ISSN 1308-8483
ZEUS'UN EVLENMELERİ / Gürbüz SEZGİN bir iktidar mücadelesini anlatır bize.
İktidara gelince de yedi evliliğiyle,
hangi nitelikleri olm... ">
  Yayın Tarihi: 19.4.2008    


ZEUS'UN EVLENMELERİ

Hesiodos, "Theogonia" adlı eserinde evrenin oluşumundan öte
bir iktidar mücadelesini anlatır bize.
İktidara gelince de yedi evliliğiyle,
hangi nitelikleri olması gerektiğini anlatır bir yöneticide.
Zeus simgesinde bir iktidarı ve yönetimi özdeşleştirir hikayesinde.
İktidar mücadelesini anlatalım önce.
Zeus, babası Kronos'un yuttuğu kardeşlerini kurtarmakla başlar ise.
Babasını kusturup kavuşunca kardeşlerine,
kız kardeşleri Hera, Hestia ve Demeter' e,
erkek kardeşleri Poseidon'la acımak bilmez Hades'e,
yerleştiler Olympos'un tepesine.
Titan tanrılar ise,
savaşa hazırlanıyorlardı dumanlı Othris'te.
Tam on yıl süren mücadelede, tarafların hiçbiri galip gelemeyince,
Zeus başvurdu yeraltında zincirli devlere.
Böylece Kronosoğulları, tek gözlü Kyklopslar ve yüz kollu Hekatonkheirler bütün güçleriyle,
giriştiler amansız cenke.
Zeus'un şimşekleri ve yıldırımlarıyla,
yüz kollu devlerin fırlattığı taşlarla
Titanlar sürüklenip Tartaros'a,
sonsuzca hapsedildiler bu büyük karanlığa.
Bekçi dikildi devler Tartaros'un kapısına, Zeus'un buyruğuyla.
Savaş bitmemişti hala,
zira, büyükanneleri Gaia, Typhon'u doğurdu sevişip Tartaros'la.
Toprak Ana, sahip olmak istemişti evrene son oğluyla.
Typhon, alev saçan ağzıyla, korkunç bağrışmalarıyla korku saldı tanrılara;
ama, ileri görüşlü Zeus varmıştı farkına
ve tutuştu onunla büyük bir savaşa.
Öyle bir gürledi ki yer gök inledi ayakları altında.
Yığılıp kaldı yere Typhon yediği kamçıyla
ve düştü Toprak Ana'nın kucağına, gömüldü Etna dağına.
Zeus böyle geçti tanrıların ve insanların başına.
Bundan böyle sürdürecekti hep iktidarına Olympos'ta.
Böyle uygun görünce kardeşleri,
Zeus'un ilk işi, onlarla paylaşmak oldu yetkilerini.
Hestia kentlerin ateşini,
Hera evliliği,
Demeter toprağın verimliliğini,
Poseidon denizleri üstlendi.
Yeraltı ise Hades'indi.
Evrenin yönetimi oybirliğiyle Zeus'a verildi.
Üstlenir üstlenmez yönetimi,
altı kez evlenip belirleyecekti ilkelerini.
Yedincisi Hera'yla evlenip sonsuz dinlenceye çekilecekti.
Altı evliliği kimlerleydi ve neydi bu evliliklerin özelliği?

