EXPO 2015’in ardından
Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen BIE Genel Kurulu'ndaki oylamada İzmir 65, Milano 86 oy aldı.
*
EXPO neydi?
Expo'lar üretilen ürünlerden çok, ülkelerin kültürel, sanatsal, teknolojik olarak sahip oldukları toplumsal değerlerin sergilendiği dünya fuarları olarak tanımlanıyor. Beş yılda bir yapılan ve altı ay boyunca açık kalan uluslararası niteliğiyle olimpiyatlardan bile daha büyük bir organizasyon olan Expo, ayrıca önemli bir marka olarak düzenlendiği kent için de turistik referans niteliği taşıyordu.
Expo ilk kez 1851'de, sanayi devriminin ilk yıllarında İngiltere'de düzenlendi. 156 yılda 63 kez yapıldı, 500 milyonun üzerinde ziyaretçi çekti.
*
İzmir valisi sayın Kıraç, "Expo 2015 İzmir'e çok yakışacak. İzmir bunu istiyor. İzmir olarak biz bu süreci çok iyi takip ettik, çalıştık ve elimizden geleni yaptık" demişti.
Gerçekten elimizden geleni yaptık mı?
*
Neden Milano?
Çünkü, dünyanın yedinci büyük ekonomisi olan İtalya'nın "sanayi ve ticaret başkenti" olarak kabul edilen Milano, Expo 2015 için Expo'lar ve benzer organizasyonlar konusundaki deneyimini ön plana çıkaran kampanyalar yürütüyordu. Milanolu yetkililer, gerek sunumlarında, gerekse tanıtım çalışmaları sırasında kentin böyle büyük bir organizasyon için gereken altyapıya şimdiden sahip olduğunu vurgulamışlardı.
Expo 2015'i Milano’nun kazanması, deneyimin ve altyapıya sahip olmanın önemli olduğunu göstermiş oldu.
*
Dileriz, kent yöneticilerimiz doğu duygusallığına kapılıp “gelecek Expo’ları mutlaka bir gün kazanacağız” diyerek gereksiz “yola devam” mesajları vermezler; “bizim hakkımızı yediler”, “rüşvet çarkları döndü”, “Avrupa kendi içine döndü” gibi kendimizi avutmaya dönük, halkı kandırmaya yönelik asılsız demeçlerle rehavete düşerek Expo oylama sürecinin kazandırdıklarını unutmazlar.
Dileriz bu kazanım, kent yöneticilerinin geleceğin İzmir’inin yaratılmasında verecekleri kararlarda önemli rol oynar.
Kentimizin doğal nitelikleri ve ekolojik hassasiyetleri dikkate alınarak, yeşil alan miktarının arttırıldığı, tarımsal alanlardan hiç ödün verilmeden sulak alanların korunduğu; kişiliksiz beton yığını çarpık kentleşme modelinden vazgeçilerek tarihsel ve kültürel değerlere saygılı yeni kentsel dokuların yaratıldığı; doğal ve tarihi güzelliklerimizi, değerlerimizi turizme kazandırdığımız; altyapısı sağlıklı, planlı, yaşanılası İzmir’imizi umarız hep birlikte yaratabiliriz.
Ne yazık ki, öğrendiğimize göre Expo fuar alanı olarak belirlenen arazi üzerinde üç ayrı kurum tarafından hazırlanmış, üç farklı plan bulunmaktaymış. Durum böyle olunca düşlediğimiz geleceğin sağlıklı kentlerini nasıl yaratacağımız korkusunu yaşamamız doğal değil midir?
Yapılan açıklamalara göre, İzmir Expo'yu alsaydı, şehir adeta yeniden inşa edilecek; 20 milyar dolar fuarın altyapısı için harcanacaktı.
Madem İzmir’in bu kaynağı var veya yaratılacaktı, o zaman; şimdilerde etkinliği çok azalmış olan ama İzmir’le bütünleşmiş 76 yıllık “İzmir Enternasyonal Fuarı”nı da canlandırarak, İzmir’i bir dünya kenti haline getirelim ve Expo 2015 için hedeflediğimiz bir defada gelecek 20 – 50 milyon turistten çok daha fazlasını sürekli olarak kentimize getirmeyi hedefleyelim.
|