Foça Taşı
Dünya mı dar geliyor bizler mi çoğaldık nedir, etrafımızda olup bitenler giderek karmaşıklaşıyor! Aynı gün ve aynı haftalar, hem dünya şiir günü, hem orman günü, hem dünya su günü, baharın başlangıç günü, kuşların cıvıldama günü, meteoroloji günü, dünya ırk ayrımıyla mücadele günü, dünya tiyatrolar günü, yaşlılar günü diye kafalarımızı karıştıran birçok gün!
Hem bu özel günler arasında fikir birliği de yok, her önüne gelen kendince özel saymış o günü. İyi de yapmış! Bir şeyleri hatırlamak için böyle günlere gereksinim duymak biz fanilerin ne kadar ucu tükenmez işleri olduğunun apaçık göstergesi. Alt tarafı 365 gün ile sınırlı bir zaman dilimine hapsedilen özel günleri anımsamak için, bu güzel kafalarımızı nasıl da dolduruyoruz…
Ne tuttuğumuz notlar, ne hatırlatıcı olarak belirlediğimiz uyarı sistemleri bizi dünya günceline tam da entegre edemiyor. Daima bir şeyleri kaçırıyor, yakalama telaşıyla bu defa başka şeylerin uçup gittiğini görüyoruz. Bu işte bir gariplik var ya, neyse…
Biraz yavaşlasak mı acaba! Eh o zaman da içimizdeki deryayı keşfedip öyle bir kapanıyoruz ki, dışarı çıkarabilene aşk olsun. İkisi arasında orta yol yok gibi. Benim bu lafı dolandırma huyum ta çocukluğuma dayanır, alt tarafı erik istiyorum diyeceğim; ne minik yeşil topun ekşiliği kalırdı, ne de manav amcanın sayıyla erik verişi, bütün erikli hikayeler anlatılır ama sadede gelinmezdi, zavallı babacığım…
İnanın yine erik filan değil derdim. Erik tatmaya daha var, hele bir Nisan girsin.
Önceki gün İzmir’de açılan Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri (MARBLE) Fuarı’ndan yola çıkarak Foça Taşı diye adı geçen Foça’nın özel tüf taşından söz edeyim diyordum, aldım lafın kösteğini uzattım biliyorum. İzmir Kültürpark' da düzenlenen, 42 ülkeden 265' i yabancı toplam bin 160 firmanın katıldığı fuar yarın bitiyor, ilgilenenler gitmiş ya da gidecektir.
Foça’ya özgü işlenebilen yumuşak bir taş olan “Foça Taşı” (Lithos Phokaikos) hakkında çoktandır yazmak istiyordum, hatta geçmiş yıllarda bu konuda araştırma da yapmıştım fakat paylaşmaya sıra gelmemişti, elbet birgün paylaşırım. Foça taşını ilk gördüğümde ponza taşı duygusuna kapılmış, gözenekli ve yontulabilir dokusuyla bir sürü zihnifikir düşünceler üretmiştim. Sanki yontu ustası olup sayısız üç boyutlu obje yontmaya girişmiştim!
Sanatçıların bu yumuşak ve şekil verilebilir taşa kayıtsız kalmayacağını ummaktayım. Foça’ya özgü simgeleri Foça taşı ile tasarlamak çok da yaratıcı olmayı gerektirmiyor! Antik çağdan bu yana kullanıla gelen Foça taşı yeni bir keşif olmadığı gibi, yok sayılmaması gereken Foça’ya özgü bir değerdir. Dünya turizm merkezlerinde gezginlerin ziyaret ettiği ülkelerden en çok satın aldıkları eşyaların başında küçük biblo ve magnetler gelir. Taşınması kolay, yerel dokuyu en iyi yansıtan estetik hediyeliklerdir onlar. Önemli olan fark yaratabilmektir.
Urla Slow Food Birliği’nin salyangozunu gördünüz mü? Foça taşından da yapılabilir, neden olmasın! Akıl edeni ve yontucusunu kutluyorum, Foça’ya örnek olması dileğimdir! Kentler sahip oldukları değerlerin farkında olurlarsa, neyi öne çıkartıp tanıtımlarında kullanacaklarını da bilirler. Yaşanılan çevreye daha dikkatli bakıldığında, fark edilecek çok fazla yerel değer görebiliriz…
|