Yamuk mu?
Diyorlar ki “erkek milleti ne demelere biz kadınlara üstünlük taslayıp duruyor? Ne demelere biz kadınları egemenlikleri altına almak istiyorlar durmadan?”
Soruların karşılıklarını kadınlar (yine soru sorarak) kendileri veriyor: “Kadınların kafalarının çalışmıyor sanısından mı?”
Haklılıkları için hemen somut bir örnek veriyorlar size, “Kopan parmağı yerine dikebilen bir kadın doktorun mu kafası daha iyi çalışır, yoksa kahve köşelerinde oturup iskambil oynamaktan başka bir işe yaramayan bir erkeğin mi?”
Ve bir de (çok akıllıca ve çok kadınca) bir sav: “Erkeklerin bir penise sahip olmaları, cinsel açıdan kadınlardan daha üstün oldukları anlamına gelmez.”
Uzmanlar da bunu savunup bunu söylüyorlarmış zaten.
Bütün aşk hikayelerinin sonu, gelecek kuşağın yaratılmasından başka bir şey değildir ona göre. Birbirlerine aşık olan erkekle kadının, gitgide artan yakınlıkları, ortaya çıkarmak istedikleri (çıkarabilecekleri) yeni bir birey’in yaşama iradesinden başka ne olabilir ki?
Bertrand Russell, onun gibi (Schopenhauer gibi) düşünmez, “Ben” der; “romantik aşkın, yaşamın verebileceği en büyük zevklerin kaynağı olduğuna inanıyorum.”
Freud da başka bir düşüncededir; “Cinsel içgüdülerin, temel bakımından üreme amacına hizmet etmekten çok, özel bir takım hazların duyulması hedefine yönelmiş olduklarını kabul edecek olursak, düşünce açımız da enikonu genişlemiş olacaktır.”
Evlilik bir kurumdur, doğru. İki temel öğesi, kadın ve erkektir. Evliliğe karşı olanlar; kadını ille bakılmak, desteklenmek ve rahat etmek uğruna evlenmeyi kabullenmiş gösterirler.
Bu, belki (birazcık) doğrudur; fakat evlilik düşmanlarının abarttıkları kadar da doğru değildir.
Kadının elbette erkeğe gereksinmesi vardır, erkeğin de kadına… Ve kadın bunun dışında asıl yalnız kalmamak için evlenir. Bakın sayısal verilere, hak verirsiniz.
Buna göre, kadınların yüzde doksan dokuzu bir erkekle beraber olabilmek, yüzde yetmiş altısı da bir koruyucuya gerek duyduğu için evlenirlermiş. Bir başka yüzdeye (yüzde yetmişe) göre, kadınlar, yalnızlıktan korktukları için nikah masasına oturuyorlarmış.
Tanrı aşkına, ey kadınlar, gerçek mi (olabilir mi) bunlar?
Konuşun, yüzleyin!
|