Zeus'un ilk esi Metis'ti, tanrıların en çok bileni.
Onu öylesine seviyordu ki,
ölümsüzlerin hiçbiri, bilgelikte geçmesin diye kendisini,
yuttu onu gövdesine indirdi.
Böylece Metis, her zaman bildirecekti eğriyi ve iyiyi.
Doğum zamanı,
oğlu Hephaistos'u çağırdı, topal demirci tanrıyı,
baltayla yardırdı kafasını.
Böyle doğurdu bilge tanrıçayı, gök gözlü Athena'yı.
Bundan böyle Athena karar kılacaktı
savaşlarda kim haksız kim haklı.
Tüm tanrıçalar onu kıskandı.
Bütün savaşlarda o vardı,
yöneterek orduları, dünyayı birbirine kattı.
Ayrıca öğretti kadınlara dikiş nakışı.
Bilgelikle yönetti Zeus insanlar katını, Metis'ten aldığı.
Daha iyi yönetebilirdi dünyayı tanrılar kralı,
başka işlere vermeseydi aklını, dizginleyebilseydi çapkınlıklarını.
Ama bir yönetici için Metis olmazsa olmazdı.
İkinci evliliği Yasalar tanrıçasıydı.
Themis ondan doğurdu Horaları ve Moiraları.
Horalardan Eunomia gözetliyordu en iyi yasaları,
Eirene barışı, Dike en haklı yargıları.
Moiralar paylaştırıyordu yaşama paylarımızı.
Klotho, Lakhesis, Atropos bağımsızdı
belirlerken mutlu veya mutsuz olacakları.
Sonuçta baştanrı en iyi yasaları çıkarmalıydı, adil olmalıydı,
dahası her daim barışı korumalıydı.
Üçüncü evliliğini Zeus, Eurynome ile yaptı.
Güzelliğiyle görenleri büyülüyordu bu uyum tanrıçası.
Kharitleri doğurdu, üç güzel kızı: Aglaie, Euphrosyne ve Thalia koydu adlarını.
Adlarının anlamı güzellik, ışıltı ve parlaklıktı.
Kısacası, simgeliyorlardı göze hoş olanı.
Mesken tutmuşlardı oyunlar için dağları, her taraftan duyulsun diye çalgıları.
Allayıp pullamışlardı Pandora'yı, az değildi katkıları.
Onlarla şenlenirdi Apollon'un, Afrodit'in alayları.
En önemlisi, Kharitler her çeşit sanatı esinleyen ve koruyandı.
Onlar sağlardı insanlarda ve tanrılarda yaratıcılığı.
Sözün kısası, yaratıcılık olmadan, değil tanrı, insan bile olunamazdı.
Dördüncü eşi Demeter'di, tarlaların bereketi, toprağın verimliliği.
Zeus, bilgeler bilgesi Demeter'le sevişti.
Bir kız çocuğu verdi ona bizimkisi, Persephone'yi.
Hades, yeraltının bekçisi, Persephone'yi kaçırıp annesinden gizli, onunla evlenecekti.
Yeraltı kraliçesi sadece dört ay görebilecekti annesini.
İşte bu dört ayda, ilkbaharda, toprak yeşerecekti.
Zeus, kızkardeşi Demeter'le evlenmeseydi,
ne kalırdı işlerinin beti bereketi, ne de doyurabilirdi ölümlü1eri.
Yani Demeter ekonomiden başka bir şey değildi.
Beşincisi, Titan tanrıçalardan biri, Mnemosyne'ydi.
Adının anlamı bellekti. Zeus ile Pieria'da birleşti,
Hesiodos'un memleketi, Boiotia'nın bir kenti.
Burada doğurdu Müzleri, esin perilerini.
Kalliope, destan şiirini; Klio, tarihi; Polhymnia, pantomimi; Euterpe, flütün ezgilerini;
Terpsikhore, dansın ritmini; Erato, korolu şiiri; Melpomene, trajediyi; Thalia, komediyi;
Urania, gök bilimini temsil etti.
Müzler ki, bütün ozanların sevgilisi, herkes tarafından da sevilirdi.
Çünkü yalnızca onlar bir insanı tanrı, bir tanrıyı insan yapabilirdi.
Zeus, kurmak için kendi egemenliğini,
öncelikle yaratıcı güçleri benimsemeliydi.
Ne zaman insana yaklaşmak isteseler Olympos'un efendileri,
kullanırlardı bu sevimli güçleri.
Müzler sayesindedir ki, Homeros da, Hesiodos da yaratmışlardı eserlerini.
Altıncı eş olarak Leto'yu aldı, Apollon ile Artemis'in anaları.
Leto, Zeus'un kollarında gebe kalmıştı.
Çocukları Uranos'un en güzel torunlarıydı.
Apollon, kahin tanrı, her şeyden haberi vardı.
Dahası, güneşle, gün ışığıyla birlikte anılırdı.
Müz1er hep onun peşine takılırdı.
Güzel lir çalardı ama bir müzik yarışması sonunda diri diri yüzüp Marsyas'ı,
lekeledi o büyük adını.
Artemis, Leto'nun güzel kızı, ay tanrıçasıydı;
akşamları, alıp oklarıyla yayını geyik avlardı.
Bu iki kardeş tanrı, çocuklarının çokluğuyla övünen Niobe'yi cezalandırdı.
Altı oğlunu Apollon, altı kızını da Artemis oklarıyla avladı.
Niobe'nin acısı ve ahı onların peşini hiç bırakmadı.
Oysa asıl sıfatları, ApolIon gündüz, Artemis gece aydınlatmaktı dünyayı.
Demek ki Zeus, evrenin sahibi,
24 saat uyanık kalmalıydı ve insanları aydınlatmalıydı.
Bu, bir yönetici için değişmez kuraldı.
Zeus, böylelikle donanıp bütün yetileri, evrenin hakimi oldu.
Artık dinlenmesi gerekiyordu.
Evliliğinin sonuncusu Hera'yla oldu.
Hera, yatağına alıp Zeus'u,
Hebe'yi, Ares'i, Eileithyia'yi doğurdu.
Kıskançlıkta üstüne yoktu.
Hesiodos ve Homeros, bir öfke, hırs, kin dolu canlandırdı onu.
Oysa Hera, eni konu evliliğin kendisini simgeliyordu.
Kronosoğlu, Hera'yla birlikte paylaştılar sonsuzluğu,
insanlar gibi bazen mutsuz, bazen de mutlu.


Gürbüz SEZGİN

anteros59@hotmail.com


2173










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)