km demiryolu işletmeye açıldı.

Ama ne hazindir ki, 1950’li yıllardan itibaren deniz ve demiryolları bir kenara itilerek karayollarına ağırlık verildi.

Oysa üç tarafımız denizlerle çevriliydi; deniz taşıtları yapımında büyük mesafeler kat etmiÅŸtik. Demiryollarını, lokomotifleri ve vagonları kendi işçimiz kendi mühendisimiz ve milli sermayemizle yapıyorduk…

Karayolları ulaşım araçlarının ise motoru da yedek parçası da, yakıtı da dışarıdan geliyordu.

* * *


Hemen bütün uygarlıkların deniz ya da büyük akarsu boylarında gelişip geniş coğrafyalara yayılması rastlantı değildir. Deniz ulaşımı, insanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırır. Çünkü deniz yolculuğu en keyifli, en ucuz ve en güvenli yolculuklardan biridir.

İzmir BüyükÅŸehir Belediyesi, 08 Mart 2000 tarihinde çok yerinde bir kararla Körfez’de deniz ulaşımını baÅŸlattı. Bu uygulama kent trafiÄŸini hissedilir derecede rahatlatmakla kalmadı, kentteki ulaşım kalitesini ve güvenliÄŸini de arttırdı. (Daha geçenlerde bu güzel kentte ülkemizin en yaygın kentiçi raylı sistem ulaşım ağı da hizmete girdi ki, İzmir’de ulaşım çok daha rahatlayacak)

Rahmetli Ahmet PiriÅŸtina’nın baÅŸlattığı bu önemli projeye, bugün BüyükÅŸehir hizmet hudutları içine alınan Foça’nın da katılmasını istiyoruz.

Çünkü; sıcak yaz günlerinde ve hafta sonlarında İzmirliler, Ege kıyılarının bu en temiz, en güvenli; doğal ve kültürel yapının bozulmadığı bu şirin yurt köşesine akın akın gelmektedir.

Gelsinler…

Yaz aylarında Foça’nın nüfusu 100 bine yaklaÅŸmaktadır.

YaklaÅŸsın…

Bundan şikayetçi değiliz.

Lakin, bu gidiş gelişlerde İzmir-Foça karayolu çekilmez bir çilehaneye dönüşmekte; oluşan araç konvoyları bazen kilometreleri bulmaktadır.

* * *


Çok uzak deÄŸil daha 1930’lu ve 40’lı yıllarda Ege’nin mavi sularını yararak ve ardında beyaz köpükler saçarak salınan yolcu vapurlarını bugün de Foça Limanı’nda görmek en güzel hayallerimizden biridir.

Aziz KocaoÄŸlu’nun Foça tutkunlarından biri olduÄŸunu biliyor ve kendisinden bu hayalimizi gerçekleÅŸtirmesini bekliyoruz…

İzmir-Foça arasında deniz ulaşımına baÅŸlanması bu ÅŸirin ilçeye yepyeni ufuklar açacak; Ege ve Akdeniz’deki diÄŸer liman kentlerine de örnek teÅŸkil edecektir.

Denizlerimizi “Mavi Vatan” yapmanın bir yolu da bu tür hizmetlerden geçmez mi?..

Yazımızı büyük Atatürk’ün 1937 yılında TBMM’nin açılışında yaptığı konuÅŸmasından bir bölümle noktalayalım:

…DenizciliÄŸi Türk’ün Büyük Milli Ülküsü Olarak Düşünmeli ve Onu Az Zamanda baÅŸarmalıyız…


EÄŸitimci-Yazar


Recep BOZKURT

recboz48@gmail.com



22 Şubat 2011 Salı / 2458 okunma



"Recep BOZKURT" bütün yazıları için tıklayın...