18 MART VE TARİHİ BİLMEK
28 Temmuz 1914 yılında başlayan ve dört yıl süren Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin o güne kadar görmediği, yaşamadığı büyüklükte bir olaydır. Bu büyük tarihi olay içinde ise en olağanüstü savaşlar -denizde ve karada olmak üzere- Çanakkale’de olanlardır.
Bir tarihçi olarak yazımın hemen başında belirtmek isterim.
İşte bu büyük olayın deniz savaşları ile ilgili zaferin 96. yıl dönümü olan 18 Mart 2011 günü, Reha Midilli Kültür Merkezi’nde, Reha-Necla Midilli İlköğretim Okulu’nun düzenlediği bir tören yapıldı. Bu tür işlerin kolay olmadığını, nasıl bir çalışma ve emek istediğini bilen biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Her yönü ile güzel ve yararlı bir programdı. Tarihi olaylar, görsel malzemelerle süslenerek başarılı bir biçimde sunuldu. İçinde o günlerde yaşanan anılardan alınmış anektodlar bulunan ve aynı okul öğretmenlerinden Hatice Karakaya tarafından yazılan ve bu okulun öğretmen ve öğrencilerince oynanan bir piyes de eklenince – bilhassa çocuklar ve gençler için- güzel bir kültür şölenine dönüştü.
Emeği geçenleri başta Okul Müdürü M.Emin Gedikçe olmak üzere içtenlikle kutluyorum.
Ne yazık ki okuyan bir toplum değiliz. Bir de buna tarihi hafızamızın zayıflığını eklersek; ortaya nasıl bir toplumsal yapı çıktığını bir televizyonumuzun haber sonrası sokaktaki vatandaşlara sordukları sorular ve aldıkları yanıtlardan çok acı bir şekilde görüyoruz. Onun için doğru bilgiler içeren kültür programlarını yapmanın ve her fırsatta daha geniş kitlelere ulaştırmanın yollarını bulmalıyız, derim. Çünkü ne acı ki, insanımız giderek tam bir “dizi toplumu”na dönüşüyor. Günlük yaşamımızı bile televizyon dizilerine göre ayarlar haline geldik!.. Edebiyat, sanat, kültür programlarını izleyenlerin sayısı ise giderek azalıyor. Düzenli kitap okuyanların sayısı ise, bin kişi de bir kişi!..
Oysa; “Tarih, bir yaşam dersidir. Onu insan yapar. O nedenle yaşayarak, yaşatılarak öğretilir. İnsan her anını geçmişin bir sonucu olarak yaşar. Geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz. Tarih, tarihini unutan ve geçmişinden ders çıkarmadan geleceğini kurtarmak isteyen ulusların acı sonlarıyla doludur…”
Gençlerimize; özgürlük ve bağımsızlık mücadelemizi; tarihimizin en şanlı sayfalarını yazan, en büyük devrimlerini gerçekleştiren Atatürk’ümüzü, tam ve doğru olarak öğretemezsek işimiz çok zor. Dünya ulusları içinde onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamamız da mümkün değil…
Eğitimci-Yazar
recboz48@gmail.com
|
